© Baykuş Haber

Yüksek riskli, şah damarı ve kalp operasyonunu 2. kere atlatan Sürer: “35 yıldır içtiğim sigarayı bıraktım”

NAZIM SÜRER VE PROF. DR. MURAT UĞURLUCAN

Yaklaşık bir yıl önce geçirdiği kalp krizi sonucu bypass olup 3 kez de stent takılan 56 yaşındaki Nazım Sürer, bir türlü sağlığına kavuşamadı. Sık sık ataklar geçiren bu yüzden normal hayatına devam edemeyen hastanın tekrar operasyona alınması ise yüksek risk barındırıyordu. Cesaretle ikinci kez bypass olmaya karar veren Sürer, girdiği başarılı operasyonla hayata yeniden tutundu. 35 yıldır sigara içen hasta, “Yaşadığım korku ve zorluklar gibi artık sigarayı da geride bıraktım” dedi.


Bir yıl önce geçirdiği kalp krizi sonrası hastaneye kaldırılan 56 yaşındaki Nazım Sürer, bypass operasyonuyla tedavi edilmişti. Tekrar kriz geçiren Sürer’in tıkanan damarları, bu defa da stent takılarak tedavi edildi. Ancak 5-6 ay içinde 3 defa stent takılan hastanın sağlık durumu bir türlü düzelmedi. Sık sık atak geçiren, yürümekte zorlanan hastanın ikinci operasyon olması ise yüksek ölüm risk barındırıyordu. 4 çocuk ve 4 de torun sahibi olan Sürer ve ailesi, umutsuzluğa düşmeden doktor araştırmaya başladı. Biruni Üniversite Hastanesi’nde Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Murat Uğurlucan’a başvuran hastaya süreç anlatıldı. Ardından Sürer riskli olmasına rağmen bypass olmaya karar vererek yeniden sağlığına kavuştu.



“Biraz yol yürüdüğümde başım dönüyordu, düşüyordum”


Süreci aktaran Sürer, “Bir yıl önce geçirdiğim kalp krizi ile hastaneye gittik. Ardından süreç zorluğum başladı. Şah damarı operasyonu ve bypass olduktan sonra taburcu oldum. Ancak bir ay sonra tekrar kriz geçirdim. Operasyonu olduğum hastaneye gittiğimde kalbimde değişen damarın tekrar tıkandığını söylediler. Tekrar müdahale edilmeye çalışıldı ancak başarılı olunamadı. Başka hastaneye sevk edildim. Orada da damara stent taktılar ancak krizlerim ve ataklarım bitmedi. Ağrılarım kesilmedi. Ardından doktor araştırmaya başladık. Murat hocaya geldim ve yaşadıklarımı anlattım. O da bana süreci tek tek aktardı. Kesin çözümün bypass ameliyatı ile olacağını söyledi. Bypassa karar verdiğimizi söyledik. Ameliyatımı oldum ve çok şükür sağlıklı şekilde hastaneden çıktım” dedi.


Süreç boyunca yaşadığı sıkıntıları anlatan Sürer, “Sürekli göğüs ağrım, ataklarım vardı. Baygınlık geçiriyordum. Biraz yol yürüdüğümde başım dönüyordu, düşüyordum. Kendimi kaybediyordum. Birdenbire vücudumdaki bütün fonksiyonlar duruyordu. Yani normal hayatıma devam edemiyordum” şeklinde konuştu.



“Yoğun bakım ekibiyle halı saha maçı yapacağız”


“Doktorlar ikinci operasyon için yüzde 50’nin üstünde risk olduğunu söyledi” diyen Sürer, sözlerine şöyle devam etti:


“Çok umutsuzluğa düştüğüm oldu. Şu anda kendimi çok iyi hissediyorum. Ameliyat olalı 15 gün oldu. Ama onun rahatlığı bile bende var. Nefesimde, yürürken, yatıp kalkarken, yiyip içerken bunun farkını anlayabiliyorum. Hastalığım olmadan önce ben çok fazla yürüyüş yapardım. Yürümeyi çok severim, çok da özledim. Normalde günlük 5-6 kilometre yol yürürdüm. Artık bol bol yürüyeceğim. Burada da yoğun bakım ekibiyle sözleştik, halı saha maçı yapacağız. İyileşeyim, yaralarım iyi olsun, Murat hocam da müsaade ettiğinde hemen halı sahadayım. Yaklaşık 35 yıldır sigara içiyordum. İlk tedavi aşamamda stent olduğum zamanlarda da içmiştim. Ama artık bıraktım. Çocuklarıma ve eşime söz verdim” açıklaması yaptı.



“Hasta, bir haftada taburcu oldu”


Prof. Dr. Murat Uğurlucan, “Nazım Bey bize geldiğinde hem şah damarlarından operasyon geçirmiş hem de kalp damarlarına bypass yapılmıştı. Maalesef bunlara rağmen kalp damarı, yaklaşık 5-6 ay sonra tıkanmış. Bu süreç içerisinde de 3 kere stent takma işlemi yapılmış. Ancak stentlerde de darlık olmuştu. Hasta bu yüzden endişeliydi, korkuyordu. Bir yıl sonra bize geldi. Bize geldiğinde ameliyat olduğu şah damarında çok ciddi darlık vardı. Stentleri de daralmıştı. Yapılacak tedavi seçenekleri arasında ise yeniden stentleme ya da bypass vardı. Bunların hepsini kendisiyle konuştuk. Ameliyatı tercih etti. Biz de Nazım Beye tekrar şah damar ve bypass ameliyatı yaptık. Süreç sorunsuz geçti, hasta bir hafta içinde taburcu oldu. Şimdi ise gayet sağlıklı, kontrollerine geliyor” açıklaması yaptı.



“Stentlerin üstü üste tıkanma nedeni ‘sigara’”


Hastaya takılan stentlerin üst üste tıkanmasının nedenlerini anlatan Prof. Dr. Uğurlucan, “Nazım Bey kendine iyi bakmamıştı. Hem ameliyattan önce hem de sonra sigara içmeye devam etti. Neyse ki şimdi içmiyor. Sigara, bu hastalıkta çok büyük risk faktörüdür. Bu tür ameliyatlardan sonra yiyip içtiklerinize dikkat etmeniz gerekir. Spor yapılmalı ve sigaradan uzak durulmalıdır. İlaçlar düzenli kullanılmalıdır. Nazım Bey bunları biraz aksattı” şeklinde konuştu.


Tedavi süreci aşamalı şekilde yapıldı


Kalp operasyonları zaten risklidir. Ancak ikinci ya da üçüncü operasyonlar daha da yüksek riskler bulundurur. İkinci ameliyatlar ilkinden daha risklidir. Ancak imkânsız değildir. Tedavi sürecimizi ise aşamalı yaptık. Önce şah damarındaki darlığı tedavi ettik. Şah damarındaki darlıkları, hastanemizde hastaları uyutmadan lokal anesteziyle yapıyoruz. Bu sayede hastaların bilişsel durumlarını, nörolojik hareketlerini takip edebiliyoruz. Herhangi bir problemle karşılaşmadık. Bu işlemi bitirdikten sonra göğüs ağrıları devam ettiği için yaklaşık iki gün sonra bu sefer kalp ameliyatına aldık. Kalp ameliyatında da göğsünü yeniden açtık. Gerekli damarlarına bypasslarını yaptık” dedi.



“İkinci operasyonlarda dokular yapışık olduğu için kalp yaralanmaları olabilir”


İkinci kalp ameliyatlarındaki riskleri sıralayan Prof. Dr. Uğurlucan şunları söyledi:


“İkinci açılışlarda dokular çok yapışık olabiliyor. Bu zaten vücudun bir iyileşme sürecidir. İyileşirken vücut, o dokuları sınırlamak için yapışıklıklar yapıyor ve eski haline getirmeye çalışıyor. Ancak bu mümkün olmuyor. O yüzden ikinci açılışlarda her zaman ameliyatın travmasına bağlı olarak damar yaralanmaları, kalp yaralanmaları olabilir. Esas risk budur.”


“Altın standart tedavi: Hastaların ameliyat edilmesidir”


Stent taktırmak yerine bypass olmanın öneminden de bahseden Prof. Dr. Uğurlucan, “Kalp ve damar hastalıklarında özellikle şah damar hastalıklarında altın standart tedavi, hastaların ameliyat edilmesidir. Aynı şekilde kalp ameliyatlarında da hala teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin bypass ameliyatları güncelliğini ve güvenilirliğini korumakta. Stentler bypasslar gibi uzun ömürlü olmayabiliyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.

İlginizi Çekebilir

TÜM HABERLER