© Baykuş Haber

60 yıllık geleneğin son temsilcisi

SİVAS'IN ZARA İLÇESİNDE YAŞAYAN BEKİR KURT, GEÇMİŞTE İLÇEDE ÖNEMLİ BİR YER TUTAN IZGARACALIĞIN YERİNİ LOKANTA VE RESTORANLARA BIRAKMASINA RAĞMEN İLÇENİN TEK IZGARACISI OLARAK BU GELENEĞİ YAŞATMAYA ÇALIŞIYOR.

Sivas’ın Zara ilçesinde yaşayan Bekir Kurt, geçmişte ilçede önemli bir yer tutan ızgaracalığın yerini lokanta ve restoranlara bırakmasına rağmen ilçenin tek ızgaracısı olarak bu geleneği yaşatmaya çalışıyor.


Sivas’ın Zara ilçesinde geçmişte önemli bir yer tutan yerel ifadesiyle "ızgaracılık", yani ocak başı geleneği, hizmet sektöründeki değişiklik ve gelişmelerle günümüzde yok olmaya yüz tuttu. Geçmişte hayvancılık ve tarımın önemli merkezlerinden biri olan Zara’da her kasap dükkânının önünde yer alan ızgaralar ile hayvan ve buğday ticareti için ilçeye gelenlere hizmet veriliyordu. Bölgede hayvancılığın azalması ve sektördeki değişimle ızgaraların da sayısı zamanla azalarak, günümüzde ilçede tek bir ızgaracı kaldı. İlçede 6 metrekarelik işletmede ızgaracılık yapan Bekir Kurt, bu kültürün son temsilcisi olarak kaldı. Kurt, sağlığı elverdiği müddetçe mesleğini sürdürmeyi düşünüyor.


Lise son sınıfta başladığı mesleğini yıllardır sürdürdüğünü ifade eden Bekir Kurt, “Zara’da önceden eski buğday pazarı vardı. Orada her kasabın önünde bir mangal olurdu. O zaman lokanta kültürü bu kadar gelişmemişti. Vatandaşlar kasapta etlerini yaptırır, mangala verir büyük bir tepside, yerlerdi. O kültür bu zamana kadar geldi. 15 yılı aşkın bir süredir bu işi tek başıma sürdürüyorum. Geçmişten gelen kültürü devam ettiriyorum. Biz bunu Zara köftesi olarak tanıttık ve insanlar beğendi. Protokolden, bürokratlardan ve çevre kazalardan buraya köfte yemeye geliyorlar. Yaptığım köfte katkısız ve doğal. Gelip yiyenler çok memnunlar. Bazı iş adamları İstanbul’dan gelip köftemi yiyorlar. Bazen erken kapattığımda ertesi gün gelip kavga ediyorlar. Ben yaptığım işten ödün vermiyorum. Etimden, temizliğimden, müşteriye davranışımdan ödün vermiyorum. Elimden geldiği kadar kendi ellerimle yapıyorum. İşlerimi işçiye bırakmıyorum. Sabah dükkânımı açar etimi hazırlarım. Ocağımı 10.30’da yakarım ve 11.00’de köfte servisine başlarım. Sağlığım el verdikçe bu işle beraber Hakk’ın rahmetine kavuşuruz. Burası da son durak olur” dedi.



"Izgaranın lezzetini hiçbir şey vermez"


Bekir Kurt’un köftelerinin ayrı bir lezzeti olduğunu söyleyen Mukadder Yıldırım, “Ben burada yaşıyorum ve yemeklerimi de burada yiyorum. Maddi olarak istediğim yerde yiyecek kapasitem var. Ama buranın köftesinin lezzetini verecek bir yer yok” diye konuştu.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER