© Baykuş Haber

Karaciğer nakliyle 2’nci hayatını yaşayan Emirhan’a, enfeksiyon riskine karşı evde eğitim

Esra TÜRKER-Semih ŞAHİN/BURSA, (DHA)-BURSA’da, karaciğer yetmezliğine yol açan Wilson hastalığı teşhisi konulan ve 48 saat ömrü kalmışken hiç tanımadığı Yasemin Fırat’tan (23) alınan karaciğerle yeninden hayata dönen Emirhan Aydemir’in (10) tedavisi sürüyor.


Ocak ayında nakil olan ve enfeksiyon riskine karşı kalabalık ortamlarda bulunmaması gerektiği için okula gidemeyen 4’üncü sınıf öğrencisi Emirhan Aydemir, evde eğitim alıyor. 
Amca çocukları olan ve 2012 yılında evlenen Gülşen (34)-Caner Aydemir (36) çiftinin 2013'te Emirhan ismini verdikleri çocukları dünyaya geldi.10 yaşına kadar ciddi bir sağlık problemi yaşamayan Emirhan Aydemir, geçen ocak ayında ani kilo kaybı şikayetiyle ailesi tarafından hastaneye götürüldü. Yapılan tetkikler sonrası karaciğer yetmezliği ve karaciğer fonksiyon bozukluğu tanısıyla Bursa Uludağ Üniversitesi Hastanesi’ne (BUÜ) yönlendirilen çocuğa, karaciğer, beyin ve diğer hayati organlarda bakır birikmesi sonucu ortaya çıkan ve nadir görülen kalıtsal bir hastalık olan Wilson hastalığı teşhisi konuldu.
‘AİLEDEN, BİRİNCİ DERECEDEN UYGUN DONÖR BULUNAMADI’
Kısa sürede durumu kötüleşen ve 48 saatlik ömrü kaldığı belirtilen çocuğa acil organ nakli kararı alındı. Ailede, birinci dereceden uygun donör bulunamayınca, Aydemir ailesinin, oluşturduğu aile WhatsApp grubunda yaptığı çağrı, kısa sürede elden ele yayıldı. Bir arkadaşı aracılığıyla da fabrika işçisi olan Yasemin Fırat’a ulaştı. Kısa süre önce ağabeyini trafik kazasında kaybeden Yasemin Fırat’ın karaciğerinin yüzde 35’lik kısmı, 29 Ocak’ta, 30 kişilik ekibin görev aldığı 12 saat süren ameliyatla, Emirhan Aydemir’e nakledildi. Başarılı geçen operasyonun ardından sağlığına kavuşan Emirhan Aydemir, tedavisinin ardından hastaneden taburcu edildi.
‘AYNI OKUL GİBİ’
Nakilden sonraki 1 yıllık süreçte, beslenmesine, hareketlerine ve kalabalık ortamlara girmemeye dikkat etmesi gereken, 4’üncü sınıf öğrencisi Emirhan Aydemir, enfeksiyon riskine karşı okula gitmemesi gerekince, ailesi evde eğitim alması için harekete geçti. Doktorların onayının ardında ‘evde eğitim’ için gerekli işlemleri başlattıklarını söyleyen anne Gülşen Aydemir, süreci şu sözlerle anlattı:
“Enfeksiyon kapmaması için Emirhan’ın evde eğitim alması lazım. Bunun için de doktorların izin belgesi oluşturması lazım, rapor oluşturması lazım. Kendileri onayladılar, ‘evde eğitim alabilir’ diye rapor verdiler. Biz de eğitimi güzel bir şekilde alabilmesi için hemen Eğitim Vadisi'nde RAM var, oraya başvurduk. Orada da bir toplantı oldu. Oradaki onaydan sonra evde eğitimi desteklediler. Bu süreçte hemen okula bildirim geldi. Okuldan hemen öğretmen ataması yapıldı. Şu anda Emirhan evde eğitime başladı. Her şey çok güzel gidiyor. Aynı okul gibi. Daha tabi steril oluyor evde olduğu için, tek başına oluyor. Ama şu andaki ilerleme güzel gidiyor. Her şey yolunda çok şükür. Sağlığı da daha iyiye gidiyor.”
Emirhan’ın, okuldaki arkadaşlarıyla eş zamanlı olarak eğitim aldığını söyleyen Gülşen Aydemir, “Bire bir beraberler. Hem oradaki öğretmeni hem evdeki öğretmeni birbiriyle bağlantı içinde ilerliyorlar. Aynı okulda ne yapılması gerekiyorsa, ders konusunda her şey evde de aynı şekilde ilerliyor. Hiçbir bağlantı kopukluğu olmuyor. Oradan fotokopileri geliyor. Evde onları yapıyoruz tekrardan öğretmeniyle. Ev ödevi olarak yine fotokopiler veriyor. Aynı okuldaki gibi işliyor şu anda evde de. Aynı okul gibi, sabah 9’da başlıyoruz. Öğle 12’de molası var. Arada teneffüsleri oluyor. Tekrar 2-2,5 gibi dersimiz bitiyor. Aynı okuldaki gibi hiçbir değişiklik yok. Emirhan hastalıktan dolayı 3’üncü sınıfı yarıda bırakmak zorunda kaldı. Ama çok şükür akıllı bir çocuk olduğu için hem 3’üncü sınıf, hem 4’üncü sınıf, ikisini bir arada götürebiliyor.  Öğretmenimiz de sağ olsun, tabi ev ortamı olduğu için daha hızlı ilerliyoruz. Daha hızlı ilerlediğimiz için arada 3’üncü sınıfı da alıyoruz” dedi.
‘ÖZEL OKULDA SINIF SAYISI DAHA AZ, TEK KİŞİLİK SINIFLAR OLUYOR’
Emirhan’ın rutin kontrollerinin devam ettiğini, bazen haftada 2 kez hastaneye kontrole gittiklerini ve günde 16 ilaç kullandığını söyleyen anne Gülşen Aydemir’i endişelendiren ise ortaokul süreci. Oğlunun  gelecek  yıl 5’inci sınıf öğrencisi olacağını hatırlatan ve okula gitmesinin zorunluluğuna dikkat çeken Aydemir, “Emirhan’ın ortaokulda, özel bir okula gitmesi daha iyi bizim için. Özel okulda sınıf sayısı daha az oluyor, tek kişilik sınıflar oluyor. Enfeksiyon riski yine devam ediyor. Çünkü 2 yıl çok dikkat edilmesi lazım. Emirhan da Ocak 29’da ameliyat oldu, daha 1 yılı aşmadık. Ortaokula başladığı zaman da eğitimini özel okulda alması bizim için daha iyi ama tabii imkanlar maalesef şu an bunu zorluyor. Destek olunursa tabii ki de biz de bunu seve seve kabul ederiz. Çünkü şartlar malum. Ama böyle bir çocuğun da normal bir devlet okuluna gitmesi çocuğu ölüme iter. Çünkü bir enfeksiyonda bile karaciğerin kendini atması ve ikinci bir nakil çok riskli. Zaten zor bulunan bir karaciğer, 0 kan grubuna sahip. Bu kan grubunda karaciğer bulmak çok zor oluyor. Sınıflar çok kalabalık. Enfeksiyon riski olduğu için bunu göze alamam. Her derste farklı bir öğretmen giriyor ortaokulda. Şimdi ben, ‘Evde eğitim alsın’ dediğim zaman ortaokulda bir öğretmen bütün derslere yetemeyebilir. Okula gitmesinden yanayım” ifadelerini kullandı.
‘EMİRHAN’IN ARKADAŞLARINA OLAN ÖZLEMİNİ GİDERMEYE ÇALIŞIYORUM’
Emirhan’ın evde eğitimi için İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nce görevlendirilen öğretmen Semra Çakır, bire bir ders işlediklerini için eğitim sürecinin daha olumlu gittiğine, tek sorununun Emirhan’ın okul ve arkadaş özlemi olduğuna dikkat çekerek, “Emirhan'ın sağlık problemleri nedeniyle geçen yıldan bir kaybı var. Biz normal dersimizi, 4’üncü sınıf derslerini işliyoruz ama kalan zamanımızda 3’üncü sınıf konularının da tekrarını yapıyoruz. O açığı çok kolay toparlıyoruz. Gülşen Hanım evini gerçekten sınıf ortamına dönüştürmüş, bir tek sıralar ve öğrenciler yok. Ben Emirhan'ın arkadaşlarına olan özlemini de gidermeye çalışıyorum. Her ne kadar arkadaşlarının yerini tutamasam da yeri geliyor birlikte de oyunlar oynuyoruz. Aramızdaki diyalog çok iyi. Hatta ilk gün biz aralıksız 3 saat ders yapmışız ve o kadar akıcı geçmiş ki. Şu an sıkıldığımız zaman ara verebiliyoruz. İnanılmaz iyi bir diyaloğumuz var aramızda. Hatta geçenlerde Emirhan bana, ‘Canımın içi öğretmenim’ dedi. Bu beni çok mutlu etti” dedi.
‘OKULA ARKADAŞLARIMIN YANINA GİTMEK İSTİYORUM’
Haftanın 5 günü, günde 6 saat ders gören ve öğretmeniyle çok keyifli vakit geçirdiğini söyleyen Emirhan’ın okul özlemi ise dinmiyor. Arkadaşlarıyla oyun oynamayı çok özlediğini ve ortaokula gitmeyi sabırsızlıkla beklediğini söyleyen Emirhan Aydemir, “Arkadaşlarımı özlüyorum. Yanlarına gitmek istiyorum okula. Ama enfeksiyon kapmamak için gidemiyorum. Ama yakında 5’inci sınıfa, ortaokula gideceğim. Okula gitmek istiyorum. Teneffüse çıkmak, arkadaşlarımla oynamak, öğretmenimle konuşmak, arkadaşlarımla futbol oynamak, körebe oynamak. Her şey olur. Bunları özledim” diye konuştu. (DHA)

 

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER