El titremesi şikâyeti ile karaciğer kanseri olduğunu öğrendi, kadavradan nakil ile hayata tutundu
SağlıkSOL ELİNDEKİ TİTREME NEDENİYLE HASTANEYE BAŞVURAN RIZA GÖNEN, SİROZA BAĞLI GELİŞEN KARACİĞER KANSERİ OLDUĞUNU ÖĞRENDİ. AİLESİNDEN KARACİĞER NAKLİ İÇİN DONÖRÜ OLMAYAN GÖNEN, ORGAN NAKLİ İÇİN BEKLEME SIRASINA GİRDİ. ANCAK NORMALDE UZUN ORGAN BEKLEME SÜRELERİ OLMASINA RAĞMEN, ÇOK KISA BİR ZAMAN İÇERİSİNDE KADAVRADAN NAKİL BULARAK SAĞLIĞINA GERİ KAVUŞTU. HASTALIĞINI TESADÜFEN ÖĞRENDİĞİNİ BELİRTEN GÖNEN, ORGAN NAKLİNİN NE KADAR ÖNEMLİ OLDUĞUNU ANLADIĞINI İFADE ETTİ.
Sol elindeki titreme nedeniyle hastaneye başvuran Rıza Gönen, siroza bağlı gelişen karaciğer kanseri olduğunu öğrendi. Ailesinden karaciğer nakli için donörü olmayan Gönen, organ nakli için bekleme sırasına girdi. Ancak normalde uzun organ bekleme süreleri olmasına rağmen, çok kısa bir zaman içerisinde kadavradan nakil bularak sağlığına geri kavuştu. Hastalığını tesadüfen öğrendiğini belirten Gönen, organ naklinin ne kadar önemli olduğunu anladığını ifade etti.
Kütahya’da yaşayan 62 yaşındaki Rıza Gönen, el titremesi şikâyeti ile gittiği hastanede siroz zemininde gelişen karaciğer kanseri olduğunu öğrendi. İstanbul’a giden Gönen, İAÜ VM Medical Park Florya Hastanesi’nde tedavi görmeye başladı. Burada tesadüf eseri, kendisine uyumlu organı kısa sürede kadavradan buldu. Doktorların başarılı operasyonu sonucunda hayata tutunan Gönen, yaklaşık 1 ay önce hastalığını tesadüf eseri öğrendiği belirtti. Gönen, bu süreçte organ naklinin ne kadar önemli olduğunu anladığını dile getirdi.
“Kadavradan organ nakli yapma şansı elde ettik”
İAÜ VM Medical Park Florya Hastanesi Organ Nakli Doktoru Prof. Dr. Bülent Ünal, “Her yıl yüzlerce hasta organ nakli bekleme listesinde hayatını kaybediyor. Ancak Rıza Bey çok şanslı, organ nakli sırasına girdikten çok kısa bir süre içerisinde organ nakli olma şansını elde etti. Hastamızın uzun zamandır siroz hastalığı ve siroz zemininde gelişmiş bir karaciğer tümörü vardı. Bu tarz hastalarımızı canlı vericileri yoksa organ nakli sırasına alıyoruz. Fakat bu, organ bağışında yaşanan yetersizlikler nedeniyle uzun bir süre bekleme süresi demek. Sorun şu, bu hastaların uzun bir süre bekleme zamanları yok. Ancak nadir rastladığımız bir şekilde, hastamızı listeye aldıktan bir ay içerisinde İstanbul dışından çıkan bir karaciğer Sağlık Bakanlığı tarafından sunuldu. Böylece kadavradan organ nakli yapma şansı elde ettik. Şu an her şey yolunda. Hastamızı bundan sonraki yaşamında sağlıklı bir hayat bekliyor olacak” şeklinde konuştu.
