Bağışıklık sisteminin vücudu tüm hastalıklara karşı koruyan önemli bir savunma mekanizması olduğunu belirten Diyetisyen Seda Nasuhbeyoğlu, “Besinlerin doğru şekilde ve birlikte tüketilmeleri, vücuttaki kullanılabilirliklerini artırarak bağışıklık sistemini destekler. Besinlerin sindirimi, emilimi ve sonrasında oluşan zararlı atıkların vücuttan uzaklaştırılması için yeterli su tüketmek de çok önemlidir” dedi.
VM Medical Park Pendik Hastanesi Beslenme ve Diyet Kliniği’nden Diyetisyen Seda Nasuhbeyoğlu, bağışıklığı artıran besinler konusunda açıklamalarda bulundu. Bağışıklık sisteminin tanımını yapan Dyt. Nasuhbeyoğlu, “Vücudu tüm hastalıklara karşı koruyan önemli bir savunma mekanizmasıdır. Bağışıklık sisteminin hastalıklara karşı direnci yaş, genel sağlık durumu ve hastalığın ya da maruz kalınan virüsün şiddeti gibi önemli kriterlere göre değişkenlik gösterebilir” şeklinde konuştu.
“Artan stres seviyesi bağışıklık sistemini baskılıyor”
Bağışıklığımızın düşmesinin nedenlerine değinen Dyt. Nasuhbeyoğlu, “Mevsim geçişlerinde siz farkında olmasanız bile vücudunuz strese girer. Bir artıp bir azalan sıcaklıklar, hava basıncı ve iklim koşullarının yarattığı değişime uyum sağlamaya çalışan vücutta stres oluşması oldukça normaldir. Stres ise bağışıklık sistemini baskılayan ve vücudun direncini düşüren en önemli etmenlerden biridir. Bu süreçte vücutta biriken stresi egzersiz ya da nefes çalışmaları yardımıyla uzaklaştırarak en doğru adımlardan birini atabilirsiniz. Tabii bir de bu dönemde ikincil stres kaynaklarından ve moralinizi bozarak üzüntüye sebep olan faktörlerden uzak durmanızda fayda var. Açık havada geçirilen zamanın azalmasının bir yan etkisi de D vitamini emiliminin yetersiz kalmasıdır. Güneş ışınlarıyla aktifleşen bu vitaminin eksikliği, vücut direncini olumsuz etkiler. Yani, soğuyan hava sebebiyle kapalı alanlara kaçtığımızda vücudun D vitamini seviyesi düşer ve bağışıklık baskılanır” diye konuştu.
“Alerjik reaksiyonlar vücut direncini düşürebilir”
Mevsim geçişlerinde birçok kişinin alerji problemiyle boğuştuğunu vurgulayan Dyt. Nasuhbeyoğlu, şu bilgileri paylaştı:
“Özellikle bahar mevsimlerinde polen ve bitki tozları, üst solunum yolları ve gözlerde alerjiye sebep olabilir. Yaşanan alerji problemi vücudu strese soktuğu için bağışıklık sistemini olumsuz etkiler. Bu da vücudun hastalıklara açık hale gelmesine sebep olur. Mevsim geçişlerinde vücudun hormon dengesi de bozulur. Bu da beslenme alışkanlıklarının değişmesine sebep olabilir. Artan iştah, vücudun ihtiyaç duyduğundan fazla enerjiyle dolmasına ve fazla kilo problemine sebep olabilir.”
“Beslenmenin rolü”
Bağışıklığın düşmesinde yanlış beslenmenin rolüne dikkat çeken Dyt. Nasuhbeyoğlu, “Vitamin ve minerallerden zengin olmasının yanı sıra yeterli, dengeli ve düzenli bir beslenme modeli, bağışıklık sistemimizin düşmemesi için gerekli bir kuraldır. Hazır ve paketli gıdalardan uzak bir beslenme şekli şart olmalıdır. Mevsime uygun ve hijyene uygun olarak tüketeceğiniz besinleri kendiniz pişirmeye çalışın” açıklamasında bulundu.
“Güne mutlaka kahvaltıyla başlayın”
Kahvaltının önemine değinen Dyt. Nasuhbeyoğlu, “Altın öğün olan kahvaltının atlanması; diğer öğünlerde porsiyon miktarını artırarak kan şekeri dengesizliklerine yol açabilir. Bu durumda aç kalınan sürede vücut direncinin düşmesi kaçınılmaz olur. Her gün kahvaltıda tüketeceğiniz kaliteli protein kaynağı olan yumurta, içeriğindeki demir ve A vitamini ile bağışıklığınızı destekler. Yanına ekleyeceğiniz C vitamini (yeşillikler, biber, portakal gibi) de yumurtanın demir emilimine katkı sağlar” dedi.
“Her besin grubunu tüketin”
Her besinin enerji, protein, vitamin ve mineral içeriğinin çeşitli olduğunu belirten Dyt. Nasuhbeyoğlu, “Besinlerin doğru şekilde ve birlikte tüketilmeleri vücuttaki kullanılabilirliklerini artırarak bağışıklık sistemini destekler. Besinlerin sindirimi, emilimi ve sonrasında oluşan zararlı atıkların vücuttan uzaklaştırılmaları ile diğer metabolik olaylar için yeterli su tüketmek çok önemlidir. Vücudun günlük olarak kilo başına 30-35 ml su ihtiyacı vardır. Suyun yetersiz tüketimi sonucunda bağırsaklarda gelişebilecek olan kabızlık, bağışıklık sistemini doğrudan etkileyen bağırsak sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle su tüketimi bireyin ihtiyacı doğrultusunda günün her saatine dengeli olarak dağıtılmalı” şeklinde konuştu.
“Sağlıklı karbonhidrat tercih edin”
Paketli gıdalardan da uzak durulmasını öneren Dyt. Nasuhbeyoğlu, şunları söyledi:
“Paketli gıdalar, kek, şekerleme, hamur işleri gibi içeriğinde lif (posa) bulunmayan basit karbonhidrat içeriği yüksek besinlerin tüketimi kan şekeri dengesini bozar. Oluşturdukları tokluk hissinin kısa olması nedeniyle bir sonraki öğünde besin tüketiminin artmasına ve yüksek kalori içerikleri sebebiyle kilo alımını neden olabilir. Aynı zamanda günlük protein, vitamin/mineral ihtiyacını karşılamadığı için bağışıklık sistemini güçlendirme sürecini olumsuz etkileyebilir. Vücut direncinizin artması için B grubu vitaminleri ve liften zengin tam tahıl ekmekleri, bulgur, çorba ve tam tahıl ürünleri gibi sağlıklı karbonhidrat içeren besinleri tüketmeye özen gösterin.”
“C vitaminini ölçülü tüketin”
Enfeksiyon durumlarında C vitamininin önemli bir rol üstlendiğini kaydeden Dyt. Nasuhbeyoğlu, “C vitamini vücut tarafından depolanamadığı için turunçgiller, yeşillikler, biber, kivi ve domates gibi kaynaklarını her gün düzenli tüketmek çok önemli. Ancak C vitamini takviyelerini bilinçsizce kullanmak böbrek taşı oluşumuna sebebiyet verebilir. Dolayısıyla, C vitamini alımını abartmadan besinlerle sağlamayı alışkanlık haline getirin” ifadelerini kullandı.
Bağışıklığı kuvvetlendiren besinler
Dyt. Nasuhbeyoğlu, bağışıklığı güçlendiren besinleri ise şöyle açıkladı:
“Turunçgiller, kırmızı ve yeşil biber (C vitamininden zengin besinler). Havuç, ıspanak, brokoli, kırmızı dolmalık biber (A vitamininden zengin besinler). Yeşil yapraklı sebzeler (demir bakımından zengin besinler). Yumurta, yaban mersini (Güçlü bir antioksidandır). Bitter çikolata (Güçlü bir antioksidandır, ancak şekersiz olanı ve az miktarda tüketilmelidir). Sarımsak, zencefil, zerdeçal (özellikle karabiber ve zeytinyağı ile birlikte faydalıdır). Badem, çekirdek, ceviz ve fındık gibi besin değeri yüksek kuruyemişler. Deniz ürünleri (Omega 3 değeri yüksek besinler). Bakliyatlar (bitkisel proteinler). Yoğurt gibi probiyotik içeren besinler.”
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.