Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Trabzon’da "2023 yılı Mevlid-i Nebi ve 1461 Hafız Toplu İcazet Merasimi"ne katıldı. Törende yaptığı konuşmada Erbaş, bugün 2 milyar, geçmişte milyarlarca insanın Müslüman olarak yaşadığını, şu anda hala 6 milyar insanın bu nimetten mahrum olduğunu söyledi.
“2023 yılı Mevlid-i Nebi ve 1461 Hafız Toplu İcazet Merasimi” Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın katılımıyla Hayri Gür Kapalı Spor Salonu’nda yapıldı.
Düzenlenen törene Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, eski Devlet Bakanı Faruk Nafiz Özak, Trabzon İl Müftüsü Selami Aydın, ilçe kaymakamları, belediye başkanları ve davetliler katıldı.
Burada bir konuşma yapan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, bugün dünyada 2 milyar Müslüman olduğunu kaydederek, “Sizin için en büyük nimet nedir diye soruyorum size. ’Müslüman olmuş olmaktır’ olmalı. En büyük nimet bizim için Müslüman olmuş olmamız. Çünkü Kur’an bunu nimet olarak değerlendiriyor. Yeryüzünde ne kadar insana nasip oldu Müslüman olmak. Bugün 2 milyar, geçmişte milyarlarca insan Müslüman olarak yaşadı. Ama şu anda hala 6 milyar insan bu nimetten mahrum. Demek ki yeryüzünün dörtte biri bu nimete ulaşmış durumda. Değerli hafızlarımız, eşref-i ümmet olanlar hafız-ı Kur’an olur, hafız-ı Kur’an olanın hafızı, Kur’an olur, kim Kelamullah’ı ezber eylerse Allah için, hamisi Allah olur, o nail-ı ihsan olur. Sizler de bu 2 milyar Müslüman içerisinde en şereflilersiniz. Ne mutlu size. Yürüyen Kur’an olmak, yaşayan Kur’an olmak, Cenabı Allah son nefesinize kadar hafızlığınızı muhafaza etmeyi nasip eylesin. Siz Kur’an’ı korursanız, Kur’an da sizi korur, siz Kur’an’a göre yaşarsanız Kur’an da size sizden sonra dahi hizmet eder. Biz istiyoruz ki Diyanet İşleri Başkanlığımızda hafızlarımızla hizmet edelim. Bununla kalmayalım. İlahiyat fakültelerimizdeki öğrencilerimiz daha çok hafızlarımızdan olsun. İlahiyat fakültelerinde ana bilim dallarında hoca olan hocalarımız hafızlarımızdan olsun. Hafız hadisçilerimiz, kelamcılarımız, hafız hocalarımız olsun” dedi.
“Biz oryantalist gibi bir dinler tarihçisi değiliz”
Konuşmasında “Biz oryantalist gibi bir dinler tarihçisi değiliz” diyen Erbaş, “Ben dinler tarihi hocasıyım. Kur’an-ı Kerim’de Yahudilikten, Hristiyanlıktan, diğer inançlardan, Tevrat’tan, İncil’den, Hazreti Meryem’den, Hazreti Musa’dan, Hazreti İsa’dan, 25 peygamberden bahseden yüzlerce ayet var. Hiç dinler tarihi Kur’an’dan bağımsız yapılabilir mi? Biz oryantalist gibi bir dinler tarihçisi değiliz. Felsefe hocalarımız da Kur’an’dan bağımsız bir felsefe yapamaz. Çünkü felsefenin bizim medeniyetimizdeki adı hikmettir. 1920’li yıllara kadar İstanbul Darülfünunun Üniversitesi’nin ana bilim dallarından birisinin adı ’hikmet’ idi. Daha sonra hikmet kaldırıldı, yerine felsefe konuldu. İlmü’n Nefs kaldırıldı, psikoloji konuldu. Yani kavramlarımıza sahip çıkalım. Kendi kavramlarımızla konuşalım. Bizim Türkçemiz yeryüzünde en zengin dillerden birisidir. Arapça, Farsça kelimelerle zenginleşmiş muhteşem bir hal almıştır bizim lisanımız. Bunun için sizden bir diğer dileğim çok okumanız. Hafızlığınızı başka kitaplar okuyarak daha zengin hale getirmeniz. Her zaman söylüyoruz ya, bütün kitaplar Allah’ın kitabını daha iyi anlamamız için okunur. Eğer astronomi, jeoloji, yer bilimleri, gök bilimleri bunlar ile ilgili okuduğunuz kitapları, makaleleri Kur’an-ı Kerim’i daha iyi anlayayım diye okursanız sizler ibadet etmiş olursunuz. Kur’an anlamak ve yaşamak için ezberlenir. Kur’an kurslarımıza koyduğumuz Kur’an’ı anlamak programını da bizim daha fazla teşvik etmemiz, daha fazla emek sarf etmemiz gerekiyor. Anlamadığımız takdirde o zaman Kur’an-ı Kerim’den çok fazla istifade edemeyiz. ‘Beşerin derdine derman olur ancak Kur’an, onsuz artık canavardan da beterdir insan’ diyor Mehmet Akif Ersoy. Biz Kur’an ile beşerin derdine derman olacağız. Beşer bizden bunu bekliyor. Yeryüzündeki cehalet Kur’an ile aydınlanmayı bekliyor. Bizler aydınlatacağız Kur’an ile, peygamber varisleri. İşte bizler peygamberimizin varisleri olarak onun bıraktığı yerden bu davayı devam ettireceğiz. Efendimiz Arafat’ta veda hutbesinde yer alan şu asliyeti bizlere yaptı. ’Size iki şeyi emanet bıraktım’ dedi. ’Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu şaşırmayacaksınız: Allah’ın kitabı ve peygamberinin sünneti’ dedi. İşte bizler Allah’ın kitabına sahip çıkacağız, resulünün sünnetine sahip çıkacağız. Onu öğretmek, yaşamak yolunda ömrümüzü geçireceğiz. Son nefesimize kadar bunun için çalışacağız. Hafızlığınız mübarek olsun. Sizleri, hocalarınızı, ailelerini tebrik ediyorum” diye konuştu.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.