Nadir kuş türleri ve Saz Kedisi gibi nesli tehdit altında bulunan türlere ev sahipliği yapan Azap Gölü’ne dikkat çeken EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü; “Azap Gölü Söke avlağı içinden çıkarılarak ava kapalı alan olmalıdır” dedi.
Aydın’ın Söke ilçesinde Avşar ve Yeşilköy Mahalleleri arasında kalan ve Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan olarak kabul edilen Azap Gölü, nesli küresel ölçekte tehlike altında bulunan Tepeli Pelikanlar ve su kuşları olmak üzere, yaz göçmeni leylekler, yırtıcı kuşlar, Saz Kedisi gibi nadir canlı türlerini bünyesinde barındırmaya devam ediyor. Önemli doğal yaşam alanlarından olan bölgenin korunması gerektiğine dikkat çeken Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü, bölgenin ava kapatılması gerektiğini belirtti.
Kuraklık sebebiyle dar alanda yaşam mücadelesi veren kuşların savunmasız durumda olduğuna ve bir de avcılık baskısıyla karşılaştıklarını ifade eden Sürücü; “Aydın ili Söke ilçesi sınırları içerisinde Yeşilköy, Avşar ve Çalıköy yerleşimleri arasında bulunan Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan olan Azap Gölü bölgemizin en büyük tatlı su gölüdür. Yönetim planı olan Azap Gölü’nün güneyinde Bafa Gölü Tabiat Parkı ve yanı başındaki Latmos (Beşparmak) Dağları’yla doğal ve kültürel kaynak değerleriyle bir bütünlük oluşturmaktadır. Buradaki sulak alanın kuşlar için çok büyük önemi bulunmaktadır. Balıkçıllar, kıyı kuşları, ötücüler ve yırtıcı kuşların yaşam alanları sazlıklardır. Buraya yapılacak müdahale, doğrudan ve dolaylı etkiler, ulusal mevzuat ve uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınan kuş türlerinin ve canlıların yaşam ortamlarına zarar verecektir. Azap Gölü’nde dün 200’e yakın nesli tehlike altında olan Tepeli Pelikan kuşları vardı. Yerli turistler gölde balık avlamaya çalışan pelikanların hareketlerini gözlemleyip, fotoğraflarını çektiler. Görsel bir şenlik sunan pelikanları ilk defa görmekten dolayı çok mutlu oldular. Bu güzellikleri görmesi için tavsiye ettikleri bugün göle gelen arkadaşları ve dostları hayal kırıklığına uğradılar. Gölde hiçbir kuş görülmüyordu. Bunun nedeni de sabah gölde yapılan av ve silah sesleri. Azap Gölü Ulusal Öneme Haiz Sulak Alan olması ve nadir kuş türleri ve Saz Kedisi gibi nesli tehdit altında bulunan türlere ev sahipliği yapmasına rağmen hala ava kapatılmamıştır. Azap Gölü Söke avlağı içinden çıkarılarak ava kapalı alan olmalıdır. Gölde yapılacak avcılık, kuş gözlemciliği başta olmak üzere, zengin doğal ve kültürel kaynak değerleriyle geliştirilecek ekoturizm faaliyetlerini engelleyecektir. Bu yıl yaşanan kuraklık nedeniyle kurumaya yüz tutan Azap Gölü’nde yağmurun yağmaması, göl sularının iyice çekilmesine ve kuşların hem besin hem de barınma güçlüğü çekmesine neden olmuştur. Dar alanda yaşam mücadelesi veren kuşlar savunmasız durumda olup, bir de avcılık baskısıyla karşılaşmaktadır” dedi.
“Pelikanlar, Azap Gölü için büyük bir şanstır”
Göl ekosistemine zarar veren canlılarla beslenen tepeli pelikanların Azap Gölü için şans olduğuna dikkat çeken Sürücü; “Av kuşu olmayan ancak silah sesleri nedeniyle göle yaklaşamayan tepeli pelikanlar yaklaşık 3,5 metre kanat açıklıklarıyla bir uçak gibi göle inmekte ve göl ekosistemine zarar veren bir canlıyı da tükettiği görülmektedir. Ülkemizdeki sulak alanları istila eden, yerel türlerimizi yok eden İsrail Sazanı, Pelikanların en temel besinleri arasında olduğu Ege Üniversitesi tarafından izleme çalışmaları sırasında tespit edilmiştir. Bu istilacı türün en çok zarar verdiği türlerin başında da yöre insanlarının Sarıbalık dediği sazan balıklarıdır. Sazan türleri korunabildiğinde 8-10 kilograma kadar büyüdüğü yakalanan balıklardan görülmektedir. Bu nedenle Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü Tepeli Pelikan Tür Eylem Planı kapsamında, pelikanlar için önemli bir dinlenme ve beslenme alanı olan Azap Gölü’nün ava kapatılması teklif edilmiştir. Tepeli Pelikanlar Azap Gölü için büyük bir şanstır. Doğru projelerle yanı başında bulunan Yeşilköy ve Avşar köyünün sosyal ve ekonomik gelişimine önemli katkısı olacaktır. Eğer Azap Gölü için doğru kararlar alınıp uygulanmazsa, bir yandan maden faaliyetlerinin atıkları, bir yandan kuraklığın sonucunda kuruma ve bir yandan da avcılık baskısı buradaki ekosisteme çok büyük zarar verecektir” ifadelerine yer verdi.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.