Yağlı karaciğer hastalığına dikkat

Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı ve Gastroenteroloji Bilim Dalı'ndan Dr. Öğretim Üyesi Abdullatif Şirin, toplumda yaygın görülen ancak erken dönemde belirti vermeyen yağlı karaciğer hastalığına dikkat çekti. Yağlı karaciğer hastalığının alkol tüketimi olmaksızın, karaciğerde yağ birikmesi ile karakterize bir durum olduğunu belirten Şirin, hastalığın obezite, insülin direnci, diyabet ve metabolik sendrom gibi faktörlerle ilişkilendirildiğine işaret etti.

Yağlı karaciğer hastalığının toplumda görülme sıklığının yüzde 25-30 arasında değiştiğini belirten Şirin, hastalığın basit yağlanmadan karaciğer kanserine kadar uzanan bir yelpazeye sahip olduğunu ifade etti. Bununla birlikte hastalığın kesin nedeninin tam olarak anlaşılamadığını vurgulayan Şirin, obezite, insülin direnci, tip 2 diyabet, yüksek tansiyon, yüksek kolesterol, hareketsiz yaşam tarzı gibi risk faktörlerinin hastalık gelişimine katkı sağladığını söyledi.

Karaciğer yağlanmasının fazla miktarda yağ tüketiminden ziyade yüksek karbonhidrat içeriği olan gıdaların aşırı tüketiminden kaynaklandığını belirten Şirin, ekmek, hamur işleri, pilav, tatlılar ve şeker içeren içeceklerin riskli gıdalar olduğunu belirtti. Ayrıca, fazla miktarda meyve tüketiminin de yağlanma riskini artırabileceğine dikkat çekti.

Hastalığın erken evrelerinde genellikle belirti olmadığını ancak ilerledikçe kronik karaciğer hastalığına bağlı semptomların gelişebileceğini söyleyen Şirin, hastalığın tanısının genellikle rutin kan testleri ve görüntüleme çalışmaları ile konulduğunu ifade etti.

Yağlı karaciğer hastalığının tedavisinde yaşam tarzı değişikliklerinin en önemli rolü oynadığını belirten Şirin, kilo kontrolü, dengeli beslenme, düzenli egzersiz, alkolden kaçınma ve altta yatan koşulların yönetimi gibi faktörlerin hastalığın yönetiminde etkili olduğunu ifade etti. İlaçlarla kan şekeri düzeylerini kontrol etmek, kolesterolü düşürmek veya kilo kaybını teşvik etmek gibi tedavilerin de kullanılabileceğini belirtti.