“Türkiye canlı vericili karaciğer naklinde dünyada bilinen bir ülke”
Konuşmasına devam eden Prof. Dr. Ünal, “Karaciğer olarak organ yetmezliği tanısı konulduktan sonra hastalarda maalesef uzun bir ömür beklentisi olmuyor. Karaciğer naklinde tabii ki de ölüm riski var. Fakat dünyanın en fazla bu işi yapılan merkezlerinde bile çok düşük de olsa ölüm riski var. Türkiye özellikle canlı vericili karaciğer naklinde dünyada başarılarıyla bilinen bir ülke. Çok fazla canlı vericili karaciğer nakli yapıyoruz. Türkiye’de yılda ortalama bin 500 karaciğer nakli yapılıyor. Bunların sadece yüzde 10’nu kadavradan yapılıyor. Organ bağışı konusunda sorunumuz var. Bu sorunu çözmemiz gerekiyor. Türkiye’de 5 bin kadar karaciğer nakli bekleyen vatandaşımız var. Bunlardan sadece bin kişiye nakil gerçekleştirebiliyoruz. Bu yüzden organ bağışını konusunda çok fazla bilinçlenme gerekiyor” diye konuştu.
“Bu hastalığın en önemli tedavi yöntemi organ nakli”
Karaciğer yetmezliğinin kronik bir hastalık olduğunu belirten İAÜ VM Medical Park Florya Hastanesi Organ Birimi Doktoru Prof. Dr. Abuzer Dirican ise, “Hastamızınki de kronik bir rahatsızlıktı. Hastamız genel durumunun farkında değildi. Hastamızın lezyonu çok büyük değildi, 4 santim civarındaydı. Kadavradan karaciğer nakli olma hakkı vardı. Canlı vericisi maalesef yoktu. Hastamızın şansı, çok kısa sürede nakil bulunmasıydı. Çok başarılı bir nakil oldu. Hastalık tam olarak siroz zemininde gelişen karaciğer kanseri olarak adlandırabiliriz. Hepatit B görülen hastaların aralıklı kontrole gitmeleri çok önemli. Bu hastalığın en önemli tedavi yöntemi organ nakli yapılmasıdır” ifadelerini kullandı.
“Hastalığımı tesadüfen öğrendim”
Hastalığının öncesinde bir belirti olmadığını ve tesadüfen fark ettiğini belirten Rıza Gönen, “Sadece sol elimde titreme oluyordu. Oturduğum sitede komşumuz olan iki doktor arkadaşımızın önerisiyle muayene olmaya gittim. Muayene sonucunda bende kitle tespit edildiğini söylediler. Ardından acil olarak İstanbul’a sevk edildim. Birkaç doktor araştırması yaptıktan sonra İAÜ VM Medical Park Florya Hastanesi’nde geldik. Burada muayene olduk. Muayene sonucunda siroz olduğum ortaya çıktı ve nakil zorunluluğum olduğumu söylediler. Fakat nakil şansı az (bağış sayısı yetersiz) ve sıra gelme durumu çok zordu. Nakil beklerken bu süreçte birkaç tedavi yöntemine başvurduk süreci uzatmak amacıyla. Ancak aradan sadece iki gün geçtikten sonra doktorlar organ nakli müjdesi için beni aradı. Önce telefonum kapalı olduğu için ulaşamadılar. O gece benden sonra sırada bekleyen iki kişiyi daha aradılar. Ancak tesadüf eseri onlara da ulaşamamışlar. Sabah son kez tekrar beni aradılar ve bana ulaştılar. Trafik kazasında hayatını kaybetmiş bir vatandaşımızın organ bağışında bulunduğunu ve bu organın bana uygun olduğunu söylediler. Biz de apar topar hastaneye gittik. Testler yapıldı, ameliyat oldum ve karaciğer nakli gerçekleşti. Ameliyat sonrası şu anda çok iyiyim. Organ bağışı konusunda kesinlikle toplum olarak daha fazla bilinçlenmemiz gerekiyor. Ben hastalığımı tesadüfen öğrendim. Buraya kadar da tesadüfen geldim. Ben ilk kan testi verdiğimden bugüne kadar 3 haftalık süreç içerisinde sağlığıma kavuştum” dedi.
İlginizi Çekebilir