© Baykuş Haber

Prof. Dr. Cengiz Atlı: İstiklal Madalyasının önemi Milli Mücadele ruhunu nesilden nesile taşımasıdır

PROF. DR. CENGİZ ATLI: "İSTİKLAL MADALYASININ ÖNEMİ MİLLİ MÜCADELE RUHUNU NESİLDEN NESİLLE TAŞIMASIDIR"

Iğdır Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Atlı, İstiklal Madalyası’nın önemine değinerek madalyanın Milli Mücadele ruhunu yansıttığını belirtti.


İstiklal Madalyası’nın nesilden nesile geçtiğini belirten Iğdır Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cengiz Atlı, “Milli Mücadele’nin en önemli göstergelerinden bir tanesi olan İstiklal Madalyası Milli Mücadele tarihi açısından da çok önemli bir dönemi işgal eder. O dönemki İstiklal Madalyası’na bakıldığında yaklaşık olarak 15 Mayıs 1919’dan 1922’ye kadar bizzat Milli Mücadele’de görev yapan subay olsun, asker olsun veya cephe dışında görev yapan kişilere verilmiştir. O dönemdeki İstiklal Madalyası’na bakıldığı zaman bizzat cephe gerisinde görev alan veya almayıp da milletvekili olan veya cephe gerisinde lojistik anlamda destek olanlara kırmızı şeritli, yeşil kırmızı şeritli veya beyaz şeritli olarak addedilen üç farklı İstiklal Madalyası veriliyor. İstiklal Madalyası’nın önemi şudur; babadan oğula geçen tek madalyadır. Yani nesilden nesile geçen tek madalyadır. Kore, Kıbrıs veya 15 Temmuz şehitlerine verilen madalyadan biraz daha farklıdır. Burada temel amaç Milli Mücadele ruhunu nesilden nesile aktarmaktır. İstiklal Madalyası’na sahip olan kişi vefat ettikten sonra o kişinin büyük oğlu askerlik şubesine başvurur. Bu kişi hakkında bir araştırma yapılır. Sıkıntılı bir durum olmadığı zaman yeni bir beraat düzenlenir. Daha sonra o kişiye İstiklal Madalyası verilir. İkinci neslin ölümünden sonra üçüncü nesilde en büyük oğlan kimse aynı şartlara tabi tutularak tekrar ona bir İstiklal Madalyası verilir. İstiklal Madalyası kanunu düzenleyen 66 sayılı bir kanun vardır. Bu kanunda İstiklal Madalyası’nın nasıl kullanılacağı ile ilgili bilgi vermektedir. Madalya üzerine baktığımız zaman öncelikle Milli Mücadele’nin kalbi Ankara’yı gösterir. Bir tarafına baktığımız zaman adeta Serhat şehri Ankara’dan ta doğuya Kars’a kadar uzanan bir ışık devleti vardır. Buradaki kurdelelere baktığımız zaman buradaki kırmızı şerit Milli Mücadelede bizzat yer almış er ve erbaşlara verilmiştir. İstiklal Madalyası sadece kişilere değil üç tane de ile verilmiştir. İlk olarak Maraş’a 1925’te 2008 yılında Gaziantep’e 2016 yılında Şanlıurfa’ya verilmiştir. Milli Mücadele’de gösterdiği başarıdan dolayı İnebolu ilçesine de İstiklal Madalyası verilmiştir. İstiklal Madalyası alanlara ilk defa 1968 yılında bir maaş bağlanılmıştır. Ayrıca o dönemde trenlerden yararlanma imkânı da verilmiştir. Daha sonra kendisi vefat ettiği zaman eşine bu maaş geçmiştir. Eşi de öldükten sonra sadece oğluna somut olarak bu madalya geçmektedir. Bu madalyayı alan kişi maaş hariç diğer sosyal haklardan yararlanabilmektedir. Dediğimiz gibi en önemli özelliği Milli Mücadele ruhunu yansıtmasıdır. İlk başta 18 kişiye verilmiştir. Günümüze kadar bu sayı 100 bini geçmiştir. Çoğu vatandaşımız bu İstiklal Madalyası’ndan habersizidir. Haberi olduğu zaman Askerlik Şubesine başvurarak bu madalyayı yapılan araştırma sonucu alabilirler” dedi.


Babasının vefatından sonra İstiklal Madalyası’nın kendine geçtiğini söyleyen Atlı, "Rahmetli dedem 1894 yılında Kafkas Cephesi’nde Kazım Karabekir Paşa komutanlığında görev yapmıştır. Kendisi İstiklal Madalyası’nı 1922 yılında almıştır. 1972 yılında vefat ettikten sonra bu madalya babama geçmiştir. Babam daha sonra Askerlik Şubesine başvurarak İstiklal Madalyası’nı ve beraatını üzerine aldı. Babam vefat ettikten sonra İstiklal Madalyası’nı ben üzerime aldım" ifadelerine yer verdi.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER