Yiğit Can HELVACI/İSTANBUL, (DHA) - Salgın hastalıkların artış gösterdiği, gribal enfeksiyonların etkilerinin her yaştan insanı güçsüz düşürdüğü bugünlerde, hastalıklardan korunmak için vitamin takviyelerine sıkça başvuruluyor. Covid 19 pandemisiyle birlikte evde alınan sağlık hizmetlerinin popülerleşmesi, evde serum hizmetine ilgiyi de artırdı. Doğru doz ayarı yapılmadan bilinçsizce alınan bu takviyeler hakkında uyarıda bulunan Doç. Dr. Erdal Dilekçi, “Evde sağlık hizmeti uygulamalarında iğne yapılmaz, serum takılmaz. Doktor gözetimi ve yeterli teknik ekipman olmadan ev ortamında bağışıklık serumu ve vitamin takviyesi yaptırmak, olası bir komplikasyonda hayati risklere kadar varan sonuçlar doğurabilir” dedi.
Kış mevsiminde özellikle toplu ortamlarda bulunmak zorunda kalan kişiler, enfeksiyon kaynaklı hastalık riskiyle karşı karşıya kalıyor. Hastalık riskine karşı bağışıklığı güçlendirmede daha hızlı ve etkili sonuç alınması için ağızdan veya damar yoluyla vitamin takviyesi almanın önemine dikkat çeken Medicana Çamlıca Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. Erdal Dilekçi, bu uygulamalar hakkında şu bilgileri verdi:
“Uzman hekim kontrolünde, doğru planlamalarla yapılan glutatyon, C vitamini, ozon terapi, alfa lipoik asit gibi takviyeler vücudun savunma mekanizmalarını güçlendirmektedir. Kas iskelet sistemi üzerinde güçlü etkileri bulunan ozon terapi, antioksidan kaynağı olması sebebiyle glutatyon, soğuk algınlığı ve grip gibi hastalıklarla mücadelede etkisi bilinen yüksek doz C vitamini, sağlıklı damarlar ve hücre yenilenmesinde katkısı olan alfa lipoik asit gibi takviyeler uzman doktor kontrolünde, kişiye özel planlamalarla, doğru doz ayarlamalarına dikkat edilerek uygulandığında, mevsimin zararlı etkilerinden korunmada yardımcı olabilir. Dikkat edilmesi gereken en önemli nokta; bu takviyelerin bilinçsizce, uzman doktor gözetimi olmadan, kişinin genel sağlık durumu hakkında bilgi sahibi olunmadan alınmamasıdır.”
“YASAL OLMAYAN BİRÇOK UYGULAMA YAPILIYOR”
Son dönemde popüler hale gelen bağışıklık serumları ve vitamin takviyelerinin ev ortamında, sağlık kuruluşlarına gitmeden uygulanmasının çeşitli risklere yol açabileceğini vurgulayan Doç. Dr. Erdal Dilekçi, şöyle konuştu:
“Kişiden kişiye değişen ve alerjik reaksiyonlara sebep olabilme ihtimali olan bu uygulamaların damar yolu açabilen herhangi bir sağlıkçı tarafından, test ve tetkiklerden geçirilmemiş kişilere uygulanması doğru değil. Toplumumuzda evde sağlık hizmeti çok yanlış anlaşılıyor. Genel olarak evde sağlık hizmeti uygulamalarında iğne yapılmaz, serum takılmaz. Tüm bu uygulamaların bir hukuki sorumluluğu olduğundan, Sağlık Bakanlığı tarafından ruhsat verilmiş sağlık merkezlerinde, yetkisi olan kişilerce yapılması gerekir. Evde sağlık hizmeti; yara bakımı, pansuman, sonda takılması gibi işlemlerden öteye geçmemelidir. Herhangi bir komplikasyon durumunda müdahalede bulunulabilecek yeterli teknik ekipman ve uzman gözetiminin olmaması, hayati risklere kadar varan sonuçlarla karşılaşılmasına neden olabilir.”
“KONTROLSÜZCE TAKVİYE ALINMASI ALERJİK REAKSİYONLARA SEBEP OLABİLİR”
Bu konuya ‘Daha önce çok kez yaptırdım, bir şey olmaz’ mantığıyla yaklaşılmaması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Dilekçi, “Bir kişinin şimdiye kadar bu uygulamaları evde veya herhangi bir hastanede sorunsuz şekilde yaptırmış olması, bundan sonra sorun yaşamayacağı anlamına gelmemektedir. Söz konusu vitamin ve serumların içeriğindeki etken maddeler, kişinin metabolizmasında bir süre sonra ihtiyaç arz etmeyebilir ve kontrolsüzce takviye alımına devam edilmesi istenmeyen alerjik reaksiyonlara sebep olabilir” dedi.
“HER İSTEYEN VİTAMİN İĞNESİ YAPTIRAMAZ, 3T KURALINA UYGUNLUK ŞART”
Her hasta için ayrı bir tedavi protokolünün belirlendiğini ve hastaya özel yazılmış reçetelerle planlamanın yapıldığını belirten Doç. Dr. Erdal Dilekçi, “Uzman hekimler, hastane koşullarında hastalar için bir tedavi planlamadan önce gerekli tahlil ve tetkikleri yapar. Örneğin, mevsim hastalıklarından korunmak için kişiye plansızca yapılan yüksek doz C vitamini, böbrek fonksiyonlarını negatif etkileyebilir. Dolayısıyla bu takviyeyi planlamadan önce vücudun tıbbi gereksinimlerini tespit etmek gerekir. Vitamin takviyesi isteğiyle başvuran her hastaya hemen takviye yapılmaz. 3T kuralı denilen ‘teşhis-tedavi-takip’ ilkesine göre yapılan planlamalarla, hasta için gerçek fayda sağlayıcı, doğru kararlar verilmelidir” diye konuştu.
“MUCİZEVİ VAATLERE DEĞİL, TIBBİ DAYANAKLARA İTİBAR EDİLMELİ”
Vücudun bağışıklık sistemini destekleyen güncel uygulamaların tıp literatüründe kanıtlanmış olumlu etkilerinin olduğunu belirten Dilekçi, şöyle devam etti:
“Serum ve vitamin takviyeleri, satıcı şirketler tarafından gerçek dışı etkilerle piyasada dolaşıma sokuluyor. Kişiler, bu gerçek dışı bilgilerden hareketle hem kendileri hem de çocukları için talep oluşturuyorlar. Örneğin, klinik ortamda uygulanan glutatyon tedavisi, ozon terapi, C vitamini takviyesi gibi destekçilerin vücutta bilinen olumlu etkileri mevcut. Ancak altta yatan olası farklı sebepleri göz ardı ederek, yalnızca bu uygulamalardan şifa beklemek doğru olmaz. Bu uygulamalar, genel iyilik halini destekleyecek, vücudun güç kaynağını besleyecek, savunma mekanizmalarının işlevini arttıracak yardımcılar olarak kabul edilmeli. Her biri farklı konularda destek sağlayan bu uygulamalar hastalara önerilirken, mevcut sağlık durumları bir bütün olarak değerlendirilmeli. Önce mevcut sorunları ortadan kaldıracak, sonra sürdürülebilir sağlıklı olma durumuna katkı sağlayacak tedavi planları oluşturulmalı.”
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.