© Baykuş Haber

Kavurucu sıcak kuşları da vurdu; tüyleri bile yetersiz kalıyor

Selim KAYA/DİYARBAKIR, (DHA)- DİYARBAKIR’da hava sıcaklığı 40 dereceyi aşarken, Kabaklı Göleti’nde kuşlar suya girip, gün boyu serinliyor. Yüksek sıcaklığa ve yetersiz suya dikkati çeken Dicle Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Kılıç, ”Kuşların özelliğidir; taşıdıkları tüylerden dolayı kışın soğuktan, yazın sıcaktan korunurlar. Fakat dışarıda sıcaklık o kadar fazla ki bu tüyler bile yetersiz kalıyor” dedi.

Selim KAYA/DİYARBAKIR, (DHA)- DİYARBAKIR'da hava sıcaklığı 40 dereceyi aşarken, Kabaklı Göleti'nde kuşlar suya girip, gün boyu serinliyor. Yüksek sıcaklığa ve yetersiz suya dikkati çeken Dicle Üniversitesi'nden Prof. Dr. Ahmet Kılıç, "Kuşların özelliğidir; taşıdıkları tüylerden dolayı kışın soğuktan, yazın sıcaktan korunurlar. Fakat dışarıda sıcaklık o kadar fazla ki bu tüyler bile yetersiz kalıyor" dedi.
Diyarbakır'da uzun süredir mevsim normallerinin üzerinde seyreden hava sıcaklığı, yaşamı olumsuz etkiledi. 40 derecenin üzerindeki sıcaklıktan insanlar kadar hayvanlar da etkilendi. Dicle Üniversitesi yerleşkesinde bulunan ve avcı baskısının az olduğu Kabaklı Göleti'ndeki kuşlar, kavurucu sıcağın etkisinden korunmak için gün boyu suyun içinde kalıp, serinlemeye çalışıyor. Bazen suya dalarak bazen de gagalarıyla suyu vücutlarına yayan kuşların sıcakla mücadelesi kameraya yansırken, Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılıç, taşıdıkları tüylerin kuşları yazın sıcaktan, kışın soğuktan koruduğunu ama mevsim normallerinin üzerinde sıcaklık nedeniyle tüylerin yetersiz kaldığını söyledi.
'GERİ DÖNÜLMEZ BİR DURUMA GELDİK'
Prof. Dr. Kılıç, hayvanların suyu genel olarak avlanmak için kullandıklarını belirterek, "Aynı zamanda konfor ve hijyenleri için de kullanırlar. Şu anda mevsimin en sıcak dönemini yaşıyoruz. Hayvanlar serinlemek istiyorlar. Kuşların özelliğidir; taşıdıkları tüylerden dolayı kışın soğuktan, yazın sıcaktan korunurlar. Fakat dışarıda sıcaklık o kadar fazla ki bu tüyler bile yetersiz kalıyor. Suyun içine girerek, kendilerini serinletiyorlar. Bizler, özellikle kuşların metabolizmalarının çok yüksek olduğunu biliyoruz. Vücut ısıları, insanlara göre daha yüksektir. İçten ısı var. Bir de dışarıda mevsimin en sıcak dönemini yaşıyoruz. İkisi bir araya gelince tüyler bile yetersiz kalıyor ve serinlemek için suya giriyorlar. Küresel ısınmaya bağlı olarak maalesef artık geri dönülmez bir duruma geldik" dedi.
'ESKİ GÜNLERDEKİ GİBİ SU YOK'
Su tasarrufuna da dikkati çeken Prof. Dr. Kılıç, "Her geçen gün sıcaklık daha da artış gösteriyor. Buna bir de kuraklığı ekliyoruz. Daha önce beklediğimiz mevsimsel yağışlarda ciddi değişiklikler var. Kurak bir dönem geçiriyoruz. Kar yağışı olmadı. Bu yüzden su çok değerli, bulunduğumuz mekan vaha özelliği gösteriyor. Diğer yerlerde çaylar, dereler, göl ve göletler kurudu. Hayvanlar barınacak birkaç yerden biri olan bu gölete geliyor ya da Dicle Nehri'ne gidiyor. Çünkü su artık erişilmez konumda. Bunu tabiatta gördüğümüz için insanların da bundan ders çıkartması lazım. Suyu tasarruflu kullanmamız lazım. Artık eski günlerdeki gibi su yok. O yüzden suyun her damlası değerlidir" diye konuştu. (DHA)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER