Antalyanın deprem künyesinde Hatay ve Kahramanmaraş detayı

Antalya'da, antik çağlardan günümüze kadar meydana gelen depremleri inceleyen Uzman Tarihçi Çağrı Yılmaz, Hatay, Kahramanmaraş ve Adana bölgelerindeki büyük depremlerin ardından Antalya'da da depremler yaşandığını ve tarih boyunca meydana gelen depremlerin ardından tsunamilerin Antalya'da 3 antik kenti sular altında bıraktığını ortaya koydu.

Antalya Düşünce Platformu Genel Sekreteri ve Tarihçi Çağrı Yılmaz, Antalya'da gerçekleşen depremleri araştırmak üzere Akdeniz Üniversitesi Akdeniz Uygarlıklar Araştırma Merkezi'nde bir tez çalışması başlattı. Yılmaz, çalışması sırasında antik çağlardan günümüze kadar birçok belgeyi inceledi ve önemli deprem notlarına ulaştı. Ayrıca, depremlerin ardından Antalya'da tsunamilerin meydana geldiğini de tespit etti.

Yılmaz, yaptığı açıklamada, Antalya'nın deprem tarihini daha derinlemesine incelemenin gerekliliğine dikkat çekti. Karain Mağarası'ndaki bir depremin izlerine rastladığını belirtti ve aynı zamanda Rodos merkezli Akdeniz depreminin Myra Antik Kenti, Simena ve Aperlai gibi antik yerleşimleri tsunamilerle sular altında bıraktığını söyledi.

Tarihçi, Antalya'da yaşanan depremler hakkında belgelerin yetersiz olduğunu ve bu konunun daha fazla incelenmeye ihtiyaç duyduğunu vurguladı. Ayrıca, Antalya'nın en büyük depreminin 1741 yılında Rodos merkezli olduğunu ve bu depremin Finike bölgesinde büyük yıkıma yol açtığını ifade etti.

Araştırmalarına devam eden Yılmaz, Antalya'da 3 ve 15 senelik zaman aşımıyla büyük depremlerin meydana geldiğini belirledi. Örneğin, Hatay'da 526 yılında yaşanan bir depremden 17 yıl sonra Antalya'da büyük bir depremin gerçekleştiğini açıkladı. Bu tür benzer zamanlamaların bölgedeki depremleri nasıl etkilediğini araştırarak deprem risklerini daha iyi anlamayı hedefliyor.

Aynı konuda görüş belirten Akdeniz Üniversitesi Coğrafya Bölümü Türkiye Coğrafyası Ana Bilim Dalı Başkanı ve Antalya Düşünce Platformu Kurucu Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ertürk, Antalya'nın deprem açısından rahat bir bölge olmadığını ve deprem risklerinin dikkate alınması gerektiğini vurguladı. Ayrıca, binaların zemin özelliklerine göre inşa edilmesi gerektiğini ve geçmişte inşa edilen yapı stoklarının gözden geçirilmesinin önemli olduğunu belirtti.