İstanbul
25 Kasım, 2024, Pazartesi
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

3 hafta süren öksürük genellikle akut bir hastalığa işaret eder

3 hafta süren öksürük genellikle akut bir hastalığa işaret eder
GÖĞÜS HASTALIKLARI UZMANI DOÇ. DR. SAVAŞ ÖZSU

Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Savaş Özsu geçmeyen kuru öksürüğün nedenleri, teşhis yöntemleri ve tedavi yaklaşımlarını ayrıntılı bir şekilde aldı.


Öksürük; kişinin boğaz ve üst solunum yollarında anormal bir durum olduğunda, refleks bir yanıt olarak ortaya çıkan uyarıcı bir semptomdur. Öksürük; ister akut, ister kronik olsun, hastanın yaşam kalitesini bozan, huzursuz edici bir durumdur. 3 hafta süren öksürük genellikle akut bir hastalığa işaret eder ki bu genellikle üst solunum yolu hastalıklarına bağlıdır. 3-8 hafta süren subakut öksürük ise sıklıkla enfeksiyon sonrası ortaya çıkan hava yollarının aşırı hassasiyetine bağlıdır.


8 haftadan uzun süren öksürük artık kronik olarak kabul edilir. Genellikle kronik üst hava yolu hastalıkları(kronik sinüzit, farenjit, alerjik rinit) sebep olmaktadır. Yine astım ve reflü sırasıyla nedendir. Sigara içenlerde ise tümör, kronik bronşit, KOAH gibi nedenlerde kronik öksürük yapabilir. Ayrıca bazı tansiyon ilaçları ve yeni jenerasyon bazı şeker ilaçları da inatçı öksürüğe sebep olabilmektedir. Özellikle sigara içemeyen, solunum testi ve akciğer filmi normal olan orta yaş kadın hastalarda öksürük, aşırı duyarlılık sendromu olarak tanımlanan farklı bir antite vardır. Bununla ilgili ilaç çalışmaları devam etmektedir.



“Yine de hiçbir nedenin olmadığı durumlarda psikojenik öksürük olabileceği de akılda tutulmalıdır” diyen Doç. Dr. Savaş Özsu geçmeyen kuru öksürüğün tıbbi temellerinin birkaç maddede inceledi;


Solunum yolu enfeksiyonları: Viral ve bakteriyel üst solunum yolu enfeksiyonları, akut öksürüğün en sık nedenidir. Özellikle virüslerin neden olduğu enfeksiyonlarda, öksürük genellikle birkaç hafta sürebilir ki post-enfeksiyöz olarak adlandırılan bu subakut öksürük zamanla düzelir. Ancak her enfeksiyon süresi uzun süren öksürük varsa astım açısından araştırmak gerekir.


Alerjik reaksiyonlar: Alerjenler, boğazda mukozal tahrişe ve inflamasyona yol açarak kuru öksürüğe neden olabilir. Polin, toz, hayvan tüyleri gibi inhalan alerjenler, alerjik rinite yol açarak boğazda gıcık ve kuru öksürüğü tetikleyebilir. Alerjik öksürük genellikle mevsimsel değişiklikler veya çevresel faktörler ile (mesleki, evcil hayvan besleme vb.) ilişkilidir.


Astım: Astım, hava yollarında kronik inflamasyon ve hiperreaktiviteye neden olur. Astım hastalarında öksürük, genellikle nefes darlığı, hırıltı ve göğüs sıkışması ile birlikte görülür. Kuru öksürük, astımın bir belirtisi olarak, hava yollarındaki inflamasyon ve daralmayla ilişkilidir.


Gastroözofageal reflü hastalığı (GÖR): GERD, mide asidinin yemek borusuna geri kaçmasıyla karakterize edilir. Asidik içeriğin yemek borusuna ve boğaza etkisi, mukozal tahriş ve kuru öksürüğe yol açabilir. Reflü hastalığı, genellikle yemeklerden sonra, yatmadan önce veya yatış pozisyonunda kötüleşir. Tedavide asit azaltıcı ilaçlar, antiasitler ve yaşam tarzı değişiklikleri önerilir.



Sigara kullanımı: Sigara dumanı ve çevresel hava kirliliği, solunum yollarında inflamasyona ve mukozal tahrişe neden olabilir. Sigara kullanımı, kronik bronşit, KOAH ve akciğer kanseri gibi tehlikeli hastalıklara neden olabilir.


Kuru ve soğuk hava: İç mekanlarda kullanılan ısıtıcılar, özellikle kış aylarında hava nemini azaltarak boğazın kurumasına neden olabilmektedir. Havanın düşük nem oranı, boğazda kuruluğa ve öksürüğün kötüleşmesine yol açabilir. Nemlendirici cihazlar ve buhar inhalasyonları, bu sorunu hafifletmeye yardımcı olabilir. Özellikle kış aylarında duyarlı bazı kişilerde soğuk havanın solunması da tek başına öksürük yapabilir.


Geçmeyen kuru öksürüğün nedenini belirlemek için ayrıntılı bir değerlendirme gerekli olduğunu belirten Doç. Dr. Savaş Özsu, “Bu süreçte, hastanın tıbbi öyküsü, fiziksel muayenesi ve laboratuvar testleri önemlidir. Akciğer filmi, spirometri,kanda eozinofil seviyesi, alerjik deri testler ve bazen endoskopi gibi ileri düzey tetkikler, altta yatan patolojileri belirlemekte faydalı olabilmektedir” dedi.


Tedavi, altta yatan nedene yönelik hedeflenmiş bir yaklaşım içermeli olduğunu ifade eden Çakmak Erdem Hastahanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Savaş Özsu ,“Üst solunum yolu enfeksiyonlarının tedavisi genellikle sorunu çözmektedir.Alerjik öksürükte, antihistaminikler ve alerjenlerden kaçınma stratejileri önerilir. Astım tedavisinde, nefes açıcı ve hava yoluyla alınan kortizonlar kullanılırken, GÖR tedavisinde asit azaltıcı ilaçlar ve yaşam tarzı değişiklikleri öne çıkmaktadır. Sigara kullanımını bırakmak ve çevresel hava kirliliğinden kaçınmak, boğazın tahrişini azaltabilir ve öksürüğün iyileşmesine katkıda bulunabilir. Ayrıca, evde hava nemlendirici kullanımı ve boğazı rahatlatıcı bitkisel çaylar, semptomları hafifletebilir” dedi.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!