Doç. Dr. Bahadır Kaynak: “ABnin sosyal refah devlet modeli, insan kitlelerine duvar örüyor”

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Doç. Dr. Bahadır Kaynak, Türkiye'deki sığınmacı gruplarının siyasi atmosferi nasıl etkilediğini vurgulayarak, özellikle Suriye'den gelen büyük bir göç dalgasının asıl hedefinin müreffeh Avrupa ülkeleri olduğunu ancak kabul edilme ihtimallerinin olmadığını belirtti. Bu nedenle sığınmacıların Türkiye'de yerleştiğini ve son seçimlerde sığınmacı karşıtlığının ana temalardan biri haline geldiğini ifade etti.

Kaynak, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın Türkiye'deki seçim sonuçlarına memnuniyetle tepki gösterdiğine dikkat çekerek, bu durumun Türkiye'nin Avrupa'ya göçü engelleme rolünü teyit ettiğini söyledi. Siyasi bir aktörün seçimleri kazanmak istiyorsa sığınmacılara kapılarını açmasının zor olduğunu ve hatta Türk vatandaşlığı verilen yabancıların artması nedeniyle vize krizi yaşandığını belirtti.

Ayrıca Kaynak, sığınmacı sorununun Avrupa'da yabancı düşmanlığı ve ırkçılığın artmasına neden olacağını, bu nedenle Avrupa'nın sığınmacılara daha sert bir tutum benimsemesinin beklenebileceğini söyledi. Sığınmacıların, Avrupa'nın sosyal refah devlet modelini cazip bulsalar da bu sistemin maliyeti yüksek olduğundan, sadece kendilerine doğru akan göç dalgalarına karşı duvarlar örerek ayakta kalabildiğine dikkat çekti.

Kaynak, gelecekte de göç eğiliminin süreceğini ve bu durumun Avrupa'da içe dönme refleksini güçlendireceğini vurguladı. Suriye ve Ukrayna gibi siyasi sorunların devam ettiği bölgelerde ekonomik ve siyasi nedenlerle göçün sürmesinin beklendiğini söyledi. Bu nedenle Türkiye'nin karşı karşıya olduğu göç baskısının önümüzdeki dönemde yoğunlaşarak devam edeceğini öngördü.

Son olarak, sığınmacı sorununun ekonomik boyutuna da değinen Kaynak, Türkiye'nin AB'ye yönelik göçün önünü kesmek için tampon bir rol oynadığını ve bu nedenle AB'den gelen bir miktar fon aldığını belirtti. Ancak bu fonların yetersiz olduğunu ve AB'nin ekonomik olarak da Türkiye'ye destek olması gerektiğini ifade etti.