© Baykuş Haber

Su kaynakları tükenen İstanbul için deniz suyunu, tatlı suya çevirme projesi İBBye takıldı

İSTANBUL ÇEVRE KONSEYİ GENEL SEKRETERİ ZAFER MURAT ÇETİNTAŞ AÇIKLAMALARDA BULUNDU

İstanbul’da son dönemde barajlardaki doluluk oranları mevsim normallerinin altındaki yağışlar nedeniyle hızla düşüyor. Barajlardaki doluluk oranının azalması, su krizini gündeme getirdi. İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Zafer Murat Çetintaş ise, “Geçmişte Bakanlar Kurulu’nun aldığı deniz suyunu, tatlı suya çevirme kararı Eski Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş döneminde planlandı ve harekete geçiliyordu. Sayın Ekrem İmamoğlu geldikten sonra hiçbir çalışma yapılmadı. Siz tesisleri kurun İstanbul’a yüzyıllarca yetecek su sorununu kalıcı olarak çözün” dedi.


İstanbul’da mevsim normallerinin altındaki yağışlar nedeniyle barajlardaki doluluk oranı yüzde 35’in altına düştü. Barajlardaki suyun tükenmesiyle İSKİ tasarruf çağrısı yapmıştı. Hazırlanan tasarruf önerileri su krizini bir kez daha gündeme getirdi. Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş döneminde deniz suyunu tatlı suya çevirme projesi planlanmıştı. Devlet Su İşleri tarafından Melen projesiyle İstanbul’un su ihtiyacı karşılanırken, yeni dönemde tuzlu suyu tatlı suya dönüştürme projesinin askıya alındığı iddia edildi. İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Zafer Murat Çetintaş, deniz suyunun tatlı suya dönüştürmesiyle birlikte İstanbul’a yüzyıllarca yetecek suyun sağlanacağını söyledi.



"Eski Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş döneminde İstanbul’un su sorununa kalıcı çözüm planlanmıştı"


Eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş döneminde deniz suyunu tatlı suya çevirme yatırımı için planlamalara başlandığını ancak Ekrem İmamoğlu döneminde hiçbir çalışmanın yapılmadığı söyleyen İstanbul Çevre Konseyi Genel Sekreteri Zafer Murat Çetintaş, “İstanbul su sorunu büyük bir mesele biliyorsunuz. Yüzyıllardır bu sorun var ancak bir türlü kalıcı çözüm getirilemedi. 1980’lerde o dönemin hükümetinde 1. aşamada Melen Çayı İstanbul’un kurtuluşu olarak görüldü. 2. aşamada da o dönemde hükümetin aldığı kararla tuzlu suyu, tatlı suya çevirerek İstanbul’a verme planıydı. Melen, Anadolu Yakası’ndan İstanbul’a geliyor. İstanbul’un nüfusunun yüzde 70’i Batı Yakası’nda bulunuyor. Melen’in depremle ya da başka bir doğal afetle su bağlantısının İstanbul’a kesilmesinin oranı çok yüksek. Burada elektrik sorunu da dahildir. Geçmişte Bakanlar Kurulu’nun aldığı deniz suyunu, tatlı suya çevirme kararı Eski Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş döneminde planlandı ve harekete geçiliyordu. Sayın Ekrem İmamoğlu geldikten sonra hiçbir çalışma yapılmadı. 1989 yılında İSKİ’nin yaptığı çalıştaya ben de katıldım ve bunu söylediğimde kimseden bir ses çıkmadı. Dünyada şu anda büyük ülkelerde ve kentlerde 18 bin tane tuzlu suyu, tatlı suya çeviren tesis var. Bunlardan en önemlisi İsrail’dir. İsrail binde 38 tuz oranına sahip bir ülkedir. Denizden tuzlu suya alıp tatlı suya çevirip kullanma suyu olarak veriyor. Biriken tuzu da sanayide kullanıyor. Yine Suudi Arabistan’da petrol zengini ama su fakiri olması nedeniyle kıyılarındaki tuz oranı binde 34’tür. Güneş enerjisiyle çalışan tuzlu suyu tatlı suya çeviren tesis kurdular. 16 milyon galon su elde ediyorlar. Türkiye’de de bunun örneği Avşa Adası’nda var. Binde 38, 34’lerde olan tuz oranları varken Marmara Denizi’nde tuz oranı binde 2, 3’lerde. Karadeniz’de ise 1.8 tuz oranı bulunuyor. Yani daha kolay tatlı suya çevrilebilir ve daha az maliyetli olur. Daha fazla su elde edebiliriz. Güneş enerji sistemleriyle bu tesisleri kurmamız mümkün “ dedi.



