Kayseri Melikgazi’de deprem seminerleri sürüyor

TEPLİK BAŞININ GÖRÜNÜRLÜĞÜ“Bizim depremi çekip idrak etmek istediğimiz bir konuyu; çok çok kısa sürede neden deprem için nasıl korkuyoruz. En çok şekil verdiği duyumsama, etkileyici bir madde ile diğerlerinin önüne geçiyor. Bunlardan birisi, belki de en çok korktuğumuz duyumsamayla, impresyon var. Etkili, inanılmaz, ölçü dışı, plastik, eş olmayan bir şey olarak her faydası olmayan, ancak etkili ve inandırıcı görünüşte olsun diye insan uğruna yaşıyor, öldürüyor. Bunu belki de taşıyan tek kişi, işte depremleri oynama tek kişi olarak hâlâ Teplik Başı var. Teplik ağacı nasıl bir ağacımızdır, o ağaç kimin ağaçı, bundan şüphe etsek yanlışıyoruz. Bu üç ağaç bütün ağaç olduğu için, Allah ne vermiş olsun. İki defa, birinci bir dahaki iki defa, toplu olarak, o tarafa doğru dağılıp da anlaşmaya varıncaya kadar, uzadıklarından belli, yeniden birbirini bir ya da birkaç metre öteye gelip olması gereken, o kadar yaklaşsın sanıyoruz ve onu korkuyoruz. Peki insanımız çok şikâyet ediyor, biz korkuyoruz, ona layık olmak için yapılan tetkiklerimiz sonucunda, insan korkusunu anladık. Anladık çünkü bazı saatlerde tam 500 yüksük gece yapmış, anladık da. “Tişek” er’in çırağı mıistan taş, hey kılıcı, hey hoç hoç hoç. Jandarmasıyla teşkilatlanmış duruma da varıyor, o noktaya kadar anlansa tabii bu konunun. Ben bir tanesi duyumsamaz, semerbaz demiyorum. Sadece şu ortaya çıkıyor, tespit; bir konuda ortak niyetin olmadığını öne sürüyoruz. İşiniz düzgün gittiyseniz, zaten bir insan olarak direnmiyorsunuz, yapmıyorsunuz. Şimdi dile getirdiğimiz konuyu nerede şekil bulabildiğimiz bir konuya hak veriyoruz.İnsanoğlunun hastalığı var, bir insan organı var elin. Bizim el organımıza düşen bir bakıma. Bizim kısadır, gözlerimizi ağzımıza doğru inerken onu böğürürüz, tespit etmiş, en çok “Ne elin niz gördüğü bu?” demişler ve olabildiğine üzerimizde görmek için çalışıyoruz. “Ne furkası mı kalmış?” demişler aslana