TBMM Başkanı Kurtulmuş : “7 Ekimden bu yana 22 ülkeden 42 farklı düzeyde cumhurbaşkanı, başbakan, meclis başkanları çoğunlukla olmak üzere müzakere etme imkanı buldum”
GenelTÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ (TBMM) BAŞKANI PROF. DR. NUMAN KURTULMUŞ, İSTANBUL YENİ YÜZYIL ÜNİVERSİTESİNİN 2023 - 2024 AKADEMİK YILININ AÇILIŞ PROGRAMINA KATILDI.
TBMM Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, İsrail ve Filistin arasında yaşanan olayların başından beri diplomasi trafiğini sürdürdüğünü ifade ederek, “Tabiri caizse tam bir diplomasi atağı içinde dört koldan faaliyet gösteriyoruz. Cumhurbaşkanımız yüzlerce görüşme gerçekleştirmiştir. Ben kendi adıma söyleyeyim 7 Ekim’den bu yana 22 ülkeden 42 farklı düzeyde cumhurbaşkanı, başbakan, meclis başkanları çoğunlukla olmak üzere müzakere etme imkanı buldum” dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesinin 2023 - 2024 Akademik Yılının açılış programına katıldı. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İ. Yaşar Hacısalihoğlu, Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, Gaziosmanpaşa Belediye Başkanı Hasan Tahsin Usta, akademisyenler ve öğrenciler eşlik etti.
“14 bin 500 öğrenci kapasitesine ulaşmış durumdayız”
14 bin 500 öğrenci ile bilime merkezlik ettiklerini söyleyen Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, “Sadece bilim ve teknolojide yarışarak değil, elbette yarışacağız ve aynı zamanda onun insanlığa barışı ve huzuru nasıl getirdiğini de ispatlayacağız. O açıdan sorumluluğumuz büyük. 11 fakültesi, 2 yüksekokulu, 3 yüksek lisans ve doktora eğitim veren enstitülerimiz ve 10 araştırma ve uygulama merkezi ile üniversitemiz 14. yılında yoluna devam ediyor. Bilginin bilince dönüştüğü yer olarak tarif ettiğim üniversitemiz ya da üniversitelerin bu sorumluluğunun büyük olduğunun farkındayız. Yeni bir dönemde yeni bir yerleşke alanı ile bu büyümemizle paralel alan genişlemesini de yapacağız Bayrampaşa Kampüsüyle. Bugün geldiğimiz noktada 14 bin 500 öğrenci kapasitesine ulaşmış durumdayız. Bunun 4 bin 850’si uluslararası öğrenci Sevgili Muhammed gibi 112 Filistinli öğrencimiz var. 83 ayrı ülkeden Ortadoğu’dan Orta Asya’ya, Kafkaslara, Kuzey Afrika’ya, Afrika’nın içlerine ve Avrupa’ya uzanan geniş bir yelpazedeyiz. Bu sene ilk defa Çin’den 10 öğrenci, İspanya’dan ve Fransa’dan ise Türk olmayan bizzat o ülkenin vatandaşı öğrenciler aramıza katıldı” şeklinde konuştu.
“Filistin ve İsrail arasında yaşananlar bugünün meselesi değildir”
Filistin ve İsrail arasındaki sorunların 1991 yılına dayandığını ifade eden Numan Kurtulmuş ise “Sadece son zamanda İsrail’in Filistin’e karşı yapmış olduğu saldırılar değil. Ondan önceki dönemden itibaren başlayan ama bu saldırılarla birlikte önümüze yeni bir sayfa olarak açılan dünyanın içinden geçtiği bu süreci herhalde yakın tarihimizin en büyük türbülanslara sahip olan dönemlerinden biri olduğu aşikârdır. Her alanda büyük alt üst oluşların ve yeniden oluşların yaşandığı bir süreçten geçiyoruz. Filistin ve İsrail arasında bugün yaşananlar bugünün meselesi değildir. Bildiğiniz gibi 1991’de bu işin bir dünü var. 1991’de Amerika’nın Irak’ı işgaliyle birlikte başlamıştır. O süreçte Amerika’nın o zamanki Bakanı Sayın Hanımefendinin söylediği sözü hepimiz dün gibi hatırlıyoruz” dedi.
“7 Ekim’den bu yana 22 ülkeden 42 farklı düzeyde cumhurbaşkanı, başbakan, meclis başkanları çoğunlukla olmak üzere müzakere etme imkânı buldum”
İsrail ve Filistin arasında yaşanan olayların başından beri diplomasi trafiğini sürdürdüğünü ifade eden Kurtulmuş, “Tabiri caizse tam bir diplomasi atağı içinde dört koldan faaliyet gösteriyoruz. Cumhurbaşkanımız yüzlerce görüşme gerçekleştirmiştir. Ben kendi adıma söyleyeyim 7 Ekim’den bu yana 22 ülkeden 42 farklı düzeyde cumhurbaşkanı, başbakan, meclis başkanları çoğunlukla olmak üzere müzakere etme imkanı buldum. 5 uluslararası toplantıda Filistin Meselesini gündeme getirme fırsatını buldum. Ama üzülerek ifade edeyim ki yaptığımız bu görüşmelerin çoğunda özellikle batılı ülkelerin önemli bir kısmının İsrail’den daha fazla İsrailci olduklarını görmek insana üzüntü veriyor. Hatta öyle ki bazılarının kendi resmi dairelerinin, çalışma ofislerinin kapılarına kendi ülke bayraklarının yanında İsrail bayraklarını astıklarını gördüm. Dolayısıyla bugün geldiğimiz nokta aslında sadece Filistin arasında bir mesele değil dünya siyasetinin önümüzdeki on yıllarını etkileyecek fevkalade önemli bir gelişmedir. Geçici de olsa bir ateşkes sağlanmış derken maalesef önce Amerika Birleşik Devletlerinden biz kalıcı ateşkese karşıyız mesajının gelmesi, arkasından da bugün yeniden İsrail’in saldırılarına başlamış olması utanç vericidir. Bu çerçevede Türkiye olarak pozisyonumuzu hiçbir şekilde değiştirmeden hem kalıcı ateşkesin temin edilmesi hem de nihayetinde Filistin Davasının tam manası ile çözüme kavuşturulması için öyle görünüyor ki önümüzdeki uzun sürecek olan diplomatik mücadeleye de hazır bir şekilde yolumuza devam edeceğimizi bir kere daha ifade etmek isterim” şeklinde konuştu.
