İstanbul
28 Kasım, 2024, Perşembe
  • DOLAR
    34.06
  • EURO
    37.74
  • ALTIN
    2730.4
  • BIST
    9833.22
  • BTC
    57646.840$

Bekir Karacabey: Ormancılık bilimsel bir konudur, futbol yorumculuğu gibi her önüne gelen konuşamaz

Bekir Karacabey: Ormancılık bilimsel bir konudur, futbol yorumculuğu gibi her önüne gelen konuşamaz
Levent YENİGÜN/KEMER (Antalya), (DHA)-ORMAN Genel Müdürü Bekir Karacabey, ormancılığın bilimsel bir konu olduğunu belirterek, ”Futbol yorumculuğu gibi her önüne gelenin konuşamayacağı bir konu. Bizler tabii ki herkesin fikrine açığız. Söylenilecek her kıymetli fikir bizim için muteberdir, değerlidir. Dinleriz ama söylenilen şeylerin bilimsel altlığının olması gerekir” dedi.

Levent YENİGÜN/KEMER (Antalya), (DHA)-ORMAN Genel Müdürü Bekir Karacabey, ormancılığın bilimsel bir konu olduğunu belirterek, "Futbol yorumculuğu gibi her önüne gelenin konuşamayacağı bir konu. Bizler tabii ki herkesin fikrine açığız. Söylenilecek her kıymetli fikir bizim için muteberdir, değerlidir. Dinleriz ama söylenilen şeylerin bilimsel altlığının olması gerekir" dedi.
Orman Genel Müdürlüğü'nce düzenlenen 'Geçmişten Geleceğe Anadolu Coğrafyasında Ormancılık Çalıştayı', Kemer ilçesi Beldibi Mahallesi'ndeki Rixos Sungate Otel'de gerçekleştirildi. Çalıştayın açılışında konuşan Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, ormancılığın bilimsel bir konu olduğunu, el yordamıyla, göz kararıyla yapılan bir iş olmadığını söyledi. Karacabey, "Ormancılığın bilimsel bir konu olduğunu, aslında futbol yorumculuğu gibi her önüne gelenin konuşamayacağı bir konu olduğunu da çalışma gruplarından bir tanesinin de iletişim olduğunu da göz önünden bulundurduğumuzda bizim bir kere daha kamuoyuna bir şekilde ifade etmemiz gerekiyor. Maalesef dağların ardında yazdığımız destanları insanlar bilmiyorlar ama gördükleri en ufak bir yanlışta, kendilerine göre yanlışta, bilimsel olarak doğru olabilir ama kendilerine yanlış olarak söylenilen birtakım şeyleri acımasızca, insafsızca, gerektiğinde canı pahasına görevini yapan, bu ülkenin ormanlarını korumaya çalışan ve bu uğurda 140 şehit vermiş bir camiaya insanlar maalesef haksızlık edebiliyor. Dolayısıyla hem doğru yapmalıyız hem bilimsel yapmalıyız hem de bu yaptıklarımızı kamuoyuyla paylaşmalıyız ve doğru anlatmamız gerekiyor" dedi.
'İNSANIN ÇARESİZ KALDIĞI DURUMLAR ORTAYA ÇIKIYORDU'
2021 yılında son 140 yılın en sıcak temmuz ayının yaşandığını aktaran Karacabey, "Nemin yüzde 5'lere düştüğü dönemler oldu. Muğla'da 28 Temmuz- 13 Ağustos aralığında nem yüzde 5'e düştü. Nemin yüzde 5 olmasının ne demek olduğunu meslektaş olarak hepimiz çok iyi anlıyoruz. Açık alanda bulunan her şey artık barut gibi davranmaya başlıyor. Selüloz odun olarak davranmıyor, barut gibi davranıyor. Ateşin benzin dökülmüş bir ortamda ilerlemesini biliyorsunuz, anında bütün ortamı kapladığı gibi o zaman yangınlarla mücadele eden arkadaşlarımız, sahada olan arkadaşlarımız gördüler, ateş yanarak ilerlemiyordu, patlama şeklinde ilerliyordu. Bir anda ortamı alevler sarıyordu. Hakikatten artık insanın çaresiz kaldığı durumlar ortaya çıkıyordu. Öyle görünüyor ki önümüzdeki süreçte buna benzer ekstrem iklim şartları hep karşımızda olacak" diye konuştu.
'SAYGISIZLIK EDİLMESİNE MÜSAADE ETMEMEMİZ GEREKİYOR'
