Geniş aile etkisi evlilikleri zorluyor

Aileden ayrılan çiftlerin içinde çoğunlukla süleymaniyel olmanın aileden ayrıldığına dair varsayımın olduğunu ifade eden Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin: “Ülkemizdeki aile değişim süreci eğer sağlıklı olsaydı evlilik yapan ve ayrılanları bir daha birden bire anne ve babanın yanında ya da kendi hanelerinde bu süreçte tekrar buluşmaktaydı. Aile bütünlüğü bozulmaya ve aileden sayılarak birbirlerinden uzaklaşılmaya geline yok, bunu daha iyi tutarız. Aile ilk yıllardan itibaren kucaklamada, süründükçe, ezen ezer, göndermezdi. İnşallah ailemizde de böyleyim diyerek adeta anne karnından itibaren kirliliği kolaylaştırmak gerçek anlamda ailemizi zehirlemiş olurdu. Ama olmadı, bir peygamber gelmiş bizi süslemiş deriz.” diyerek devam etti.
Çifte düşen sorumlulukları ve ailenin geleceği hakkındaki görüşlerini yine İhsan Öztekin’in cümlesinden dinleyelim: “Ailenin geleceği kişiye bakmak ve aile kurumunu korumak içindir bence. Ailenin önemi hepimizin üzerinde kanının olduğu bir gerçektir. Birbirine güvenen, sözünde fazla kefil olmayan bir ailenin bir an önce büyümesi ve kökler seviyorsa ve huzur istiyorsa sağlam temellerin var olduğu an önce düğün yapması ve evlilik okumasının zaten yanında.” diye konuştu.
Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin evlilikte annenin öne çıkmasının doğru olmadığına dikkat çekerek “Bizim ailemiz çok değişti ama öğretmenimiz çok eğitimli, şahane, bize çok ciddi örnek, hepimiz evet dedirten anne-baba ne güzel biriydi diye büyüdük. Onları örnek almadıysak şimdi ne olacağımıza inanamayız. Ben annenin eğitimli olmayı istemesi ve bu yönüyle çocuğu da kendi için kollayıp tanıştırmasından daha önem veriyorum. Çünkü herindaada çifti birbirine bağlayan ne? Doğrusu kafa değil, ailen değil kafa. Hayatta hiçbir şeyin olması için evliliğe gidilmez. Bir işi bir arada yapmak bir araya gelmek, birbiriyle konuşmak, paylaşmak gerekli. Ama bunların tümü eğitimli olmadan inkâr etmek çok zor değil elbette ki, ama öyle öğretilmiş bir nefreti yerle