12 Eylül Darbesi işkence mağduru Solak: “Tam bir zulüm dönemiydi”

12 Eylül Darbesi döneminde cezaevinde tutuklu olan Erdal Solak, o dönemde yaşadığı zulmü hatırlatarak, "Tam bir zulüm dönemiydi" dedi. 12 Eylül 1980 Harekatı'nın üzerinden 43 yıl geçmesine rağmen, cezaevlerindeki yaşananlar hala taze bir şekilde hafızalarda canlılığını koruyor. İHA muhabirine cezaevindeki deneyimlerini anlatan 63 yaşındaki Erdal Solak, o dönemde yoğun işkencelere maruz kaldığını dile getirdi.

Solak, dönemin cezaevi koşullarını aktararak, mahkumların gıda sıkıntısı çektiklerini ifade etti. "1979 yılının başında Ankara'nın Abidinpaşa semtinde Ülkü Ocakları'nda aktif görevimiz vardı" diyen Solak, arkadaşlarıyla birlikte mahkemeye sevk edilip suçlarının üzerlerine yıkıldığını ve cezaevine girdiklerini belirtti. Ulucanlar Cezaevi'nde iki kez, Mamak Askeri Cezaevi'nde ise 1979'un üçüncü ayından itibaren üçüncü kez hapsedildiğini açıkladı.

Erdal Solak, yaşadıkları işkencelerin boyutlarını anlatmanın zor olduğunu ve bunun ancak yaşanarak anlaşılacağını vurguladı. Ayrıca, cezaevindeki koşulların, yemeklerin yetersizliği ve gıda sıkıntısının zorluğunu dile getirdi. Sabah kahvaltısının kuru zeytin ve haşlanmış yumurta ile sınırlı olduğunu ve simit gibi gıdaların cezaevinde görülmediğini ifade etti. Öğle ve akşam yemeklerinin ise ağırlıklı olarak bulgur pilavı, mercimek yemeği gibi besinlerden oluştuğunu söyledi.

Solak, ayrıca işkencenin boyutlarına dikkat çekerek, cezaevinde defalarca falakaya yatırıldığını ve bu zorlu deneyimleri şöyle anlattı: "12 Eylül ihtilalinden sonra bizim sabah akşam tutuklu bulunduğumuz koğuşlarda sayım alma bahanesiyle mangalar girer, sürekli tabii ki coplama şeklinde, falaka şeklinde, mesela hamam dediğimiz bir yere topluca götürüp askerlerin bir mahkuma üç dört asker düşecek şekilde karnımıza oturup ayak coplarla yıkıldığımız falaka veya tüfekle falaka şeklinde çok olmuştur. Ben en az kendi şahsım üç dört sefer falakaya yıkıldığımı bilirim yani."

Solak, 12 Eylül Darbesi'nin sadece öğrenci olayı olmadığını, ülkenin geleceğine büyük zararlar verdiğini ve bu dönemin daha fazla anlatılması gerektiğini sözlerine ekledi. yaşadıkları anıların hala zihninde canlı olduğunu belirterek, bu zorlu dönemin unutulmaması gerektiğini vurguladı.