Herkesin fikirlerine açık olduklarını, ancak söylenilenlerin bilimsel altlığının olması gerektiğini vurgulayan Karacabey, şöyle devam etti: "Bilimsel bir temele dayanması gerekir. Yoksa futbol yorumculuğu mantığıyla her isteyenin, her aklına gelenin fütursuzca sarf ettiği ve bu sayede bunca bilime, bunca birikime ve bunca tecrübeye hak etmediği şekilde saygısızlık edilmesine de meslek camiası olarak bizlerin çok da müsaade etmememiz gerektiğini ifade ediyorum. Futbol yorumculuğu gibi her önüne gelenin konuşamayacağı bir konu. Bizler tabii ki herkesin fikrine açığız. Söylenilecek her kıymetli fikir bizim için muteberdir, değerlidir. Dinleriz ama söylenilen şeylerin bilimsel altlığının olması gerekir. Çünkü özellikle yangınlardan sonra bakıyorsunuz; bir kimya mühendisi, efendim bir iş güvenliği uzmanı, bir makine mühendisi kalkıyor orman yangınları konusunda uzmanmış gibi, ormanı bilirmiş gibi, maalesef ahkam kesebiliyor basın karşısında. Bu konuda da hepimize önemli görevler düştüğünü düşünüyorum."
'KEMAL SUNAL'IN ÇÖL SAHNESİNİN ÇEKİLDİĞİ YER ŞİMDİ ORMAN KAPLI'
Ağaçlandırma çalışmalarında doğal türleri tercih ettiklerini aktaran Karacabey, ancak meyveli orman ağaçlarının fidanlarını da bu dikimlerin içine en az yüzde 5 oranında katarak hem biyolojik çeşitliliğin, yaban hayatın beslenmesine katkıda bulunmaya hem de yangın riskini azaltmak için bu türleri ağaçlandırma çalışmalarına kattıklarını kaydetti. Orman Teşkilatı olarak 12 bin hektardan fazla kumul alanı ağaçlandırdıklarını vurgulayan Karacabey, "Rahmetli Kemal Sunal'ın filminde çöl sahnesinin çekildiği yeri biliyorsunuz. İşte iki aşiret arasındaki kavgada çöl sahnesinin çekildiği yeri, birçoğunuz biliyorsunuz. İstanbul'da, Terkos köyünün havzası. Şimdi ormanla kaplı bir alan. Bu dağların ardından yazılan destanların kimseler tarafından okunmadığını biliyoruz demiştik, şimdi sosyal alan ağaçlandırmaları diye artık toplumun gözünün önünde olan, şehir içinde okul bahçeleri, hastane bahçeleri diğer mezarlıklar efendim aklınıza gelebilecek yol kenarı ağaçlandırmaları gibi çalışmalara da ağırlık veriyoruz. Tabii burada ne kadar görünür oluyoruz bilinmez ama bu konularda biraz daha gayret etmemiz gerektiği ortada" dedi.
'ÜLKE EKONOMİSİNE 8 MİLYAR LİRALIK KATKI SAĞLIYOR'
Orman köylülerinin evlerine güneş enerjisiyle sıcak su bağlarken, güneşten evlerinin enerjisini sağlayacak sistemler de kurduklarını anlatan Karacabey, köylerde yaşayan vatandaşların hayatlarını iyileştirecek, ekonomik seviyelerini kalkındıracak faaliyetlere devam etmek zorunda olduklarını aktardı. Ormancılıkta çok büyük değişimler yaşandığından da bahseden Karacabey, "2011 yılına kadar bizim 'odun dışı ürün' dediğimiz, 'Orman Genel Müdürlüğü bundan sonra otla, çöple mi uğraşacak' diye küçümsenerek ifade edilen husus, şimdi geldiğimiz noktada ülke ekonomisine 8 milyar, orman köylümüzün bütçesine de 1,5 milyar liralık katkı sağlıyor. Dünya defne üretiminin yüzde 90'ını ülkemiz ormanlarından karşılar duruma geldik. Yaptığımız çok küçük müdahalelerle 'bozuk orman' diye ifade edilen kayın, meşe ormanlarının altındaki defne bitkisine birazcık daha yaşam hakkı tanıdığınızda, biraz ulaşılabilir şekilde yolunu yaptığınızda, orada ne büyük bir cevherin, nimetin olduğunu da gördük. Bunu da hem orman köylümüzün hem de ülkemizin ekonomisine kazandırmış olduk" diye konuştu. (DHA)

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!