© Baykuş Haber

Obezite ile tetiklenen kanser riskini azaltın

PROF. DR. ALİHAN GÜRKAN

Memorial Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Prof. Dr. Alihan Gürkan, modern hayatın yol açtığı salgın hastalıklardan biri olarak görülen obezitenin kanser riskini artırdığını, obeziteden kurtulmanın sadece zayıflamak için değil, beraberinde getireceği hastalıkları engellemek için de son derece önemli olduğunu açıkladı.


Prof. Dr. Alihan Gürkan, “20 Mayıs Avrupa Obezite Günü” dolayısıyla obezite ve tedavisi hakkında bilinmesi gerekenleri anlattı. Obezite’nin birçok hastalık ve erken ölüm için güçlü risk faktörü oluşturduğuna dikkat çeken Gürkan, “Dünya Sağlık Örgütü’nün Ocak ayı verilerine göre, obezite hastası 25 yaşındaki bir erkeğin yaşam beklentisi yüzde 22 azalmış, yaşam yıllarından 12 yıl eksilmiştir. Ayrıca obezitenin bugün dünyada 650 milyon yetişkin, 340 milyon ergen ve 39 milyon çocuğu etkilediği belirtilmektedir. Bu sayının son 20 yılda 3 kat artması daha da korkutucu bir veridir. Modern hayatın yol açtığı salgın hastalıklardan biri olarak görülen obezitenin kanser riskini artırdığı artık bilinmektedir. Bu nedenle obeziteden kurtulmak sadece zayıflamak için değil, beraberinde getireceği hastalıkları engellemek için de son derece önemlidir. Kilo vermede etkili bir yere sahip olan obezite cerrahisi ile obeziteyle ilişkili kanserlerin görülme sıklığı azalabilmektedir” diye konuştu.


Pek çok kanser türüne zemin hazırlıyor


Obeziteyi vücutta anormal derecede yüksek, sağlıksız oranda yağ bulunması olarak tanımlayan Prof. Dr. Gürkan, obeziteye yol açan nedenleri şu şekilde ifade etti: “Hormonal bozukluklar obezitenin en önemli nedenleri arasındadır. Diğer nedenler ise; enerji alımı ve harcamadaki dengesizlik, fiziksel aktivite azlığı, kalıtım, metabolik bozukluklar, psikolojik bozukluklar ve bazı ilaçlar olarak sıralanabilir. Obezite hastalarında sıklıkla kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümler, hipertansiyon, şeker hastalığı ve kanser görülmektedir. Özellikle meme, rahim ve kolon ve rektum kanserlerine bu kişilerde daha sık rastlanır. Yemek borusu kanseri, böbrek kanseri, tiroid ve safra kesesi kanseri obezitenin yol açabildiği diğer kanserlerdir.”


Kötü huylu hücre artışını hızlandırabilir


Yağ dokusunun aynı zamanda yüksek miktarda östrojen ürettiğine vurgu yapan Prof. Dr. Alihan Gürkan, yüksek östrojenin meme, rahim kanserleri ve bazı diğer kanserlerden sorumlu olduğuna vurgu yaptı.


Alihan Gürkan, “Obez kişilerin kanlarında genellikle yüksek seviyede insülin ya da insülin direnci bulunmaktadır. Bu durum bazı tümörlerin gelişmesini tetikleyebilmektedir. Yağ hücreleri adipokine adı verilen hormonlar üretir. Bu hormonlar kötü huylu hücre artışını hızlandırabilir. Obez kişilerde sıklıkla, kanser riskini artıran enfeksiyon mevcuttur. Kansere yol açan diğer muhtemel durumlar ise değişmiş bağışıklık sistemi yanıtları ve oksidatif stres olarak sıralanabilir. Birçok araştırma aşırı kilo ve obezitenin menopoz sonrası meme kanseri riskini de artırdığını göstermiştir. Bu artışın nedeninin obez kadınlarda östrojen seviyelerinin yüksek olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir. Menopozdan sonra yumurtalıklar hormon üretimini durdurduğunda, yağ hücresi en önemli östrojen kaynağı haline gelir. Obezite hastası kadınlarda daha fazla yağ hücresi olduğu için, östrojen seviyeleri daha yüksektir, bu da östrojene cevap veren meme tümörlerinin hızlı büyümesine yol açmaktadır” dedi.


Bel çevresi genişliği erkeklerde önemli bir risk faktörü


Erkekler arasında yüksek beden kitle indeksinin kolorektal kanseri riskini artıran bir faktör olduğuna işaret eden Prof. Dr. Alihan Gürkan, bel bölgesi yağlanmasının önemli bir veri olduğunu dile getirdi. Gürkan, “Araştırmalar obez ve aşırı kilolu kişilerde pankreas kanseri görülme sıklığının artığını göstermektedir. Bunun nedeninin de bel çevresi genişliği faktörü olduğu düşünülmektedir. Aşırı kilolu ve obez kişilerin, sağlıklı kiloda olan kişilere göre, yemek borusu kanserine yakalanma riskleri ise 2 kat daha fazladır. Bunun arkasında yatan neden kesin olarak bilinmese de obez kişilerin reflü ya da barret hastalığı geçmişi olmasının etkisinin olduğu düşünülmektedir.” dedi.


Tüp mide ameliyatı ile hastaların yaşam kalitesinin arttığı gözlemleniyor


Obezite cerrahisinde etkin yöntemin, kısıtlayıcı ameliyatlar kapsamında olan tüp mide ameliyatları olduğunu söyleyen Prof. Dr. Alihan Gürkan, konuşmasını şöyle sonlandırdı: “Kilo vermek için obezite ameliyatı olmuş hastalar arasında yapılan araştırmalar obezite ameliyatı olmuş kişilerin, olmayanlara kıyasla daha düşük oranda obeziteyle ilişkili kanserlere yakalandığını ortaya koymuştur. Bunun nedeni sadece diyet ve spor ile hedeflenen kilo kaybı girişimleri vücutta yüzde 7-10’luk bir kilo kaybıyla sonuçlansa da, obezite ameliyatları gerekli hayat tarzı değişikleriyle desteklendiğinde, yüzde 30 oranında kilo kaybını sağlamaktadır.”

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER