“Klima, kalorifer ve ısıtıcılar cilt kuruluğu yapabilir”
SağlıkİSTANBUL, (DHA) - Cilt kuruluğuna neden olan etkenlere dikkat çeken Dermatoloji Uzmanı Dr. Beyza Nur Deveci, “Soğuk hava bizzat cilt kuruluğunu artırırken soğuktan korunmak için kullandığımız klima, kalorifer ve ısıtıcılar da ortamın nemini azalttığından derinin kurumasına neden olur. Dış faktörlerle en çok temas eden yüzümüz, dudaklarımız ve ellerimiz en çok kuruyan vücut bölgelerimizdir” dedi. VM Medical Park Maltepe Hastanesi Dermatoloji (Cildiye) Uzmanı Dr. Beyza Nur Deveci, cilt kuruluğu hakkında açıklamalarda bulundu. Cilt kuruluğunun tanımını yapan Uzm. Dr. Deveci “Deri epidermis, dermis ve subkutis olarak üç katmandan oluşur. Derinin bariyer fonksiyonunu epidermisin en dış tabakası olan stratum korneum sağlar. Deri kuruluğu basit olarak stratum korneumdaki su içeriğindeki azalma olarak tanımlanır” diye konuştu. ÇEVRESEL FAKTÖRLER ETKİLİ OLABİLİR Cilt kuruluğuna neden olan faktörlerden bahseden Uzm. Dr. Deveci, “Bazı genetik cilt hastalıkları (atopik dermatit, iktiyozis gibi), çevresel faktörler (hava koşulları, güneş, deriyi kurutan ürün kullanımı, sıcak duş alınması, havuz gibi) ve derinin yaşlanması cilt kuruluğuna neden olan başlıca faktörlerdir” şeklinde konuştu. KAŞINTI GÖRÜLEBİLİR Cilt kuruluğunda görülebilecek belirtilerden bahseden Uzm. Dr. Deveci, “Deri çizgilerinde belirginleşme, kepeklenme ve kaşıntı en önemli belirtileridir. Daha ileri durumlarda deride çatlaklar oluşur ve ağrıya neden olabilir. Dış faktörlerle en çok temas eden bölgeler olan yüzümüz, dudaklarımız ve ellerimiz en çok kuruyan bölgelerimizdir” dedi SOĞUK HAVA KURULUĞU ARTIRABİLİR Soğuk havalarının cilt kuruluğuna etkisi olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Uzm. Dr. Deveci, “Soğuk hava bizzat deri kuruluğunu artırırken soğuktan korunmak için kullandığımız klima, kalorifer ve ısıtıcılar da ortamın nemini azalttığından derinin kurumasına neden olur” açıklamasında bulundu. YAŞLI BİREYLER RİSK ALTINDA Risk altında olan bireylere dikkat çeken Uzm. Dr. Deveci, şu bilgileri paylaştı: “Yenidoğanlar ve bebeklerin derileri daha ince ve sebum miktarı az olduğundan kuruluk ve iritasyona daha yatkındır. Diğer yandan yaşlanmayla birlikte deri incelir, sebum üretimi ve terlemenin azalmasıyla birlikte kuruluğa yatkınlık oluşur. Atopik dermatit, iktiyosis, kseroderma pigmentosum gibi genetik deri hastalıklarına sahip olanlar da cilt kuruluğu için risk altındadır.” CİLDE İYİ GELEN ÖNERİLER Uzm. Dr. Deveci, cilt kuruluğuna iyi gelecek unsurları ve tedavi yollarını şu şekilde sıraladı: “Yüz, vücut ve eller uygun nemlendiricilerle düzenli nemlendirilmelidir. Çok sıcak duş ve uzun süreli duşlardan kaçınılmalıdır. Sabun ve duş jeli kullanımı azaltılmalı, bunlar yerine ph:5.5 olan syndet ve yıkama ürünleri tercih edilmelidir. Kışın da güneşten korunmaya özen gösterilmelidir. Soğuktan korunmak için cildi tahriş etmeyen pamuklu kıyafet ve eldivenler tercih edilmelidir. Bol su tüketimi ihmal edilmemelidir.” İHMAL EDİLİRSE YARA İYİLEŞMELERİ GECİKEBİLİR Deri kuruluğu ihmal edilirse deride çatlama sonucu bakteriyel deri enfeksiyonlarına yatkınlık oluşabileceğini söyleyen Uzm. Dr. Deveci, “Deri kuruluğunun ihmal edilmesi yara iyileşmesinde gecikmeye neden olabilir. Kişilerde var olan deri hastalıklarını tetikleyebilir. Kişide atopik dermatit, psoriasis ve egzama gibi deri hastalıkları varsa bunların oluşumunu tetikleyebilir. Deride çatlama sonucu bakteriyel enfeksiyonlara giriş kapısı oluşturabilir. Cilt kuruluğu kendiliğinden ve tedavisiz geçmez” dedi.
İSTANBUL, (DHA) - Cilt kuruluğuna neden olan etkenlere dikkat çeken Dermatoloji Uzmanı Dr. Beyza Nur Deveci, “Soğuk hava bizzat cilt kuruluğunu artırırken soğuktan korunmak için kullandığımız klima, kalorifer ve ısıtıcılar da ortamın nemini azalttığından derinin kurumasına neden olur. Dış faktörlerle en çok temas eden yüzümüz, dudaklarımız ve ellerimiz en çok kuruyan vücut bölgelerimizdir” dedi.
VM Medical Park Maltepe Hastanesi Dermatoloji (Cildiye) Uzmanı Dr. Beyza Nur Deveci, cilt kuruluğu hakkında açıklamalarda bulundu. Cilt kuruluğunun tanımını yapan Uzm. Dr. Deveci “Deri epidermis, dermis ve subkutis olarak üç katmandan oluşur. Derinin bariyer fonksiyonunu epidermisin en dış tabakası olan stratum korneum sağlar. Deri kuruluğu basit olarak stratum korneumdaki su içeriğindeki azalma olarak tanımlanır” diye konuştu.
ÇEVRESEL FAKTÖRLER ETKİLİ OLABİLİR
Cilt kuruluğuna neden olan faktörlerden bahseden Uzm. Dr. Deveci, “Bazı genetik cilt hastalıkları (atopik dermatit, iktiyozis gibi), çevresel faktörler (hava koşulları, güneş, deriyi kurutan ürün kullanımı, sıcak duş alınması, havuz gibi) ve derinin yaşlanması cilt kuruluğuna neden olan başlıca faktörlerdir” şeklinde konuştu.
KAŞINTI GÖRÜLEBİLİR
Cilt kuruluğunda görülebilecek belirtilerden bahseden Uzm. Dr. Deveci, “Deri çizgilerinde belirginleşme, kepeklenme ve kaşıntı en önemli belirtileridir. Daha ileri durumlarda deride çatlaklar oluşur ve ağrıya neden olabilir. Dış faktörlerle en çok temas eden bölgeler olan yüzümüz, dudaklarımız ve ellerimiz en çok kuruyan bölgelerimizdir” dedi
SOĞUK HAVA KURULUĞU ARTIRABİLİR
Soğuk havalarının cilt kuruluğuna etkisi olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Uzm. Dr. Deveci, “Soğuk hava bizzat deri kuruluğunu artırırken soğuktan korunmak için kullandığımız klima, kalorifer ve ısıtıcılar da ortamın nemini azalttığından derinin kurumasına neden olur” açıklamasında bulundu.
YAŞLI BİREYLER RİSK ALTINDA
Risk altında olan bireylere dikkat çeken Uzm. Dr. Deveci, şu bilgileri paylaştı:
“Yenidoğanlar ve bebeklerin derileri daha ince ve sebum miktarı az olduğundan kuruluk ve iritasyona daha yatkındır. Diğer yandan yaşlanmayla birlikte deri incelir, sebum üretimi ve terlemenin azalmasıyla birlikte kuruluğa yatkınlık oluşur. Atopik dermatit, iktiyosis, kseroderma pigmentosum gibi genetik deri hastalıklarına sahip olanlar da cilt kuruluğu için risk altındadır.”
CİLDE İYİ GELEN ÖNERİLER
Uzm. Dr. Deveci, cilt kuruluğuna iyi gelecek unsurları ve tedavi yollarını şu şekilde sıraladı:
“Yüz, vücut ve eller uygun nemlendiricilerle düzenli nemlendirilmelidir.
Çok sıcak duş ve uzun süreli duşlardan kaçınılmalıdır.
Sabun ve duş jeli kullanımı azaltılmalı, bunlar yerine ph:5.5 olan syndet ve yıkama ürünleri tercih edilmelidir.
Kışın da güneşten korunmaya özen gösterilmelidir.
Soğuktan korunmak için cildi tahriş etmeyen pamuklu kıyafet ve eldivenler tercih edilmelidir.
Bol su tüketimi ihmal edilmemelidir.”
İHMAL EDİLİRSE YARA İYİLEŞMELERİ GECİKEBİLİR
Deri kuruluğu ihmal edilirse deride çatlama sonucu bakteriyel deri enfeksiyonlarına yatkınlık oluşabileceğini söyleyen Uzm. Dr. Deveci, “Deri kuruluğunun ihmal edilmesi yara iyileşmesinde gecikmeye neden olabilir. Kişilerde var olan deri hastalıklarını tetikleyebilir. Kişide atopik dermatit, psoriasis ve egzama gibi deri hastalıkları varsa bunların oluşumunu tetikleyebilir. Deride çatlama sonucu bakteriyel enfeksiyonlara giriş kapısı oluşturabilir. Cilt kuruluğu kendiliğinden ve tedavisiz geçmez” dedi.
İlginizi Çekebilir