© Baykuş Haber

Yarım ton çamur kullanıp, tarihi saat külesinin heykelini yaptılar

KASTAMONU ÜNİVERSİTESİ GÜZEL SANATLAR VE TASARIM FAKÜLTESİ TARAFINDAN 139 YIL ÖNCE BOZUK OLDUĞU GEREKÇESİYLE DÖNEMİN PADİŞAHI II. ABDÜLHAMİT TARAFINDAN SÜRGÜN OLARAK KASTAMONU’YA GÖNDERİLEN SAAT KULESİNİN YARIM TON ÇAMUR KULLANILARAK HEYKELİ YAPILDI. YERİNDE PİŞİRİLEREK HEYKEL HALİNE GETİRİLEN SAAT KULESİNİN ÜZERİNE ATILAN TALAŞLAR, ALEVLER OLUŞTURARAK DAVETLİLERE GÖRSEL ŞÖLEN SUNDU.

Kastamonu (İHA) – Kastamonu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi’nde, 139 yıl önce inşa edilen saat kulesinin minyatürü, yarım ton çamur kullanılarak yapıldı. Yerinde pişirilerek heykel haline getirilen saat kulesinin üzerine atılan talaşlar, görsel şölen sundu.


Kastamonu’da dönemin Valisi Abdurrahman Paşa tarafından 1885 yılında yaptırılan Kastamonu Saat Kulesi, 139 yıldır zamana tanıklık ediyor. Şehre gelen turistlerin en gözde mekanlarından biri olarak ziyaretçilerinden büyük ilgi gören saat külesinin minyatürünü yapmak için Kastamonu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi tarafından çalışma başlatıldı. 1 yıldan fazla uğraş verilerek beton zemin üzerine yerleştirilen tarihi saat kulesinin heykeli, yaklaşık 12 saat boyunca ateşte pişirildi. Heykel piştikten sonra etrafına sarılı olan elyaf kaldırıldı. Bin dereceye ulaşan sıcaklık sebebiyle Saat kulesinin heykeli üzerine talaş atıldı. Atılan talaşlar sonrası ortaya çıkan alevler görsel şölen sundu. Bu anı görüntülemek isteyen çok sayıda öğrenci ve vatandaş, fotoğraf çektirebilmek için sıraya girdi.



“Heykelin üzerine talaş atılarak görsel şölen oluşturuldu”


Heykelin 3 metre 80 santim uzunluğunda olduğunu belirten Kastamonu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Seramik ve Cam Bölümü Bölüm Başkanı Prof. Dr. Seyhan Yılmaz, “Bu aynı zamanda performans etkinliğidir. Bu etkinlikte Kastamonu’nun önemli sembollerinden birisi olan Saat Kulesi heykele dönüştürüldü. Bacasıyla birlikte yaklaşık 3.80 metre boyutundaki heykel yerinde pişirildi. Aynı zamanda buna yerinde pişirme etkinliği diyoruz. Bu heykel ayrıca bir fırındır. Bunun izine konulan objelerin de pişirilebildiği bir fırındır. Kendisi de bir heykeldir. Bu etkinlik Kastamonu’da ilk kez yapıldı, yurtdışında seramik sanatçılarının yürütmüş olduğu benzer etkinlikler var fakat Türkiye’de de bildiğim kadarıyla ilkler arasında yer alıyor. Yerinde pişirilen heykel olarak bu Kastamonu’da ilktir. Heykelin bin derece sıcaklığa ulaşmasını bekliyoruz. Ardından dışına sarılı cam elyaf tamamen sökülüp çıkarılacak, kor halindeki heykelin üzerine talaş atılarak görsel şölen oluşturulacak” dedi.



“Saat Kulesi heykelini, cam elyaf ile çevirip odun ile 12 saat zarfında kendi kendine pişiriyoruz”


Kastamonu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Seramik ve Cam Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Firdevs Müjde Gökbel Yavuzoğlu, “Çağdaş Seramik Sanatında Bir Performans: Yanan Heykeller” projesi çerçevesinde yaptıkları çalışmadan bahsederek, “Seramik ve cam bölümü olarak birçok etkinlik gerçekleştirdik. Görüntüde görülmüş olan fon yanan heykel ya da yanan fırın olarak adlandırdığımız bir seramik heykel çalışmasıdır. Heykel, dışarıda inşa edilip dışarıda kendi kendini pişirilmesidir. Ürünler büyük boyutta olduğu için biz, heykelimizi dışarıda inşa ettikten sonra etrafını yanmaz bir malzeme olan cam elyaf ile çevirip odun ile 10 ya da 12 saatlik bir süre zarfında eseri kendi kendine pişiriyoruz. Eserimiz, Kastamonu’nun kent kültürünün önemli sembollerinden bir tanesi olan Saat Kulesidir. Biz, projemiz çerçevesinde kent kültürünü yansıtan kıymetli bir eser bizim için. Bu yüzden Saat Kulesini tercih ettik. Hem Kastamonu’ya şehir dışından gelen öğrencilerimizin de ilgili sembolü tanıması hem de pişirimden sonra heykelimize gerçekten bir saat monte edilerek öğrencilerimizin ve diğer çalışma arkadaşlarımızın gelip giderken saati de rahatlıkla görmeleri bizim için önemli. Eserimiz üç parçadan oluşuyor. İlk parçası bizim cehennemlik adını verdiğimiz ısı kaynağının bulunduğu ilk kattır. Burada saat kulesinin zemini görülecek. İkinci kısım ana gövdenin olduğu parça. Biz bunu iki ya da üç kat olacak şekilde hazırladık. Tepesinde de çatı ve çatının uzantısı olan Saat Kulesindeki gibi ince ve yukarıya doğru uzanın ince metal kısmını sembolize etmesi için hem de fırına yardımcı olması için baca koyduk. Meşe odunu ile heykelimizi pişiriyoruz. Pişirimi yavaş yavaş yapmak çok kıymetli. Çünkü birden pişirme yapacak olursak fırınımız yıkılabilir, deforme olabilir. O yüzden bizler, termometre ile gün boyunca ısısını ölçeceğiz. Dengeli bir şekilde heykelimizi pişirerek heykelimizi oluşturacağız. Ulusal ve Uluslararası platformlarda bu performansı incelediğimizde hem kıymetli Türk sanatçılarımızın hem de yabancı sanatçıların bu tür çalışmalar yaptığını görüyoruz. Çok fazla rastlamasak ta daha öncesinden örnekleri olan bir çalışmadır. Biz, özellikle bağlı bulunduğumuz kurumumuza ve Kastamonu Üniversitemize böyle bir eseri kazandırmak istedik. Umarım hem sanata hem de üniversitemize bu manada hizmette etmiş oluruz” diye konuştu.



“Saat Kulesi heykeli yapmak için yarım ton çamur kullandık”


Proje ile ilgili konuşan Kastamonu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Seramik Bölümü Yüksek Lisans Tez öğrencisi olan Bünyemin Turan ise, “Müjde hocamızın tez önerisi konusu fırında heykellerle ilgili oldu. Biz de saat kulesini konu edindik. Bir yılı aşkın hazırlık sürecimiz oldu. Yabancı ve yerli sanatçıların çalışması 1900’lü yıllarda başlamış, fakat son 35 yıllık çalışma evresinde. Biz de fırın heykellerin hem alternatif fırınlar içerisinde hem de son günlerdeki güncel ve popüler olan performans sanatına vurgu yapmak istedik. Tezimizi bu yüzden yanan heykeller üzerine seçtik. Yaklaşık 450 ya da 500 kilo civarında bir çamur kullandık. Yarım ton civarında çamurumuzu harcadık. Alt tarafında ateşli zemini yakmak için 160 ya da 180 civarında ateş tuğlası kullandık. Ateş tuğlasının amacı bin 500 dereceye kadar ısıya dayanıklı olmasıdır. Alt zeminde de zeminin ateşten etkilenmemesi için yerden uzakta beton zemin kullandık” diye konuştu.



“Sürgün olarak Kastamonu’ya gönderilen saatin heykelini yapmak istedik”


Saat Kulesinin İstanbul’dylen, yapıldığını fakat bozulduğu içinde Kastamonu’ya sürgün gönderildiğini belirten Turan, “Saat Kulesi İstanbul’daymış. Ama hiç durmayacak bir saat olarak üretilmiş. Fakat o saat durmuş ve bozulmuş. O dönem sürgün olarak Kastamonu’ya göndermiştir. O dönemin Kastamonu Valisi Abdurrahman Paşa tarafından Kastamonu Saat Kulesi şehrin yüksek bir yerine yaptırılmıştır. 1992 yılında restorasyonu yaptırılan saat kulesi, şu anda şehrimizin güzide eserlerinden bir tanesi oluyor. Biz de fırın heykelinde saat kulesini kullanmak istedik. Daha farklı eserler yapılabilirdi fakat yaşadığımız yer Kastamonu olduğu için Saat Kulesini fakülte bahçesinde hem tanıtmak hem de değerlendirmek istedik. Saat kulesi, 12 metre uzunluğundadır. Biz de minyatürünü yaparak 3.80 santimlik heykel yaptık. Orijinal birebir ölçülerde, sadece küçülmüş şekilde yaptık. Heykeli yaparken zorlandığım hava şartları oldu. Bunu çalışan sanatçılar genellikle yaz aylarını kullanıyor. Şimdiye kadar hep yaz sezonunda bu çalışmalar yapıldı. Bizim zamanlama olarak kullandığımız parçaları yazdan çıkıp tam kış zamanında havanın biraz daha iyi olduğu döneme getirmek istedik. Yazın yapsaydık yetişmezdi, üç aylık bir evrede ama o dönemde biz, iç platformda, atölyede çalıştık. Şu anda Ocak ayının sonuna doğru geldik ve heykelimizi bugün pişiriyoruz. Ateşi kontrol altında tutuyoruz, güvenlik önlemlerimizi de aldık. Süreç 1 yıldan fazla oldu ve şekillendirmemiz de 3 aydan fazla sürdü. Şimdiye kadar küçük çalışmalar yapmıştık seramik olarak. Fakat büyük ve ihtişamlı görsel bir heykel yapmak bana heyecan kattı. İnşallah bunun da devamını getireceğim” diye konuştu.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER