© Baykuş Haber

Yapı envanteri çalışmasında duvarsız otoparklara eksi puan

Nevra UÇKAÇ/İZMİR, (DHA)- TÜRK Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Afet Komisyonu Üyesi, İnşaat Mühendisi Ali Güngör, Türkiye’nin en kapsamlı deprem araştırmaları ve risk azaltma projelerinin başlatıldığı İzmir’in Bornova ve Bayraklı ilçelerinde envanter çalışmalarının tamamlandığını söyledi. Çalışmalar sırasında, projeye uygun ama olmasa daha iyi denilebilecek hususlarla karşılaştıklarına dikkat çeken Güngör, ”Mesela binanın zemin katında yalnızca kolonların olduğu, duvarların bulunmadığı ve otopark olarak kullanılan bölümler vardı. Otoparklar bodrum katında olmalı, birinci katta olmamalı. Bu eksi puan alan bir kriterdir” dedi.

Nevra UÇKAÇ/İZMİR, (DHA)- TÜRK Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Afet Komisyonu Üyesi, İnşaat Mühendisi Ali Güngör, Türkiye'nin en kapsamlı deprem araştırmaları ve risk azaltma projelerinin başlatıldığı İzmir'in Bornova ve Bayraklı ilçelerinde envanter çalışmalarının tamamlandığını söyledi. Çalışmalar sırasında, projeye uygun ama olmasa daha iyi denilebilecek hususlarla karşılaştıklarına dikkat çeken Güngör, "Mesela binanın zemin katında yalnızca kolonların olduğu, duvarların bulunmadığı ve otopark olarak kullanılan bölümler vardı. Otoparklar bodrum katında olmalı, birinci katta olmamalı. Bu eksi puan alan bir kriterdir" dedi.
İzmir'de 30 Ekim depreminden en fazla etkilenen Bayraklı ve Bornova ilçelerinde yapı envanteri çalışmalarının tamamlandığını ve sıranın Konak'a geldiğini anlatan TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Afet Komisyonu üyesi inşaat mühendisi Ali Güngör, projenin İzmir geneline yayılması gerektiğini söyledi. Sahada çalışan inşaat mühendisleri olarak ikişer kişilik gruplar halinde doneleri topladıklarını anlatan Güngör, Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde (ODTÜ) 6-7 kişilik akademisyen kadronun verileri değerlendirip binaları risk sıralamasına soktuğunu açıkladı. Güngör, "Bu çalışmalar tüm İzmir'de yapılması gereken, geç kalınmış bir çalışmaydı. Biz binanın önüne gidip tabletlerin üzerindeki sorulara göre kriterleri ortaya çıkardık. Binanın fotoğraflarını çekip, kritik soruları yanıtladık. Bir binada olmaması ve olması gereken seçenekleri işaretledik. Bazılarında, projeye uygun ama olmasa daha iyi, diyebileceğimiz hususlar var. Mesela binanın zemin katında yalnızca kolonların olduğu, duvarların bulunmadığı ve otopark olarak kullanılan bölümler vardı. Otoparklar bodrum katında olmalı, birinci katta olmamalı. Bu eksi puan alan bir kriterdir. Binanın puanını düşürür. Balkonlara açık çıkma denir, giriş katının daha içerde olduğu bir üst kattaki çıkıntıya ise kapalı çıkma adını veririz. Kapalı çıkma dezavantaj yaratır, bu nedenle eksidir. Bu bilgiler ışığında binanın risk analizini yapmış olduk" dedi.
'BİNALARIN RİSK DURUMU SIRALANDI'
Çalışma gruplarının aldığı anlık verilerin tabletler vasıtasıyla değerlendirildiğini kaydeden Ali Güngör, sahadan toplanan verilerin ilçe belediyelerden alınan projelerle karşılaştırıldığını dile getirip, şunları söyledi:
"Zemin parametrelerine paralel karşılaştırma yapıldı. Topografik parametrelere göre binanın doğru yapılıp yapılmadığı tespit edildi. Dik arazide yapılan binaların diğerlerinden farklı olması gerektiği değerlendirildi. Binaların risk durumu sıraya sokuldu. Bununla ilgili ODTÜ'deki hocalar bize brifing verdi. Hangi arazi koşullarında olan binaların daha riskli olduğu konusunda karmaşık sonuçlar ortaya çıktı. Kentsel dönüşüm hangi binalarda yapılmalı ciddi bir done oluşturuldu. Tüm ilçelerde bu çalışmalar tamamladıktan sonra hangi binalarda gönül rahatlığıyla oturabileceğimiz ortaya çıkacak."
'ÇOĞUNLUKLA KALFALAR İNŞAAT YAPMIŞ'
Yapılan çalışmaların ışığında sık rastladıkları bir yanlışlığa dikkat çeken Güngör, projelerin mimar ve mühendislerden oluşan teknik kadroların elinden çıkmadığını ifade ederek, "Binaları mimar ve mühendise projelendirip denetlettirmek gerekir. Gördüğümüz kadarıyla inşaatı çoğunlukla kalfalar yapmış. Kalfa da inşaatın önemli bir elemanıdır ama tek elemanı değildir" diye konuştu.
İzmir'de yaşanabilecek olası bir depremde hangi binaların yıkılıp yıkılmayacağını tespit etmenin zor olduğunu anlatan Ali Güngör, şöyle devam etti:
"Yeni bir depremde binaların ne kadar hasar alabileceğini tespit etmek çok zor. Depremin nereden, hangi periyodla, nasıl geleceğini bilmiyoruz. Betonarme hesapları yaparken depremden alacağımız verileri kullanıyoruz. Seferihisar depremi farklıydı. Bize yakın olan Midilli'den bir deprem gelebilir. Edremit Körfezi ve Gediz çevresi de faylarla dolu. Geliş yönü ve depremin büyüklüğü de önemli. Kentimizde tsunami tehlikesi de var. Binalar sadece depremde yıkılmaz. Tsunamiden de yıkılabilir. Bilim her zaman kendini yeniliyor. Binalarımızın işin ehli kadrolar tarafından kontrol edilmesini sağlamalıyız. Oturduğumuz binalar üzerinde performans analizleri yaptırabiliriz."
'YIKILMAYAN BİNA DA ÖLDÜREBİLİR'
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın (AFAD) afet bilinci konusundaki eğitimcilerden biri olduğunu ifade eden inşaat mühendisi Ali Güngör, talep eden kurum ve kuruluş çalışanlarına ücretsiz eğitimler verdiklerini belirterek "Binamızın sağlamlığına güvenip, burası yıkılmaz, deriz ama yine de yaralanabiliriz. Yıkılmayan bina da öldürebilir. Eğitim almalı ve bunu uygulamalıyız. Ara ara tatbikatlar yapmalı ve deprem anında ne yapılması gerektiğini tekrarlamalıyız. Binaların doğru yapılmasıyla iş bitmiyor. Deprem anında binadan çıkmaya çalışanlar ya da balkondan atlayanlar var. Bunların yanlış olduğunu görüyoruz" ifadelerini kullandı. (DHA)

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER