© Baykuş Haber

Lavrov: Ukraynada çözüme dair bir sinyal yok

RUSYA DIŞİŞLERİ BAKANI SERGEY LAVROV, KUZEY MAKEDONYA’NIN BAŞKENTİ ÜSKÜP’TEKİ AGİT 30. BAKANLAR KONSEYİ TOPLANTISI'NIN ARDINDAN YAPTIĞI AÇIKLAMADA UKRAYNA'DAKİ SAVAŞA YÖNELİK, "KİEV'DEN VEYA ONUN EFENDİLERİNDEN, HERHANGİ BİR SİYASİ ÇÖZÜM ARAMAYA HAZIR OLDUKLARINA DAİR HERHANGİ BİR SİNYAL GÖRMÜYORUZ. HEDEFLERİMİZİ GÖZDEN GEÇİRMEK İÇİN HİÇBİR NEDEN GÖRMÜYORUZ" DEDİ.

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp’teki AGİT 30. Bakanlar Konseyi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada Ukrayna’daki savaşa yönelik, "Kiev’den veya onun efendilerinden, herhangi bir siyasi çözüm aramaya hazır olduklarına dair herhangi bir sinyal görmüyoruz. Hedeflerimizi gözden geçirmek için hiçbir neden görmüyoruz" dedi.


Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Kuzey Makedonya’nın başkenti Üsküp’te gerçekleştirilen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) 30. Bakanlar Konseyi Toplantısı’nın ikinci gününde basın toplantısı düzenledi. Batılı ülkelerin AGİT’in yapısına zarar verdiğini belirten Bakan Lavrov, “AGİT’in kurulan her şeyin tamamen bozulduğunu gözlemliyoruz. Batılı meslektaşlarımızın AGİT’i yok etme konusundaki başarısız politikalarından hiç ders almadığını görüyoruz. Daha çok azimle AGİT’i bitirmeye devam ediyorlar. Dün Batılı meslektaşlarımızın konuşmalarının yüzde 95’i buna ayrılmıştı. Sadece birkaç aklı başında kişi, her şeye rağmen AGİT’in iş birliği yapmak ve ortak güvenliği sağlamak için kurulduğunu hatırlattı” diye konuştu.



"Blinken kaçtı, ben hiçbir yere kaçmadım"


Lavrov ayrıca, bazı Batılı ülkelerin bakanlarının AGİT toplantısına katılmadığını, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın ise toplantı öncesi düzenlenen gayriresmi akşam yemeğine katılımının ardından Üsküp’ten ayrıldığını hatırlattı. Lavrov, “Bu etkinlikte Ukraynalı Bakan, Polonya’nın ve Baltık ülkelerinin bakanları yoktu. Anladığım kadarıyla Blinken ve Borrell (Avrupa Birliği Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi) de ayrıldı. Bunlar neden oluyor? Sanırım bununla Rusya’yı tecrit etme niyetlerini vurguluyorlar. Bence onlar korkak, gerçeklerle dürüst bir konuşma yapmaktan korkuyorlar. Mevkidaşım Blinken kaçtı, ben hiçbir yere kaçmadım” dedi. Blinken ve Borrell ile ikili görüşme yapma ihtimalinin zaten hiç olmadığını da söyleyen Lavrov, “Eldeki gerçeklerle dürüstçe bir görüşme yapılması imkansız” ifadelerini kullandı.



"Karadeniz’de bir Amerikan askeri üssü, Azak Denizi’nde ise bir İngiliz askeri üssü oluşturulması planlandı"


Ukrayna’da başlayan iç savaşın ardından imzalanan Minsk anlaşmasından sonra Batılı ülkelerin bu anlaşmayı kullanarak Karadeniz ve Azak Denizi üzerinde askeri planlar yürüttüğünü dile getiren Lavrov, “Karadeniz’de ABD askeri üssü, Azak Denizi’nde İngiliz üssü kurulması planlanıyordu. Haritayı gözünüzün önüne getirirseniz bu hiçbir şartta kabul edilebilir değil. Rusya için kabul edilemez riskler oluşturuyordu” diye konuştu.



"Ukrayna’da çözüme dair bir sinyal yok"


Ukrayna ile yeniden bir müzakere sürecinin başlatılıp başlatılmayacağı konusuna değinen Lavrov, “Kiev’den veya onun efendilerinden, herhangi bir siyasi çözüm aramaya hazır olduklarına dair herhangi bir sinyal görmüyoruz. NATO ve Avrupa Birliği’nin tüm genel sekreterlerinin söylediklerine kulak verirseniz, tek bir şey söylüyorlar, ‘Ukrayna’yı desteklemek zorundayız, çünkü Ukrayna yenilirse bu tüm Batı için bir yenilgi olur.’ Siyasi süreci başlatmak için 2 kişiye ihtiyaç var. Tıpkı tangoda olduğu gibi. Ancak onlar tango değil break dans yapıyor” diye konuştu.


Lavrov, Rusya’nın Ukrayna’da sürdürdüğü askeri operasyonların devam edeceğine de vurgu yaparak, “Hedeflerimizi gözden geçirmek için hiçbir neden görmüyoruz” diye konuştu.



"Savaş kuralları ortadan kaldırılmadı"


İsrail-Filistin çatışmasına da değinen Lavrov, “İsrail yönetiminden Hamas’ı yok edene kadar durmayacaklarına dair açıklamalar duyuyoruz. Ancak savaş kuralları kaldırılmadı ve bunlar unutulmamalı” şeklinde konuştu. Gazze’deki çatışmalarda durumun ağırlaştığına da dikkat çeken Lavrov, “Ölen çocukların sayısı 6 bini aştı, 4 binden fazla kadın öldü. Biz bu konuda defaatle açıklama yaptık. 7 Ekim’de İsrail’e yapılan terör saldırısını net bir dille kınadık ancak uluslararası insancıl hukukun kaba bir şekilde ihlal edilmesi de dahil her türlü yola başvurarak terörle mücadele edilmesini kabul edemeyeceğimizi de kesin olarak söyledik” dedi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER