Mersin’de son 20 gün içerisinde 2 köpek balığının kıyıya vurması nedeniyle vatandaşın aklına gelen ’denizde köpek balığı saldırısı olur mu’ sorusuna Prof. Dr. Deniz Ayas cevap vererek, "Büyük köpek balığı türleriyle insanların temas ihtimali, Doğu Akdeniz için en azından çok düşük. Mako ya da kum köpek balığı gibi bazı türlerin insan için çok düşük düzeyde tehdit olma ihtimali var ama bunlar sahil bandını kullanmıyorlar, Orta Akdeniz’i kullanıyorlar" dedi.
Mersin’de son 20 gün içerisinde biri mako cinsi diğeri 6 solungaçlı (Hexanchus Griseus) camgöz köpek balığının kıyıya vurması dikkat çekti. Dikkat çeken köpek balıkları ile ilgili inceleme yapan ve halen çalışmalar yürüten Mersin Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi İşleme Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Deniz Ayas bilgi verdi. Ayas, Mersin Körfezi’nin 6-7 köpek balığı cinsi için önemli olduğuna değinirken, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de avlanmaları sonrasında neslinin giderek azaldığını ifade etti. Turizm bölgesi Mersin’de köpek balıklarından özellikle cam göz cinsinin sahilde insanlara saldırma gibi bir durumu olmayacağına da vurgu yapan Ayas, mako cinsinin ise insanlara saldırma ihtimalinin çok düşük olduğunun altını çizdi.
İlk 20 gün önce mako cinsi köpek balığının sahile vurduğunu belirten Prof. Dr. Deniz Ayas "Kısa yüzgeçli mako olarak adlandırdığımız pelajik predatör bir tür. İkinci vuran köpek balığımız, balıkçıların ya da yerel ismiyle camgöz, boz camgöz olarak adlandırılan altı solungaçlı bir derin deniz köpek balığı türü. Mersin körfezinde çok sayıda köpek balığı türü yaşıyor. Biz bunların dönem dönem balıkçılık faaliyetlerinde küçük ve büyük bireylerinin yakalandığını görüyoruz. Tabi biz köpek balıklarının karaya vurmasını aslında çok nadir olarak görüyoruz. Genellikle ağ ya da trollerde yakalanıp öldükten sonra denize atılıyor. Deniz memelilerinde çok yaygındır karaya vurma davranışı. Köpek balıklarında böyle bir davranış yoktur. Ama geçen mako köpek balığı, oltada bitkin düşmüştü ve fırtınalı bir havaydı. Muhtemelen dalga etkisiyle, akıntı etkisiyle karaya yönlenmişti" diye konuştu.
"Köpek balıkları deniz ekosistemi için çok önemli fonksiyonel rolleri olan hayvanlar"
Konuşmasını sürdüren Prof.Dr. Ayas, "Özellikle galsama ağları dediğimiz ağ tipi, paraketalar, dip trolleri köpek balığı türlerinin tamamı için denizdeki en büyük tehditlerden biri. Biz Mersin körfezinde varlığını tespit ettiğimiz tüm türlerin balıkçılık etkisinde, balıkçılık tehdidi altında olduğunu söyleyebiliriz. Bununla ilgili daha önceden yaptığımız çok sayıda kayıt var. Köpek balıkları aslında deniz ekosistemi için çok önemli fonksiyonel rolleri olan hayvanlar. Sadece Mersin körfezi olarak düşünmeyelim. Tüm dünyada aslında tehdit altında. Balıkçılık, habitat kaybı gibi kombine faktörlerin etkisiyle popülasyonları çok ciddi anlamda daralmış. Tüm köpek balıklarının popülasyonları ve genetik havuzları yüzde 90 oranında azalmış dünyada. Tabi bunların deniz yaşamı için ekosistem için önemli fonksiyonel rolleri var. Bunlar regülasyon olarak tarifleyeceğimiz roller. Alt beslenme gruplarının aslında popülasyonunu dengede tutarlar. Onun dışında besin zincirinde ‘top predatör’ olarak önemli fonksiyonları vardır. Bu köpek balıklarının olmadığı deniz ekosistemleri ya da köpek balıklarının azaldığı deniz ekosistemlerinde ciddi ekolojik problemler de açığa çıkabilir. Diğer balık türleriyle karıştırmamak lazım. Diğer balık türleri yani özellikle kemikli balıklarda çok ciddi yavru yumurtlama oranları varken, bir balık yüz binlerce yumurta bırakırken köpek balıkları türe göre değişmekle birlikte 4-8 ile 100 bireye kadar yani çok düşük yavrulama oranları vardır. Bu da balıkçılık faaliyeti sonucunda her yakalanan birey o türün popülasyonunun daralmasına neden olur" ifadelerini kullandı.
"Doğu Akdeniz çok güvenli, köpek balığı saldırısı olma ihtimali çok düşük"
Doğu Akdeniz’in çok güvenli olduğunun da altını çizen Prof.Dr. Ayas, "Köpek balığı saldırısı olma ihtimali çok düşük. Büyük köpek balıkların kullandığı alanlar Akdeniz’in orta kısmı. Yavrulama ve yavru bakım alanı olarak kullandığı sahil kesimlerinde de turizm sezonu içerisinde bulunmuyor. Öncesinde bu faaliyetlerini gerçekleştiriyorlar. Büyük köpek balığı türleriyle insan interaksiyonlarının olma ihtimali, Doğu Akdeniz için en azından çok düşük. Mako köpek balığı gibi bazı türlerin ya da kum köpek balığı gibi bazı türlerin insan için çok düşük düzeyde tehdit olma ihtimali var. Ama dediğim gibi, bunlar sahil bandını kullanmıyorlar. Orta Akdeniz’i kullanıyorlar. Büyük balık sürüleri peşinde sürekli geziyorlar. Sadece yavrulamak ve yavru bakım alanı olarak körfezde belirli spesifik noktaları kullanıyorlar. Bunlar da turizm sezonu içinde olmadığı için insan interaksiyonları, karşılaşmaları köpek balıklarının pek mümkün değil" şeklinde konuştu.
"Mersin körfezi büyük köpek balıkları için çok önemli"
Gerçekten Mersin körfezinin en az 6-7 büyük köpek balığı türü için çok önemli olduğunu kaydeden Ayas, "Çünkü burayı yavrulama ve yavru bakım alanı olarak kullanıyorlar. Üreme alanı olarak kullanıyorlar. Ve üreme alanı olması, nesli bu kadar tehdit altında olan türlerin üreme alanlarının tespiti, aslında o bölgelerin koruma statüsünün de değişmesini sağlar. Bu bölgelerin özellikle ‘deniz koruma alanı’ statüsüne alınması gerekir. Özellikle Mersin körfezine önemli birkaç nokta var. Buraların deniz koruma statüsü altına alınması gerekir. Zaten Birleşmiş Milletler’in (BM), 2030’a kadar ulusal kıyı alanlarının yüzde otuzunun deniz koruma alanına çevrilmesi, dönüştürülmesi noktasında bir çalışması var. Bu noktada da ülkemizde de önemli köpek balığı üreme deniz alanlarının belirlenip deniz koruma alanı ilan edilmesi süreci önümüzdeki günlerde aslında, önümüzdeki süreçte gündeme gelecektir" diyerek sözlerini tamamladı.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.