“Devlet Su İşleri Melen’den su taşıma işi yapmasaydı İBB su sorununu çözemiyor olacaktı”


İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin doğru yatırımlarda bulunmadığını ifade eden Çetintaş, “Nerede kurabiliriz? Biliyorsunuz, kıyı köy sınırlarında Kazandere Barajı ve Pabuçdere Barajı var. Buralar İstanbul’a su taşıyor fakat bir türlü o barajlar su tutmuyor. Orası hazine arazileri. Kazandere ve Pabuçdere deniz kenarına yakın aralarında 3 kilometre bulunuyor. İSKİ bu bölgeye tesis yapabilir. O tesislerden, 24 saat ve 365 gün suyu arıtarak barajlara tatlı su pompalayabilirler. Orada biriken su da isale hattıyla İstanbul’daki barajlara taşınır. Bunun bir diğer örneği de Terkos Barajı’dır. Terkos’da bir zamanlar tuzlu suyu karıştırıyorlardı. Oradaki kumsalı hafif kazdıktan sonra suyun debisi düşüyordu, Karadeniz’in debisi yüksek olduğu için su karışıyordu. Buna gerek yok. Siz oraya tesisleri kurun İstanbul’a yüzyıllarca yetecek su sorununu kalıcı olarak çözün. Bu kalıcı bir sorun çözme metodudur. Yani oradan su getirelim, buradan su getirelim diye düşünmeden bu tesislere yatırım yaparak ki İSKİ’nin görevi budur. İBB’nin görevi budur. 16 milyona hizmet ediyoruz diyorlar oysa bugün 20 milyondan fazla nüfusa sahibiz. Melen’den gelen suyun yetmesi mümkün değil. Bitmeyen bir deniz var, bitmeyen sorunu bu tesisle bitirmiş oluyoruz. Ama şimdi İBB ne yapıyor? Devamlı metroya yatırım yapıyor. Bize önce ne lazım? Yaşamak için su lazım. Su olmadıktan sonra ben metroyu ne yapayım? Mevcut yatırımları biraz yavaşlatın ve siz artık bu su işine eğilin. Devlet Su İşleri olmasaydı, Melen’den su taşıma işini yapmasaydı bugün İBB hiçbir şekilde su sorununu çözemiyor olacaktı. Bunu yine o günkü hükümet çözdü, belediye değil. Bugün belediye aynı noktada. Oysa İSKİ bizden bunun ücretini alıyor” diye konuştu.



“Göreve geldiklerinden bugüne kadar bu proje üzerinde bir adım bile atmadılar”


Zafer Murat Çetintaş, İBB’nin su projesiyle alakalı yatırım yapmadığını belirterek, “İstanbul’un suyuyla oynuyorlar. İstanbulluyla alay ediyorlar. İstanbul’un su ihtiyacını karşılayamıyorlar. Geçmişte bir belediye başkanımız Yalova’dan su getirerek sorunu çözmüştü. Neredeyse eski günlere döneceğiz. İstanbullular suyu sadece içmek için kullanmıyor. En çok trafikteki araç kaydı İstanbul’da bu arabaların hepsi bu suyla yıkanıyor. İnsanlar bahçelerinin ve havuzlarının su ihtiyacını bu suyla karşılıyorlar. İstanbul civarında bir sürü köy var buralarda da dereler artık kirlendiği için İSKİ’nin sağladığı su şebekelerini kullanıyorlar. İSKİ tasarruf yapın diye çağrı da bulunuyor. Siz bizi tasarrufa çağırana kadar yatırım yapın. Göreve geldiklerinden bugüne kadar bu proje üzerinde bir adım bile atmadılar. Ben daha duyarlı olmaya davet ediyorum. Lokantalar açıp ucuz yemek vermek ya da birtakım yerlerde süt dağıtmak hizmet etmek değildir. İstanbul sütü de yemeği de bulabilir ama suyu bulamaz. Esas olan İstanbul’da kalıcı hizmet etmektir. İstanbul barajları şu anda iyi durumda değil özellikle Batı Yakası’nda olanlar ama Anadolu Yakası’nda doluluk oranları fazla çünkü orada nüfus az. Yüzde 70 burada yaşıyor. Kazandere ve Pabuçdere’de su neredeyse bitmiş durumda. Dibi gördük. Terkos Barajı denizden su karıştığı için gücünü koruyor. Ancak iyi arıtılıyor mu? Onu bilemem. O bölgede kalanların ağzına zaman zaman tuzlu su da gelebilir. Bu tesisleri kurmazlarsa tuzlu su tabii ki gelir. Netice olarak İstanbul’da kullanılabilecek barajlar var ancak bunlar bu işi tam olarak beceremiyorlar” ifadelerini kullandı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER