© Baykuş Haber

Eğitim-Bir-Senden 28 Şubat açıklaması

EĞİTİM-BİR-SEN MANİSA 1 NO’LU ŞUBE BAŞKANI HALİL KALLAT, 28 ŞUBAT POST MODERN DARBENİN 27. YILI DOLAYISIYLA YAPTIĞI AÇIKLAMADA, “MİLLETİMİZ 28 ŞUBATÇILARI EBEDİ YOK OLUŞA VE AŞAĞILANMAYA MAHKÛM ETTİ ANCAK HALA 28 ŞUBAT MAĞDURU İNSANLARIN OLMASI, MİLLET VİCDANINI YARALAMAKTADIR. GECİKMİŞ DE OLSA, ADALETİN TECELLİSİ İÇİN MEZKÛR MAĞDURİYETLERİN MUTLAKA GİDERİLMESİ GEREKMEKTEDİR.” DEDİ.

Eğitim-Bir-Sen Manisa 1 No’lu Şube Başkanı Halil Kallat, 28 Şubat post modern darbenin 27. yılı dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Milletimiz 28 Şubatçıları ebedi yok oluşa ve aşağılanmaya mahkûm etti ancak hala 28 Şubat mağduru insanların olması, millet vicdanını yaralamaktadır. Gecikmiş de olsa, adaletin tecellisi için mezkûr mağduriyetlerin mutlaka giderilmesi gerekmektedir.” dedi.


Eğitim-Bir-Sen Manisa 1 No’lu Şube Başkanı Halil Kallat, “27 yıl önce, 28 Şubat’ta, hiçbir zaman demokratik yolla iktidara gelemeyen vesayet örgüt ve odaklarının, demokrasiyi, kanunu, hakkı, hukuku, teamülü, meşruiyeti, görgüyü, nezaketi, insaniyeti çiğneyip, milletin hür iradesiyle seçilmiş hükûmetine karşı, silah ve zor kullanarak ahlaksızca, kabaca, pervasızca, saygısızca yaptıkları darbeyi, asla unutmadık, unutmayacağız. 28 Şubat, Washington’da ‘bizim çocuklar’ diye kodlanan Siyonist ihanet şebekesinin, beynelmilel millet düşmanları ile müştereken, ‘bin yıllık’ temel değerlerimizi bütünüyle çökertmek amacıyla yaptıkları organize bir yıkım operasyonudur. Millî iradenin idareye dönüşerek ekonomide, yönetimde, demokraside, toplumsal barışta, gelir dağılımında iyileşmelerin başladığı bir dönemde, Türkiye’nin yolu kapatılmak, yürüyüşü engellenmek istenmiştir. Ülkesi, devleti, milleti ile Türkiye’nin kendi dünyasına ve değerlerine dönmesinden, kendi zemininde, kendi tarihî ve hayati amaçlarına yönelmesinden rahatsız olan vesayet odakları, asker, yargı, siyaset, medya, iş çevreleri ve kimi sözde sivil toplumdaki iş birlikçileri ile bir dizi yasa dışı ve gayrimeşru uygulamayı zorbaca devreye soktular. 28 Şubat siyasi iradeyle birlikte Türkiye’nin ekonomik birikimlerine, yaşama heyecanına, inanç değerlerine, demokrasi irade ve talebine, eğitime, sağlığa, özgür basına, haber alma özgürlüğüne, aşımıza, ekmeğimize, emeğimize, geleceğimize yapılmış bir darbedir. Milletimiz, sabrı, feraseti, dirayeti ile ‘bin yıl süreceği’ iddia edilen zalim kuşatmanın zincirlerini kısa zamanda kırmış, faillerinin boynuna dolamıştır. Medeniyet değerlerine, millî iradeye suikast yapmak isteyenler, bin yıllık köklü irfan ve geleneğin yenilenen şuuru, asil duruşu ve sakin öfkesi karşısında 3-5 yıl içinde darmadağın olmuş, tarihin çöplüğüne süpürülmüştür. Ruhunu, vicdanını kanattıkları insanımızın lanetine müstahak olanların yarınları olamaz, olmamıştır. Nitekim darbeciler çok geçmeden yargılanmış, çetenin elebaşlarının rütbeleri sökülmüş, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almışlardır. Ancak anlaşılmaz bir çelişki olarak hâlâ 28 Şubat mağduru insanların olması, millet vicdanını yaralamaktadır. Gecikmiş de olsa, adaletin tecellisi için mezkûr mağduriyetlerin mutlaka giderilmesi gerekmektedir.” dedi.



"Ne biz ne millet ne de tarih unutacak"


Zorbalığın egemen olmak istediği o zor zamanlarda, aralarında sözde hak ve özgürlük mücadelesi verdiklerini söyleyen kimi sözde sendikaların darbecilere fiilî destek vermesinin millet vicdanında derin yara açtığına dikkat çeken Kallat, “Benzer tezgâhı daha sonraları ‘Ulusal Birlik Hareketi Platformu’ adıyla tertip eden sözde sendikacılık anlayışı, milletin özgür irade ve demokratik haklarını gasp edenlerle doğrudan iş birliği yaparak var olmaya çalışmakla, sivil toplum örgütlenmesinin de sendikal faaliyetlerin de yüz karası olmuştur. Eğitim-Bir-Sen, kurulduğundan bu yana, ülke ve millet geleceğinin tehlikeye girdiği her dönemde, varlık amacını baskıya, yasaklara, haksızlığa tavizsiz karşı koyarak tahkim etmiş, her türlü riski göğüsleyerek direnmiştir. 15 Temmuz’da olduğu gibi vatan ve millete bağlılığımızı sözde değil, özde kanıtlamış bir teşkilat olarak, bundan böyle adını bile duymaya tahammül edemediğimiz darbe girişimleri, en amansız, daha kesin, daha keskin bir direnişle karşılarında önce bizi bulacaktır. Milletimiz, darbecileri fiilen yargılayıp mahkûm ederek özgürlük ve demokrasi tutkusunu, hak edilerek kazanılmış gerçek değere dönüştürmüştür. Direnerek darbeleri tarihin karanlığına gömen iradenin ürettiği değerler, bilgide, eğitimde, sanatta, sosyal dayanışmada, demokrasi kültüründe, millî hassasiyetlerde, öz güven artırmada yüksek bir bilinç ve eylem kültürü ile kökleşmeli, kalıcı olmalıdır. Hayat içinde canlı etki ve sonuçları ile bu bilinci üretemezsek, darbeleri püskürten, istiklali tesis eden irade, istikbali tesis edecek idareye dönüşemez. Eğitim-Bir-Sen olarak, darbelere alkış tutanları ve destek verenleri, söylem, eylem ve hatırlatmalarımızla ne biz ne millet ne de tarih unutacak, affedecektir. Bundan böyle bir daha böyle meşum günlerin yaşanmaması; daha özgür, daha aydınlık, daha müreffeh yarınlar için omuz omuza vermeliyiz.” diye konuştu.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER