© Baykuş Haber

Siemens Türkiye 2023 Sürdürülebilirlik Raporunu yayımladı

SİEMENS TÜRKİYE 2023 SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK RAPORU’NU YAYIMLADI SİEMENS TÜRKİYE YÖNETİM KURULU BAŞKANI VE CEO’SU HÜSEYİN GELİS

Siemens Türkiye, sürdürülebilirlik eylem ve hedeflerini paylaştığı 2023 Sürdürülebilirlik Raporu’nu yayımladı. Sürdürülebilirliği her yönüyle ele alarak bir bütün olarak değerlendiren şirket, DEGREE (Decarbonization/Karbonsuzlaşma, Ethics/Etik, Governance/Yönetişim, Resource Efficiency/Kaynak Verimliliği, Equity/Fırsat Eşitliği, Employability/İstihdam Edilebilirlik) stratejisi ve Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda etkin bir sürdürülebilirlik yönetimi uyguluyor.



Siemens Türkiye, 167 yıldır bu topraklarda faaliyet gösteren sorumlu bir şirket olarak attığı her adımda ülke, insan ve gelecek için değer oluşturuyor. Sürdürülebilirliği işinin ayrılmaz bir parçası olarak değerlendiren şirket, 360 derecelik bir perspektifle global DEGREE stratejisi kapsamında Karbonsuzlaşma, Etik, Yönetişim, Kaynak Verimliliği, Fırsat Eşitliliği, İstihdam Edilebilirlik başlıkları altında inovatif yaklaşımlar geliştiriyor; bu yaklaşımları hem kendi operasyonlarında da hem de müşterilerinin faaliyetlerinde hayata geçiriyor.



Siemens Türkiye, DEGREE’nin yanı sıra, İklim Koruma, Sürdürülebilir Ürün Tasarımı, İnovasyon ve İş Modelleri, Sorumlu Yönetişim, İşin Geleceği, Siber Güvenlik ve Veri Yönetimi, Çalışan Sağlığı ve Güvenliği, Uyumluluk Yönetimi gibi pek çok başlık altında yaptığı çalışmalarla Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na da paralel bir rota izliyor. Faaliyet gösterdiği pek çok farklı alan ve hizmet sunduğu çeşitli sektörlerde çalışmalarını sürdürülebilirlik zemini üzerine yerleştiriyor, yeniliklere imza atıyor. Bu çerçevede ülkemizin ve dünyanın geleceği için inovasyona, yeni teknolojilere, Ar-Ge’ye yatırım yapıyor.



“Sürdürülebilir kalkınmanın yolu büyük ölçüde teknoloji ve Ar-Ge’den geçiyor”


Siemens Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Hüseyin Gelis, Siemens Türkiye’nin 2023 Sürdürülebilirlik Raporu ile ilgili şunları söyledi: “167 yıldır hizmet ettiğimiz ülkemize bağlılığımız daha da güçlendi. Tarihimiz, elektrik ve ulaşımdan iletişim ve endüstriyel üretime birçok alanda öncü başarılarla dolu. Bugün bu mirası, sürdürülebilir kalkınmaya odaklanarak ve tutkumuzu kaybetmeden sürdürüyoruz. Şimdi, Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümü sonrasında, operasyonlarımızda tam bir sürdürülebilirlik ilkesiyle hareket ediyor; plastik atık ve karbon salımının azaltılması, yenilenebilir enerjinin teşvik edilmesi ve akıllı ulaşım altyapılarının geliştirilmesi gibi alanlara odaklanıyoruz. Sürdürülebilir kalkınmanın yolu büyük ölçüde teknoloji ve Ar-Ge’den geçiyor. Endüstriye, ulaşıma, altyapıya ve enerjiye yatırım yapmak, daha temiz ve sürdürülebilir bir gelecek için hayati önem taşıyor. Bu yatırım sadece finansal değil, aynı zamanda yenilikçi ve Ar-Ge odaklı fikirleri de kapsıyor. Siemens Türkiye olarak sürdürülebilir bir dünyaya katkıda bulunmak için uzmanlığımızdan, deneyimimizden ve geniş ekosistemimizden yararlanıyoruz. Global büyüme stratejimiz DEGREE operasyonlarımıza netlik katıyor. Karbon salımını azaltma çabalarımız gün geçtikçe önem kazanıyor. Müşterilerimiz 2023’te şirketimizin çözümlerini kullanarak emisyonlarını 71 bin ton karbondioksite (CO2) eşdeğer miktarda azalttı. 2023’te atık yönetiminde de başarıya imza atarak, atıklarımızın yüzde 99,3’ünü geri dönüşüme kazandırdık. Ancak amacımız bu yönetimden çok daha fazlası; atıkları direkt kaynağında azaltmayı hedefliyoruz. Global mottomuz #TransformTheEveryday (Her Günü Dönüştürün) ve biz onu çalışanlarımızın ihtiyaçları, yetenekleri ve ilgi alanlarını önceliklendiren bütünsel bir stratejiyle hayata geçiriyoruz. Ayrıca, Ar-Ge alanında istihdamı artırmaya büyük önem veriyoruz. Mevcut çalışanlarımızın yüzde 26,5’i yazılımcılardan oluşuyor, bu da endüstri, altyapı ve ulaşım alanlarında dönüştürücü teknolojilere odaklanmamızı sağlıyor. Amacımız, hizmet verdiğimiz tüm sektörlerin inovasyon ihtiyaçlarını karşılayarak müşterilerimiz için değer oluşturmak. Sürdürülebilirliğin, tek bir kuruluş veya eylemin ötesinde iş birliği gerektiren bir hedef olduğunun bilincindeyiz. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılında sürdürülebilir bir geleceğe hazırlanmak, tüm sektörlerin, kamu kurumlarının, şirketlerin ve bireylerin ortak çabasını gerektiriyor. Gelecek nesillere; insanlar, hayvanlar, bitkiler, tüm yaşam formlarının güvenli ve mutlu bir şekilde yaşayabileceği daha iyi bir dünya bırakma sorumluluğunu hepimiz paylaşıyoruz. Son olarak, bana rehberlik eden kişisel bir inancı paylaşmak istiyorum: ‘Bırakabileceğimiz en büyük miras, bizden çok sonra bile canlı ve uyum içinde yaşamaya devam edecek bir dünyadır.’’



“Sürdürülebilirlik alanında Türkiye’nin geleceğine katkıda bulunmayı en temel hedefimiz olarak görüyoruz”


Siemens Türkiye CFO’su Thomas Kolbinger şöyle konuştu: “Sürdürülebilirlik ile kârlılığın birbirine zıt kavramlar olduğu düşüncesi artık çok eskilerde kaldı. Bugün biliyoruz ki sürdürülebilirlik, uzun vadede kârlılığın en temel koşulu, çünkü eski teknolojilere, güncelliğini yitirmiş kavramlara, sadece finans odaklı anlayışlara artık yer yok. Günümüzde şirketlerin başarısı topluma sundukları katkıya ölçülüyor; tercih edilen bir işveren olmanın yolu sosyal fayda sunmaktan geçiyor; dünya vatandaşı olmak için öncelikle gezegenin sağlığını gözetmek gerekiyor. Siemens AG dünyanın pek çok farklı noktasında bu anlayışla hareket ederken, biz de Siemens Türkiye olarak aynı rotayı benimsiyor, bu toprakların bugününü ve geleceğini güzelleştirmek için çalışıyoruz. Sürdürülebilir bir gelecek inşa etmek üzere global DEGREE çerçevesini Türkiye’de de kararlılıkla uyguluyor; karbon-nötr olma yolundaki çalışmalarımızdan sınırlı kaynakları verimli kullanmaya yönelik teknolojilerimize ve etkin yönetişime kadar her alanda kesintisiz çaba gösteriyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını coşkuyla kutladığımız ve geride bıraktığımız bu dönemde, Siemens Türkiye’nin sürdürülebilirlik raporunu gururla sunuyoruz. Sürdürülebilirlik dendiğinde akla gelen her ne varsa, şirketimizin uzmanlığı ve tecrübesiyle sunuyor, Türkiye’nin geleceğine katkıda bulunmayı en temel hedefimiz olarak görüyoruz. Örneğin Siemens Global olarak, ürünlerimizle müşterilerimizdeki sera gazı emisyonlarını 13 kat azaltıyor, 2023 mali yılının tamamında müşterilerimize teslim ettiğimiz ürün ve çözümlerle önümüzdeki dönemde yaklaşık 150 milyon ton sera gazı emisyonunu engelleyeceğimizi öngörüyoruz. Enerji verimliliği odağında kendi ürün ve çözümlerimizle enerji tasarrufunu desteklemenin ötesinde, müşterilerimize sunduğumuz ‘kullandıkça öde’ veya kiralama gibi finansman çözümleriyle de karbonsuzlaşmayı ve kaynak verimliliğini destekliyoruz. Akıllı finansman modellerimizle yenilenebilir ve temiz enerjiye, yeni nesil teknolojilere, yeni iş modellerine ve sürdürülebilir inovasyona imkân sağlıyoruz. Etik davranış ve uyumluluk konusunu şirket kültürümüzün ve davranış kurallarımızın merkezine yerleştiriyor; bu konuyu fırsat eşitliğinden kadın çalışan oranının artırılmasına, ‘sıfır kaza’ hedefinden şirket içi eğitimlerin güçlendirilmesine kadar geniş bir perspektifle ele alıyoruz. Geleceği bugünden inşa etme sorumluluğumuzun farkındayız ve bu sorumluluğumuz doğrultusundaki çalışmalarımızı sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz.”



Yapılan açıklamaya göre şirket, karbonsuzlaşma başlığında 2030 yılına kadar tüm operasyonlarında net sıfır, 2050 yılına kadar ise tedarik zincirinde net sıfır hedefi doğrultusunda çalışmalarına aralıksız devam ediyor. Etik başlığında her üç yılda bir tüm çalışanlara eğitimler veriliyor.



Tedarikçi Davranış Kurallarına tam bağlılık sayesinde ESG güvenceli tedarik zinciri ve ESG kriterlerine dayalı uzun vadeli teşvik çalışmaları sürdürülüyor. Kaynak verimliliğinde ise; 2030 yılına kadar ilgili Siemens ürün ailelerinin yüzde 100’ü için bir üst seviyede sağlam eko-tasarım ve ikincil malzemelerin daha fazla satın alınması yoluyla doğal kaynakların ayrıştırılması ve atık depolama sahalarına gönderilen malzemelerin 2025 yılına kadar yüzde 50 azaltılıp 2030 itibarıyla sıfırlandığı döngüsel katkı hedefleniyor. Fırsat eşitliği kapsamında 2025 yılına kadar üst yönetimde kadın oranının yüzde 30’a çıkarılması amaçlanıyor. İstihdam edilebilirlik başlığında ise dijital eğitim saatlerini 2025 yılına kadar iki katına çıkarıp artırarak, çalışan destek programına erişimde yüksek seviyeyi korumak için çalışmalara devam ediliyor.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER