Doğadan ilham alınarak gerçekleştirilen tasarım ve ürünleri anlatan Biyomimetri Müzesi, Rami Kütüphanesi’nde açıldı. Doğanın piknik ve mangal alanı olmanın çok ötesinde hem teknolojik anlamda hem de insanlığa çok ciddi katkı sağlayabilecek bir ortam olduğunu anlatan müze 28 Şubat 2024’e kadar ziyarete açık olacak.
Türkiye’de biyomimetik alanında hayata geçirilen ilk kurumsal yapı olan Biyomimetik Merkezi’nin Rami Kütüphanesi’ndeki müzesi 19 Aralık’ta açıldı. “Doğadan ilham alarak gerçekleştirilen inovasyon” anlamına gelen biyomimetik, “tabiat, doğa”yı ifade eden “bios” ve “taklit etmek, ilham almak” anlamındaki “mimesis” kelimelerinin birleşiminden oluşuyor. İnsanların doğada bulunan sistemleri taklit ederek yaptıkları maddelerin, aletlerin, mekanizma ve sistemlerin tümünü ifade eden biyomimetri, bu alanda çalışan Düşün Taşın Derneği tarafından projelendirildi. İstanbul Kalkınma Ajansı’nın desteğiyle hayata geçirilen merkez tarafından kurulan müze, 28 Şubat tarihine kadar ziyaretçilerini ağırlamaya devam edecek.
“Günlük öğrenci ziyaretçi sayısının 5 bin olduğu Rami Kütüphanesi bize kapılarını açtı”
Düşün Taşın Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Selim Çavuş, “İstanbul Doğadan İlham Alan İnovasyon (Biyomimetik) Merkezi, Çatalca’da eski bir köy okulunda kuruldu. Bu köy okulundaki 3 dersliği birini laboratuvar, birini doğayı okuma salonu birini de derslik olarak hazırladık. Koridorunu da müze olarak tasarladık. Çatalca’daki bu okulumuzda depremden dolayı güçlendirme çalışmaları başladı. Bunun için biz gelen talepler doğrultusunda Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin Haliç Kongre Merkezi’nde 23-24-25 Kasım tarihlerinde yapmış olduğu İnovasyon haftasında bu müzeyi ilk defa Çatalca’nın dışına çıkardık. Binlerce hem genç hem akademisyen hem de iş dünyasından insanlar bizi ziyaret etti. Daha sonra günlük öğrenci ziyaretçi sayısının 5 bin olduğu Rami Kütüphanesi bize kapılarını açtı. Ve biz Biyomimetik Müzesi’ni Rami Kütüphanesi’nin 144 numaralı salonunda kurduk. Burada toplamda 5 fonksiyonu anlatmaya çalışıyoruz. Arkamda tekstil, teknoloji ve tasarımı anlatan bölüm var. Rami Kütüphanesi bize 2 bölümden oluşan bir yer tahsis etti. İç bölümde de askeri teknoloji, denizcilik ve havacılıkla alakalı doğadan ilham alınarak üretilmiş teknolojileri ve yaklaşımları anlatıyoruz” dedi.
"Motosiklet kaskı ve buz baltası ağaçkakandan ilham alınarak yapıldı"
Doğadan ilham alınarak yapılan ürünlere örnek veren Çavuş, “Burası kitapların okunduğu bir mekan ama aslında okuma faaliyeti sadece kitaplar üzerinde göz gezdirmekten ibaret değildir. Aslında biz doğayı da okuyoruz. Bir seminere gittiğiniz zaman semineri de okuyorsunuz. Doğayı farklı bir gözle okumayla alakalı biyomimetik, biyomimikri ve biyomimesis alanında yapılmış çok güzel çalışmalar var. Biz onların hepsini toplayıp bir merkez haline getirdik. Bazı örnekler anlatayım size; mesela insanlar tekerleğin plastikten yapıldığını düşünür. Aslında tekerlek kauçuk bitkisinin özünden üretilen o sıvı sayesinde yapılır. Burada çocuklara hem tekerleği gösteriyoruz hem de o kauçuk bitkisini gösteriyoruz. Mesela ağaçkakanı hep karikatür kahramanı gibi görüyorlar ya da çocuklar çizgi filmlerden görüyor. Ağaçkakanın günde 12 bin kez ağaca vuruş yaptığını ve bu kadar vuruş yapmasına rağmen herhangi bir beyin sarsıntısı geçirmediğini anlatıyoruz. Ondan ilham alınarak yapılmış iki tane çok önemli obje var. Bir tanesi motosiklet kaskı diğeri de buz baltası. Bunun nasıl mümkün olduğunu ve ağaçkakandan ilham alınarak bunun nasıl yapıldığını anlatıyoruz. Daha sonra burada etkileşimli olması için çocuklara izlettiğimiz bazı videolar var. O videolardan bir tanesin de 3 tane kuşla yapılan bir deney var. Birinci kuşumuz güvercin, uçuş esnasında ne kadar ses çıkardığını osiloskopla ölçüyorlar. İkinci kuşumuz doğan kuşu, o da uçtuğu zaman güvercine göre nispeten daha az ses çıkarıyor ancak olabildiğince duyulabilecek bir ses. Üçüncü kuş ise baykuş, gerçeği de burada var. Baykuş sessiz bir şekilde uçabiliyor. Bu videoyu çocukla izlettiğimizde ‘Bu mümkün değil, sessiz uçan bir cisim yok’ diyorlar. Biyomimetik Merkezi ve Müzesi buna benzer soruları çocuklara sordurabilmek için kuruldu” şeklinde konuştu.
“İnsanlar doğayı sadece piknik ve mangal yapılan bir alan olarak algılıyor”
Doğanın insanlara sorun çözme becerisi kazandırdığını ifade eden Çavuş, “19 Aralık tarihinde Rami Kütüphanesi’nde açıldık. 28 Şubat 2024 tarihine kadar yaklaşık 3 ay boyunca burada olacağız. Okullardan bu konuyu özel olarak talep edenler, bununla ilgili bizim hazırladığımız müfredatla eğitim almak isteyenlerin taleplerine de biz cevap vermeye çalışıyoruz. Buradaki amaç farkındalık oluşturmak. Ülkemizde maalesef insanlar doğayı sadece piknik ve mangal yapılan bir alan olarak algılıyor. Pandemi sonrasında bütün dünya da öğrendi ki aslında doğa bize çok farklı şeyler anlatıyor. Bize kapılarını açıp hem teknolojik anlamda hem de insanlığa çok ciddi katkı sağlayabilecek farklı konularda da istifade edebiliriz. Biz bu farkındalığı sağlayıp öğrencilerin gündemine, doğaya farklı gözle bakmalarını oradan inovatif şeyler üretebilmelerine imkan sağlayıp onlarda bir ışık yakabilirsek çok mutlu addedeceğiz” ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.