“Filistin Devleti kurulmadan Orta Doğu’da barışın sağlanması imkânsızdır”
Bağımsız bir Filistin Devleti’nin kurulmasının önemine vurgu yapan Kurtulmuş, “Filistin’de siyasi çözüm için 3 şartın yerine getirilmesi gereklidir. Bunlardan birincisi 1967 sınırlarında başkenti Kudüs olan bir Filistin Devleti kurulmadan Orta Doğu’da barışın sağlanması imkânsızdır. Şimdi böyle dediğiniz zaman bazı beyler diyorlar ya efendim var ya işte Filistin Devleti. Nerde Filistin Devleti var. Filistin Devleti dediğiniz benzetmek gibi olmasın buranın Topkapı Suriçi’ne gitmek için İsrail Polisinden izin aldığınız bir devlet. Görüyorsunuz esir takaslarının yapıldığı Ofer Cezaevi Filistin Devlet Yönetiminin bulunduğu yönetim merkezinin hemen burnunun dibinde. Mahalle mahalle bölünmüş. Sokak sokak bölünmüş ve her mahallesinin hakimiyeti de İsrail Güvenlik Güçlerinin eline verilmiş bir Filistin Devleti, nasıl bir devlettir? Kâğıt üzerinde değil tam manasıyla toprak bütünlüğü sağlanmış, tam manasıyla egemenliği tesis edilmiş 67 sınırlarında başkenti Kudüs olan bir Filistin Devletinin kurulması. İkincisi Yahudi yerleşimcilerin, yerleşimciler lafı nazik bir tabirdir. Yahudi işgalcilerin, gaspların on yıllar boyunca gasp ettikleri evlerden, iş yerlerinden, köylerden çıkartılarak oranın asli temsilcilerine, oranın asli sahiplerine verilmesi, üçüncüsü ise Mescidi Aksa başta olmak üzere bütün kutsal dinlerin, kutsal mekânlarının mahsuriyetinin korunmasıdır. Bunların üçü sağlanmadan Orta Doğu’da barış olmaz” cümlelerini kullandı.
“Batının bu değerleri artık dünyanın her yerinde sorgulanmaya başlamıştır”
Batının değerlerinin sorgulandığını da söyleyen Kurtulmuş, “75. yılında İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin bir daha asla böyle insan hakları ihlallerine şahit olmayacağı iddiasıyla yazılan beyannamenin artık Avrupa’nın gündeminden düştüğü görülmektedir. Bunu bir iftira olarak söylemiyorum. Birtakım zorla siyonizmin o propaganda mekanizmasının içerisine nasıl dahil edildiğini biliyorsunuz. Dünyada alenen açıkça biz Filistin’e yapılan zulmün karşısındayız diyen futbolcuların, sanatçıların nasıl bir baskı altına tutulduğunu hep beraber izliyoruz. Mesela bir üniversite olduğu için bunları söylemek isterim, modern elektron düşüncenin üstatlarından birisi sayılan Haber Mas’ın siyonist İsrail seyirciliği ve İsrail’in bu saldırgan politikalarına alkış tutmasını anlamak mümkün değildir. Batı düşüncesinin ve değerlerinin iflas ettiğini, insanları ötekileştirmeyen hak ve hukuka riayet eden insanların yaşam hakkını önemsemeyen, bütün bu meseleleri bir masaldan ibaret olduğunu, Filistinlilere karşı baskılar söz konusu olunca soru soranların nasıl sustuklarını, nasıl etkilendiklerini, tarihi ile Lale Eskem kesildiklerini görüyor ve batılılar adına büyük bir üzüntü duyuyorum. Bundan sonraki dönemde ikinci temel küresel gelişme budur. Batının bu değerleri artık dünyanın her yerinde sorgulanmaya başlamıştır” diye konuştu.
“Hiçbir fonksiyonu ve özelliği olmayan uluslararası bir kurumdur”
Birleşmiş Milletlerin uluslararası anlamda hiçbir fonksiyonunun olmadığını söyleyen Kurtulmuş “Ama daha sevindirici olan batıdaki insaf sahibi insanlar tarafından da sorgulanmaya başlandığıdır. Bundan sonraki süreçte dünyada demokrasilerle otokrasiler arasında bir büyük mücadelenin ortaya çıktığı açıkça görülmektedir. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri kapıdan içeri sokulmadı. Dünyada barışı sağlamaktan sorumlu olan en üst kuruluş. Onun genel sekreteri savaş bölgesine gidip, ‘durun ateşkes sağlayın’ diyemiyor. Bunun Türkçesi şudur: Birleşmiş Genel Sekreteri içeriye sokulmayan Birleşmiş Milletler sadece kağıt üzerinde Birleşmiş Milletlerdir. Hiçbir fonksiyonu ve özelliği olmayan uluslararası bir kurumdur” ifadelerini kullandı.
Program hediye takdimi ve toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.
İlginizi Çekebilir