© Baykuş Haber

Doğaseverler, Latmosu yeniden keşfetti

NEOLİTİK VE KALKOLİTİK DÖNEMLERİN GEÇİT ALANI OLMA ÖZELLİĞİNE SAHİP LATMOS DAĞLARI, İNSAN İLİŞKİLERİNİN RESMEDİLDİĞİ TARİH ÖNCESİ KAYA RESİMLERİYLE DE BİLİM DÜNYASININ DİKKATİNİ ÇEKERKEN, LATMOS’UN GÜNEYİNE ÇIKAN DOĞASEVERLER, TARİHİ VE DOĞAL GÜZELLİKLER İLE DOLU YOLLARDA YÜRÜDÜ.

Neolitik ve kalkolitik dönemlerin geçit alanı olma özelliğine sahip Latmos Dağları, insan ilişkilerinin resmedildiği tarih öncesi kaya resimleriyle de bilim dünyasının dikkatini çekerken, Latmos’un güneyine çıkan doğaseverler, tarihi ve doğal güzellikler ile dolu yollarda yürüdü.



Aydın’ın tarihi ve doğal güzelliklerinin korunması adına önemli çalışmalar yapan Ekosistemi Koruma ve Doğasevenler Derneği’nin (EKODOSD) her hafta düzenledikleri gezi turlarının bu haftaki durağı Latmos oldu. Tarih öncesi kaya resimleri ve doğal güzellikleri ile dikkat çeken Latmos’un güneyinde yürüyen doğaseverler, Türkiye’de benzersiz jeolojik oluşumlara ev sahipliği yapan Latmos Dağları’nın en zengin alanlarında incelemeler yaptı.


Her zaman olduğu gibi doğa ve kültür gezilerinin devam edeceğini ifade eden EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü; “Eşsiz güzellikteki doğal ve kültürel zenginliklerle dolu Batı Anadolu’nun en ilginç coğrafyalarından biri olan Latmos (Beşparmak) Dağları’nın güney bölgesinde üyelerimizle birlikte bir etkinlik gerçekleştirdik. Ülkemizde benzersiz jeolojik oluşumlara ev sahipliği yapan Latmos Dağları’nın bu konuda en zengin alanlarından birinde incelemeler yaptık. Köpek balığına benzeyen devasa bir kayayı inceledik. Harika görünümlü bu kayanın altından yol geçtiği için, umarız başına bir şey gelmez diye temennide bulunduk. Zeytin ağaçları arasında başlayan yürüyüşümüzde bu yıl zeytin olmadığından, hiçbir zeytin emekçisini göremedik. Latmos Dağları’ndan Çine Çayı vadisine kadar olan coğrafya görülen endemik Cyclamen mirable türünün güzelliklerini fotoğrafladık. Çıkışın çok zor olduğu, yüksek kayalarla çevrili engebeli bir arazide bulunan Latmos’un birçok yerinde görülebilen antik yerleşimlerden birine geldik. Bizce Latmos’taki antik yerleşimler mimarlık ve mühendislik fakültelerinin mutlaka inceleme alanına girmeli. Çünkü o dönemde yaşayan insanların yaptıkları yapılarda doğayı kullanım şekilleri ve uyumları o kadar mükemmel tasarlanmış ki, çok önemli detayları görmek mümkün. Engebeli ve yüksek kayaların tepesine antik dönem insanlarının yaptıkları merdivenlerden çıktık. İnsanların kayadan kayaya geçişlerinde kolaylık sağlayacak her şeyi düşünmüşler. Yerleşimin bakir olması, fazla insan gelmemesi nedeniyle ne yazık ki definecilerin de en fazla kullandıkları yerlerden biri haline gelmiş. Her geldiğimizde birçok yerin kazıldığını, taşların tahrip edildiğini görmekteyiz. Mezarda dinamit yerleştirmek için açılmış yuvaların olduğunu ve mezarın bir bölümünü parçalanarak tahrip edildiğini gördük” dedi.



“Bütüncül olarak korunmalı”


Latmos’un bütüncül olarak korunması gerektiğine dikkat çeken Sürücü, Latmos’un doğal taşlarından yapılan otantik evlerin hikayesini anlattıklarını ifade ederek “Kaya yapılarının muhteşem olduğu bu bölgede de yeni bir maden ocağının açıldığını, patlatılan dinamit sesleri ve maden kamyonlarının gidiş gelişlerinden köylülerin çok rahatsız olduklarını dinledik. Bir yandan madencilik faaliyetleriyle bir yandan definecilerin yaptığı tahribatlarla her geçen yıl Latmos bölgesinin değerlerini azaltılmaktadır. Ülkemiz turizmi için büyük kazanımlar oluşturacak, bölge halkının menfaatleri açısından da hayati değerler taşıyacak Latmos bölgesinin bütüncül olarak korunması için duyarlı kurumların bir an önce harekete geçmesi lazım” şeklinde konuştu.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER