’794 yıllık Selçuklu şaheseri, yaptıranların birbirine sevgisini anlatıyor’
GenelHüsnü Ümit AVCI/ SİVAS, (DHA)- SİVAS Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Türk Dünyası ve Ortaçağ Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Eser, kentte Mengücek Beyliği döneminde Ahmet Şah ile eşi Melike Turan Melek tarafından yaptırılan Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası’nın taç kapısındaki erkek ve kadın motiflerinin, birbirlerine duydukları sevgi nedeniyle kendilerine ait olduğunu ifade etti.
Hüsnü Ümit AVCI/ SİVAS, (DHA)- SİVAS Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Türk Dünyası ve Ortaçağ Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Eser, kentte Mengücek Beyliği döneminde Ahmet Şah ile eşi Melike Turan Melek tarafından yaptırılan Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nın taç kapısındaki erkek ve kadın motiflerinin, birbirlerine duydukları sevgi nedeniyle kendilerine ait olduğunu ifade etti.
Divriği ilçesinde, Anadolu Selçuklu Devleti'ne bağlı Mengücek Beyliği döneminde, Ahmet Şah ile eşi Melike Turan Melek tarafından 1229'da yaptırılan, UNESCO'nun Dünya Kültür Mirası Listesi'ndeki, Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nın taşları oyularak yapılan motif ve süslemeleri ilgi görüyor. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Türk Dünyası ve Ortaçağ Arkeolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Eser, darüşşifanın taç kapısındaki erkek ve kadın motiflerinin sırrını çözmek için çalışma yaptı. Çalışma sonrası tarihi yapıdaki motiflerin yorumunun uzun boylu kulağında inci formlu küpesi ile Ferhat'ın yerini almış Ahmet Şah ve karşısında örülü uzun saçları ve güzelliği ile Şirin'in yerini alan Melike Turan Melek'e ait olduğu ortaya çıktı. Prof. Dr. Eser, çalışmasını, 'Divriği Yapı Topluluğu: Bir 13. Yüzyıl Anadolu Aşk Hikayesi' adıyla kitaplaştırdı.
'KENDİ SEVGİLERİNİ GÖSTERMİŞLER'
Tarihi binalara yönelik yeterli kaynak olmadığı için, yapılardaki motiflerin genelde yorumlanıp uygun sonuca ulaşmaya çalıştıklarını söyleyen Prof. Dr. Erdal Eser, "Yeterli yazılı kaynak olmadığı için yapıların öykülerini tam olarak bilmiyoruz. Tabii ki bunların bazılarını veri olarak düşündüğümüz şeylere bakarak değerlendirmeye çalışıyoruz. Bir karı koca tarafından yapılan yapıda muhakkak ki insani değerler ve duyguların çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu yüzden de dönemin en meşhur edebiyat örnekleri, yazım dünyasının en zengin örneklerini belki birlikte okuyorlardı. Belki de bundan herkes gibi onlar da etkilendi. Kuşkusuz, o dönemin yöneticilerini bunun etkilediğini düşünmek yanlış olmayacaktır. Eşler arasında birbirlerine olan bağlılık ve sevgi de düşünüldüğünde aslında birlikte inşa ettirdikleri yapıda kendi aşk ve sevgilerini de göstermek istemeleri bana çok normal ve doğal geliyor" dedi.
Tarihi eserleri değerlendirirken bazı konularda tetik mekanizması aradığını belirten Prof. Dr. Eser, "Elimizde yazılı belge olmadığı için o fikre nasıl ulaşıldığı ve o fikri neyin ortaya çıkardığını sorgulama yaklaşımım söz konusu. Meslektaşlarım da genelde bunu yapıyorlar. Bu arada bu zengin üslup dünyasının altında yatan şey tamamen banilerin arzuları ve isteği olmuş. Büyük bir şans eseri de bu duyguyu ve hikayeyi gerçekten taşa başarıyla uygulayacak bir sanatçı ya da sanatçılar grubunun Divriği'ye gelmesi sağlanabilmiş" diye konuştu. (DHA)
İlginizi Çekebilir