İSTANBUL, (DHA)- Küresel biyoteknoloji pazarı ve bu alandaki veriler konusunda güncel bilgiler paylaşan Biyoteknoloji İhtisas Sanayi Bölgesi (BİOSB) ve Biyoteknoloji Sanayicileri Derneği (BİYOSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ercan Varlıbaş, “Tüm dünyada biyoteknoloji alanında teşvik ve yatırımlar artıyor. Ayrıca Biyoteknoloji Vadisi projesiyle Türkiye de yatırım atağında” dedi.
Uluslararası pazar araştırma şirketi Precedence Research’ün Temmuz 2023’te yayımladığı verileri de kaynak göstererek Dr. Ercan Varlıbaş, “Küresel biyoteknoloji pazar büyüklüğü, 2022'de 1 trilyon 224 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. 2023’te ise bu hacmin 1 trilyon 378 milyar ABD doları olması bekleniyor. Küresel biyoteknoloji pazarı, 2023'ten 2030'a kadar yüzde 12,8'lik Yıllık Birleşik Büyüme Oranı (YBBO) ile büyüyecek. 2030’a kadar yaklaşık 3 trilyon 250 milyar ABD dolar seviyesine yükselecek. 2022'de yüzde 37,76 gelir payına sahip olarak biyoteknolojide iddialı bir konumda bulunan Kuzey Amerika bölgesi, 2023-2030 döneminde de küresel biyoteknoloji pazarına liderlik etmesi yönünde bir yapılanma içerisinde. 2022'de yüzde 23,8'lik bir gelir payı elde eden Asya-Pasifik bölgesi ise biyoteknoloji pazarında en hızlı büyüyen bölge konumunda. Asya-Pasifik, 2030’a kadar yüzde 13,7'nin üzerinde bir büyüme oranına ulaşacak” diye konuştu.
“BİYOTEKNOLOJİ GELECEKTE DAHA DA ÖNEMLİ BİR KONUMDA OLACAK”
Yatırımların gelişmekte olan ülkelerde önemli gelişmelere yol açacağını söyleyen Dr. Varlıbaş, “Özellikle Çin, Japonya ve Hindistan’da biyoteknoloji sektörü yükselişte ve piyasa hükümet girişimleri tarafından yönlendiriliyor. Devlet politikaları kapsamında klinik çalışmaların standartlaştırılması, geri ödeme politikalarının geliştirilmesi ve ürün onay sürecinin hızlandırılması gibi prosesler hedefleniyor. Tüm bu düzenlemelerle sektörde büyüme potansiyelinin oluşturulması planlanıyor. Ayrıca tarımda mahsullerde yeni özelliklerin oluşturulması ve gen dizilimi yoluyla germplazma gibi teknolojilerin geliştirilmesi alanlarındaki çalışmalar da öncelikleri arasında yer alıyor. Hücre bazlı analiz ve Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR) gibi genomik tekniklerin geliştirilmesine yönelik artan yatırımlar da gelişmekte olan ülkelerde önemli gelişmelere yol açacak. Nükleik asit ve protein asit dizilimi gibi tekniklerle üretilen büyük datalar, veri yorumlanmasını ve yönetimini gerektiriyor. Bu verilerle biyoteknoloji gelecekte daha da önemli bir konumda olacak” ifadelerini kullandı.
“BİYOENFORMATİK DE HIZLI BİR ŞEKİLDE BÜYÜYECEK”
İlaçlara olan talep nedeniyle sektörün büyüdüğü ifade eden Dr. Varlıbaş, “Biyoeczacılık, biyoteknoloji pazarına hâkim bir alan. Hastalıkların yükselen prevalansı, ilaçlara olan talep artışı neticesinde sektör büyüyor. Diğer yandan nükleik asit ve protein dizilimine yönelik talep artışı, proteomik ve genomiğin gelişmesi, moleküler biyoloji üzerine çoğalan araştırmalar, biyoenformatik segmenti için de büyüme faktörlerini oluşturuyor. Bu doğrultuda, biyoenformatik de hızlı bir şekilde yüzde 12,6 oranında büyüyecek” dedi.
“BİYOTEKNOLOJİ VADİSİ’YLE DÜNYADA ÖNEMLİ BİR YER EDİNMEYİ HEDEFLİYORUZ”
Biyoteknoloji Vadisi projesinin Türkiye ekonomisi açısından önemine de değinen Dr. Varlıbaş, “Biyoteknoloji Vadisi’yle dünyada önemli bir yer edinmeyi ve önemli bir pay almayı hedefliyoruz. Bu kapsamda, biyoteknoloji üssü olarak tasarlanan İstanbul Biyoteknoloji İhtisas Organize Sanayi Bölgesi’nde (BİOSB) kurulumu süren Biyoteknoloji Vadisi’nde tüm sektörlerden biyoteknoloji alanında katma değer yaratacak firmaların yanı sıra, test ve kalibrasyon merkezleri, teknoloji transfer ofisleri, üniversite gibi endüstrinin tüm paydaşları yer alacak. Biyoteknoloji Vadisi’nde önemli projeler ve katma değerli ürünlerin üretimi gerçekleştirilecek. Biyoteknoloji Vadisi, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın önemle üzerinde durduğu ve her fırsatta vurguladığı ‘Türkiye Yüzyılı’ vizyonunu destekleyecek önemli projelerden birisidir” diye konuştu.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.