Disleksi Hastalığı Hakkında Neler Biliyorsunuz?
SağlıkDisleksi, normal veya üstün zekaya sahip olan, nörolojik olarak herhangi bir sorunu bulunmayan bazı kişilerin okuma güçlüğü çekmesi olarak tanımlanabilir.
Disleksi hastalığını bilmeyen kişiler, Disleksi ne demek, Disleksi geçer mi ya da Disleksi neden olur diye merak edebiliyorlar. Merak edenler ve bu konuyu araştıranlar için bir Disleksi haberi hazırladık. Hasta olanlara veya olmayanlara yardımcı olmasını umuyoruz. Disleksi, normal veya üstün zekaya sahip olan, nörolojik olarak herhangi bir sorunu bulunmayan bazı kişilerin çocukken konuşma, aritmetik becerileri ve yazma gibi konularda yaşadığı özel bir okuma bozukluğu olarak tanımlanabilir. İngiliz Doktor W.P. Morgen’a göre Disleksi hastalığı, doğuştan kelime körlüğü olarak açıklanmıştır. Nörolojik anlamda herhangi bir problemi olmasa da kişi, nörolojik bir farklılığa sahiptir. Doğru bilinen bir yanlış, Disleksi hastalığının zeka ile ilişkisi olduğu bilgisidir. Böyle bir durum kesinlikle söz konusu değildir. Disleksi yaşayan tarihe geçmiş pek çok zeki insan bulunur: Albert Einstein, Edison, Leonardo Da Vinci, Pablo Picasso, Stephan Hawking ve daha nice isim. Hiçbirinin zeka problemi yoktur ve böyle bir yorum yapılamaz. Bu örneklerden zeka ile Disleksi’nin bir ilişkisinin olmadığını kolaylıkla anlayabilirsiniz.
Disleksi insanlar, bir bilgiyi öğrenebilmek için yeterli kabiliyet, kapasite ve zekaya sahip olsa da kendince bir metod belirlemediği takdirde problem yaşamaktadır. Disleksinin seçenekleri oldukça geniş kapsamlıdır. Hiç okuyamayan Disleksilerden heceleyerek okuyan Disleksilere kadar pek çok Disleksik seçenekleri mevcuttur. Bu tarz insanlar, dikkatlerini toplamaya ve devam etmeye karşı büyük bir zorluk çekerler. Akıntıya kapılan bir tekne gibi kürek çekseler de onlar için bu durum oldukça zordur. Okumak, onlar için dehşet verici bir durumdur diyebiliriz. Okurken kendilerini kastıkları için çok fazla kelime hatası yaparlar. Uzun kelimeler ya da cümleler onlar için işkence gibidir. Disleksisi olan çocuklar, okula gitmek istemeyebilirler. Bu yüzden Disleksisi olan çocukların genellikle bir okul fobisi mevcuttur.
Disleksi Hastalığının Belirtileri
Disleksi hastalığının fazla opsiyonu bulunduğundan bahsetmiştik. Hastalığın belirtileri de en az seçenekleri kadar fazladır. Disleksi belirtilerinin en yaygın olanı, okuma güçlüğü çekmektir. Okuma güçlüğü çeken çocukların genelinde Disleksi hastalığı vardır. Okudukları şeyleri hatırlamakta çok zorlanırlar. Rakam, harf simgelerini, heceleri ve kelimeleri tersten algılarlar. Yön bilgileri zayıftır, sağ ve sol gibi yön bilgilerini öğrenmekte zorluk çekerler. Dikkat dağınıklıkları çok fazladır, bir konuya odaklanmaları onlar için yavaş ve zorlu bir süreçtir. Disleksi hastalığı olan çocuğun özelliklerinden bir diğeri, ayakkabı ya da kravat bağlamakta güçlük çekmeleridir. Çarpım tablosu, harfler gibi ezber gerektiren işlerde sorun yaşarlar. 10 yaşında bir Disleksi çocuk, diğer arkadaşlarına göre daha yavaş hareket eder ve konuşma problemleri yaşar.
Disleksi Tanısı Koymak
Disleksi tanısı koyabilmek için üst başlıkta bahsettiğimiz belirtiler göz önüne alınır. Okul öncesi yaşta olan çocuklarda bu belirtiler fark edilirse ebeveynleri tarafından dikkatli bir şekilde kontrol edilmesi gerekir. Disleksi tanısı, genellikle okul çağı başladığında, ilk yıllarda rahatlıkla konabilmektedir çünkü bu yaşlarda belirtiler çok daha rahat dışa vurmaktadır. Ne kadar erken tanı koyarsa o kadar çabuk önlem alınabilir. Özel eğitim kurumlarında verilen dersler ve eğitimler, Disleksili çocukların gelişim dönemini olumlu yönde etkileyecektir.
Tanı koyma evresi, belirli aşamalardan geçmektedir. Bir kulak burun boğaz, nöroloji, göz ve çocuk doktoru, çocuğu muayene eder. Böylece ilk evre tamamlanmış olur. Çocukta patolojik bir problem olup olmadığına bakılması bu evrede çok önemlidir. Kapsamlı bir muayeneden sonra patolojik bir problem gözükmez ise konulacak Disleksi tanısı, çocuğun uzun vadede rahat bir yaşam sürebilmesi için ciddi anlamda önemlidir. Patolojik problemi olan bir çocuk, ikinci evreye mecburen geçiş yapacaktır. Aile ile bir görüşme yapılarak çocuğun zeka düzeyi, görsel ve işitsel algı, okuma yazma, matematik ve aritmetik becerilerin değerlendirilmesi yapılır. Bu değerlendirme sonucunda Disleksinin hangi aşamada olduğu belli olacaktır.
İlginizi Çekebilir