İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, depremin yaralarını saran Bir Kira Bir Yuva kampanyası ve İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi nedeniyle Yaşama Değer Katanlar-Yerel Yönetimler Ödülü’ne layık görüldü. Ödül töreninde konuşan Başkan Soyer, “İzmir üzerine düşeni yaptı. İktisat Kongresi ve Bir Kira Bir Yuva projelerinde sadece bir köprüydüm” dedi.İZMİR (İGFA) - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, B2B-Prestige Uluslararası İlişkileri Geliştirme Platformu tarafından bu yıl 17’nci kez düzenlenen Yaşama Değer Katanlar ödül törenine katıldı. Başkan Tunç Soyer, 30 Ekim İzmir depreminde başlattığı ve 6 Şubat Kahramanmaraş depremleri için yeniden harekete geçirdiği “Bir Kira Bir Yuva” dayanışma kampanyası ve İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi nedeniyle Yaşama Değer Katanlar-Yerel Yönetimler Ödülü’ne layık görüldü.
İstanbul Armada Otel’de düzenlenen ödül töreninde akademisyen, gazeteciler, sivil toplum kuruluşu yöneticileri, diplomatlar, sanatçılar ve iş insanlarından oluşan 34 jüri üyesinin oylarıyla bu yıl 25 kişi ve kuruma ödül verildi.
“Benim için gururdur”Törende konuşan Başkan Tunç Soyer, “Her ödül aslında ödül alan için bir yüktür. Çünkü ona layık görenlerin beklentisi büyüktür. Ancak bu yük benim için gururdur. Bu ödül için çok teşekkür ediyorum” dedi.
“30 bin depremzedeye 10’ar bin TL destek”Bir Kira Bir Yuva dayanışma kampanyasından söz eden Başkan Soyer, “Bir Kira Bir Yuva aslında bir yazılım projesidir. Bir hesap numarası olmaksızın ihtiyaç sahibi ile bağışçıyı bir araya getiren bir proje. Önce İzmir depreminde çok ciddi kaynak aktarılmasına imkan verdi. Sonrasında 6 Şubat depremlerinde Halk TV’nin de desteğiyle bir gecede 300 milyon TL’nin üzerinde bir rakam toplandı. Bu 30 bin depremzede demek. 10’ar bin TL doğrudan depremzedelere para aktarılmış oldu. O nedenle sağlıklı yürüyen bir kampanyaya dönüştü” diye konuştu
“Bunu biz de yapmalıyız dedik”100 yıl önce yine İzmir’de düzenlenen İktisat Kongresi dönemindeki şartlardan bahseden Başkan Soyer, “Şimdi bugünün koşullarına baktığınız zaman 18-30 yaş arasındaki gençlerin yüzde 86’sı kendi gelecekleri ile ilgili bir fikri olmadığını söylüyor. Çalışanların yüzde 50’si asgari ücret altında bir maaşla çalışıyor. Yunanistan kadar büyük bir coğrafyada meydana gelen felakette 50 binin üzerinde insanımızı kaybettik ve çok büyük enkaz var. Kısaca son derece iç karartıcı günlerden geçiyoruz. Ama o günün koşullarından daha kötü olduğumuzu söyleyemeyiz. Bizim atalarımız o günün koşullarında Cumhuriyet’i kuracak bir irade ortaya koyabilmişse ve o İktisat Kongresi’nde alınan kararlarla Cumhuriyet’in geleceğini belirlemeyi başarmışlarsa, bunu biz de yapmalıyız dedik. İzmir üzerine düşen bu sorumluluk gereği 8 aylık çalışma yaptı. Bu dönemde 180 STK, 200’ü aşkın akademisyen ve dünyanın her yerinden 70’in üzerinde konuşmacının konuk olduğu buluşmalarla 303 karar alındı. Bunların sadece 27’sine muhalefet şerhi kondu” ifadelerini kullandı.
“İzmir üzerine düşeni yaptı”Başkan Soyer, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu memlekette, bu topraklarda umudu kesmeye hakkımız yok. Bu dünyanın en güzel coğrafyasında hiç kimse bu yoksulluğu, bu enflasyonu hak etmiyor. Bu bir kader değil. İzmir üzerine düşeni yaptı. Bana Yaşama Değer Katanlar Ödülünü layık görmüşsünüz. Teşekkür ederim. Ama ben sadece bir köprüydüm. Ben İktisat Kongresi ve bugüne kadar 413 milyon TL’lik bir dayanışmaya ulaşan Bir Kira Bir Yuva projelerinde sadece bir köprüydüm” şeklinde konuştu.
“Ödül törenimiz tüm toplum kesimlerine bir mesaj verecektir”Yaşama Değer Katanlar Ödülleri ve B2B-Prestige Uluslararası İlişkileri Geliştirme Platformu Başkanı Mehmet Gözcü, bu yıl ödüllere 6 Şubat'ta yaşanan büyük depremlerin damgasını vurduğunu belirterek “Pandemi, ardından yaşadığımız ekonomik kriz ve son olarak 6 Şubat depremleri, ülkemiz için işleri biraz daha zora soktu. Yaşanan büyük felaket bizleri daha duyarlı olmaya zorluyor. Özellikle kentleşme ve sürdürülebilirlik bundan sonra hayatımızda daha çok yer almak zorunda. Ayrıca ekonomiyi sadece büyüme ve kar ekseninde düşünmemeliyiz. Şirketlerimiz topluma daha fazla dokunmalı, sorumluluk almalı. Kente, çevreye, insana, hayvana daha fazla duyarlı olmalı. Bu yıl 17’nci kez düzenlediğimiz ödül törenimiz tam da bu hassas dönemde tüm toplum kesimlerine bir mesaj verecektir. Bu nedenlerle kentin kültürüne, sanatına, mimarisine, ekonomisine katkı sağlayan iş insanı, yerel yönetici, sanatçı, edebiyatçı, bilim insanı ve çevreye duyarlı kişi ve kurumları ödüllendirmek, bizleri de onurlandırıyor” dedi.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.