Tarımda “jeotermal devri

Türkiye, jeotermal kaynak zenginliği ile Avrupa'nın lideri ve dünyanın dördüncü büyük jeotermal enerji üreticisi olarak dikkat çekiyor. Şimdi ise jeotermal sera uygulamaları ile uluslararası alanda adından söz ettiriyor.

Jeotermal sera uygulamaları, sağlıklı ve maliyeti düşük gıdaya erişimde kritik bir rol oynuyor. Türkiye'nin dört bir yanında bu tür sera projeleri hayata geçirilirken, yerel, temiz ve sürdürülebilir bir kaynak olan jeotermal enerji, sera işletmelerinin enerji maliyetlerini minimum seviyeye çekiyor.

Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, Türkiye'deki jeotermal sera uygulamalarının mevcut potansiyelin çok altında olduğuna dikkat çekerek, doğru politikalar ve teşviklerle 10 yıl içinde 100 bin dönüm sera alanına ulaşabileceklerini belirtti. Bu, tarım sektöründe 100 bin yeni istihdam sağlayabilirken, sağlıklı ve uygun maliyetli gıdaya erişimi kolaylaştırabilir.

Kındap, jeotermal seraların kalite ve verimlilik sorunlarını aşmada kilit bir rol oynadığını ve bu seraların sayısının artmasıyla Türkiye'nin dünyanın üretim merkezi haline gelebileceğine işaret etti. Jeotermal sera projelerinin, geleneksel tarım ürünlerinin yanı sıra yüksek katma değere ve ihracat potansiyeline sahip ürünlerin üretimine olanak tanıdığını da vurguladı.

Kındap ayrıca Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri'nin (TDİOSB), jeotermal enerji kaynaklarıyla birlikte kurulması gerektiğini söyledi. Bu tesisler, tarımda katma değer zincirinin her aşamasında önemli bir rol oynayacak ve tarımsal üretimin kalitesini artıracak.

Türkiye'de birçok ilde hayata geçirilen jeotermal sera projeleri, ülkenin bu önemli enerji kaynağını tarım ve gıda üretiminde kullanarak sürdürülebilir bir gelecek inşa etme yolunda atılan önemli adımlardan sadece birkaçı. Jeotermal enerji, Türkiye'nin enerji bağımsızlığına ve tarım sektörünün büyümesine büyük katkı sağlamaya devam ediyor.