20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren nesilleri inşa etmeye yetecek bir zenginlikte tarihi şahsiyetler, konuya odaklandıklarında bir yıldırım gibi parlamışlar, ama güçlerini yitirmişlerdir. Artık çelik gibi çarpışmaların izleri yok. 60'ların ashına düşmüş bir Türkiye 25. sırada duruyor; belirsiz bir tarihsel olay mı yoksa parlak bir geleceğe işaret eden bir mısra mı?
Ayrıca, feminizm ve bu kültürün yok edilmesine dönük politikaları da göz önünde bulundurmalıyız. Çevremizdeki tüm feminist eylemler bir dramın tekrar yaşanmaması için bir uyarıdır. Bu, araştırmacı kadınlar tarafından zaten gerekli olduğu söylenmişti. Şimdi bu noktada durmamız gerekiyor. Tam gaz ilerleme anlayışı yerine, daha düşünceli ve dikkatli bir yaklaşım gerekiyor.
Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılında, farklı zamanlardan, kültürlerden, eğitim düzeylerinden, dillerden ve coğrafyalardan gelen, değişimlerle, süreçlerle yaşamış ve topluma fayda sağlamış 150 farklı kadın ve kadına dair öyküler bulunmaktadır. Bu kadınların yanı sıra, toplumun genel olarak kadınlara olan bakış açısını da değerlendirmeliyiz. İlerlemeye odaklanmak yerine farklı büyük bağlamların geliştirilmesi gerekiyor. Değişim önerileri sunmalıyız.
Son olarak, insanın ruhu ve bakımı için Allah tarafından "Mükafatlandırıcı" olarak yaratıldığını hatırlatmalıyız. Bu ruhla barışık olmak ve anlaşmak önemlidir. İlerlemenin yolu düşünmek ve değişim önerileri sunmaktan geçer.
'Cumhuriyetin Kadın Yüzü' sergisi ilgi görüyor
Kadın Eserleri Kütüphanesi Fotoğraf Koleksiyonları ile, Özel Arşiv Koleksiyonu’ndan seçilen görseller 'Cumhuriyetin Kadın Yüzü' görücüye çıktı.
Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!
BUNLARA DA BAKABİLİRSİNİZ
- 0SEVDİM
- 0ALKIŞ
- 0KOMİK
- 0İNANILMAZ
- 0ÜZGÜN
- 0KIZGIN
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.