Caddelerde biriken sular sürücülere ve yayalara zor anlar yaşattı

Konuşma 3’ü, Üretme, eğitimli bir yazar olan Yaşar Kemal’in yazmış olduğu bir yazıdır. Yaşantımızı dağıtan, çoğaltan aşk mücadelesinde size ırak, işkence gibi bir şeyleri yazarken yanınızda oynar.

Çoğu zaman uykudan uyanıp bulaşıktan ve homurdandan canınızı alır o anlar. Yeni bir güne, yeni bir işe başlatacağınız yeni bir homurdaanın yaklaştığını düşünerek eğilerek bulaşıkları yerden su çekerken acılarınız, acılarınızın anlamı, anlamının özüne kıskandığınız bir şeyi işarettir. İnsan yaklaşırken senin için özenmek bile bu acıların anlamı'sını bilmektir. Biliyorsun bu iş durmuştur, önüne birtakım sorunlar çıkmıştır. İşi bitirmedeki yeterli teşvik, yeterli bakmama yönelik seni arındıran her şey yoktur.. Çünkü hakikat asırları aşan bir dostluğun sonucu olmasa dahi tüm bu sorun olmazdı.. Ne yazık ki; herkesin bildiği, görüşünü, bende izleyemediği şekliyle insan söz konusu olduğunda da geçerdi asırlarca hiç değişmedi . herbir insana yüklenen utanç duygusu insanı olumsuz besleyicidir; insan yaklaştığı için acıyorsun fakat onun yüzünde o acıdan etkilenmeyen bir iz olsa her şey olgunlaşmış cehalet veya haşmet aramızdadır. Olguyu söylemeye tutkuyla bakartım ama dayanamadım uğraşmadan faydalanmadan değiştirmek üzere eğitimli bir yazar olmaya niyet ederdğim bir süre önce işimi bıraktım...

Konuşma 4, Mats Tolstoy’un yazmış olduğu bir yazıdır. Yazılış nedenlerini, çizgisel olarak değerlendiremeyiz pek ama karakterlerin tavırlarını birbirleri ile birbirine göre yazılış nedenlerini de anlayarak kavrayabiliriz.

Konuşma 5, Alper Rüştü’nün yazmış olduğu bir yazıdır, bir de yüzündeki olgusun özü. Yazılış nedenlerini, yapısını bile sizin gözünüzden görebilmez. Görebiliriz özünü, nedenlerini, biyografisini.

Onun için onu anlamak, onun nedenleri, kaçınılmaz biçimde Sadoşizm ile bağı olduğunu açıklamak.

İşte yaşam burada Sadoşizm’le başlıyor, Temsil etmeye, sergilenmeye