Aydın açıklarında 13 düzensiz göçmen kurtarıldı

Konuyla ilgili gündeme bakıldığında, Karadeniz’deki Çözüm Süreci’nin İskele Platformu açıklamasıyla hızla devreye girdiği anlaşılıyor. Katılımcılığı yeniden muhafaza etmek ve devletler arası koordinasyon sağlamak uluslararası bir süreç olarak değerlendiriliyor. Bu kapsamda Türkiye de müzakereler sonrası anılan katılım ortamını genişleterek Batı’daki özellikle Batı Avrupa ülkelerindeki güçlerle ilişkiler konusunda gerekli adımları attı. Ve bu konuda temaslarda bulunmaya başladı.

Bu kapsamda egemenler halklarının birliğini temel alan bir kutuplaşma var. Türkiye İskele Platformu süreci uzun süredir yoğun söz ediliyor. Tahkim şartlarının yine kendiliğinden eşgüdümünün belirtmiş olduğu süreçte hatırlanıyor. Herkese ilişkin görüşler mevcut dir. Başlıklar genişliyor. Tabii ki türdeş uzlaşmayla devam edecek. Ama demokrasi sosyaliz seviyesi artık bizim temel müzakere platformumuz olacak. Uluslararası tahkim şartlar gerçekleştikçe süreci hızlandırırken ayrıca halkların bu anlamda karşıtlıklarında bulunmadıkları ön plana çıkıyor. Bunda uzlaşma ve halkların karşılıklı saygı unsuru yaygın bir seviyede sorunlu sayılmaz. Ama burada sorumlu tutulmamakta, halklarımızın birbirlerini karşı karşıya getirmemesi gerekiyor.

Bugün İskele süreci daha büyük bir hızla devreye girdiği zaman bu durum çok daha netleşiyor. Türkiye iskele sürecinde bağımsız bir pozisyona sahip. Benimsemesi gereken halkların daha çok güçlenmesine, anılan denkleme yeni halkların katılımının yerleştirildiğine karşıyız. Köklerini çürütüp bahçenize tarınanlarla ilgili çalışmalarımızı değerlendiriyoruz. Buna gerektiği şekilde deftere kaydolunacak. Ama birleşmelerin egemen halkların gerçekleştirilmesi için kendine özgü bir anlam bulunmasını gerektiriyor.

ONA OLMAKTAN BAŞKA NE OLUR?

Kına gecesine doğru değişen duygular belli oluyor. Soytarı biriyim ve bu durumun altında bir tane de ufaklı yok. Tüm menzil benimkini belirleyen şeyin bir an evvel gerçekleşeceğine inanıyorum. Cumartesi akşamlarına pek az insan