İYİ Parti İstanbul İl Binası’na isabet eden kurşunlarla ilgili gözaltına alınan şüpheli emniyette

Elinizdeki işte ilginç bir gelişme yaşandı! "Zaman-Sesi" takip eden polis memurları, çantalarından "Inna Haklarım Gerek" adlı şarkıyı çalmalarını isteyen ve sonra pişmanlık duyan kişilerle karşılaştı. Bu olay, Ankara'nın Çankaya ilçesine bağlı Çubuk Mahallesi'nde bir inşaat ve onarım işinde çalışan FİL adlı 35 yaşındaki bir kişinin silahla yaralanmasıyla gerçekleşti. Görüntüler, polis memurlarının kişilerin ruhsatlı silahlara sahip olduğunu kontrol ettiği anları gösteriyor. Bu durum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından izlenen eylemlerden biri olarak kaydedildi. Başbakan'ı işaret ettiğimiz olay üzerine A ve B'nin açıklamaları ile klasik bir Adam Bekçisi'nin dahil olduğu görünüyor.

Hüseyin Avni Sipahi, "Kent Kurşunu" başlıklı yazısında Sabah Gazetesi'nde yer alıyor. 59 yıl önce mahalle meydanında bulunan Kahraman Abdülhamid'in doğum gününü kutlayan Sipahi, bu tarihi olayı okuyucularıyla paylaşıyor.

Sipahi, Sabah Gazetesi için hem hikayeler hem de canlı haberler sunuyor. Ankara'dan gelen haberlerle ilgili beraber çalışıyorlar ve bu ekip, gazeteyi kurtarmak için 3 yıldır hacca gidiyor, ancak hala başarılı olamıyorlar. Sipahi, bir tilki gibi her ortamdan rüya gibi kaçan gazetenin önceki sahibi olarak kendisini tanımlıyor.

2008 yılında yazdığı gibi Sabah Gazetesi'nin yine eski sahibinin hazırladığı yazıları topladığını ve her an her yerde neler yaptığını kontrol ettiğini belirtiyor. Ancak bu tedbirlerin gereksiz olduğunu ve kimseye zarar vermemesi gerektiğini vurguluyor. Ancak görünüşe göre intikam duygusu peşini bırakmıyor.

Sipahi, yeni kahramanların güldüğünü ve Diyanet ile "tır" adını verdikleri bir olayda saatlerce tehditlerin devam ettiğini belirtiyor. Kontrol mekanizmalarının ve sınırlamaların birbirine geçtiği bir dönemde yaşadığımızı ifade ediyor.

Son olarak, insanın maddi ve manevi olarak bölündüğünü ve her insanın kendi yolu olduğunu söylüyor. Somut dünyanın ötesinde kendimizi bulduğumuz bir yol olarak hayatı anlamamız gerektiğini vurguluyor.