Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Sabri Serhan Olcay, "Hastalık, dünyada yetişkin nüfusun onda birini etkiler ve dünya çapında en yaygın üç ölüm nedeninden biridir" dedi.
Muğla Eğitim ve Araştırma Hastanesi (MEAH) Göğüs Hastalıkları klinik hekimleri tarafından polikliniklere başvuran kişilere ’Dünya KOAH Günü’ çerçevesinde bilgilendirme broşürleri dağıtıldı. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Sabri Serhan Olcay, Dünya KOAH Günü nedeniyle ’kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), hastalığın tedavisi ve sağlıklı yaşam hakkında açıklamada bulundu.
MEAH Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Sabri Serhan Olcay, "Hastalık, dünyada yetişkin nüfusun onda birini etkiler ve dünya çapında en yaygın üç ölüm nedeninden biridir. Tüm dünyada KOAH nedenli ölüm sayısı 2019’da 3,22 milyonu bulmuş ve ölüm sayısı 2007 ile 2017 arasında yüzde 17,5 artmıştır. Türkiye’de 2019 yılında 100 bin kişi başına düşen KOAH ölüm sayısı 32,8 olarak kaydedilmiştir. Bu oran, Avrupa Birliği ülkelerinin ortalamasından yüzde 23,7 daha yüksektir. Tütün dumanı KOAH’ın en yaygın nedeni olmakla birlikte KOAH tanılı kişilerin yüzde 20’sinin sigara içmediği tahmin edilmektedir. Günümüzde tütün kullanımı yanı sıra iç ve dış ortamda fosil yakıtları odun, kömür, petrol, gaz, biyokütle bitki sapları, tezek ve orman yangınlarının dumanına maruz kalma ve hava kirliliği de önemli risk faktörleri arasındadır. Yetersiz beslenme, enfeksiyonlar veya iç ve dış ortam kirleticilerine pasif maruz kalmaya bağlı olarak doğumdan önce ve sonra akciğer gelişiminin geri kalması da KOAH’a yol açabilir.
"Artan tütün kullanımı, yoğun şehirleşme ve kötüleşen hava kalitesi de çoğu düşük ve orta gelirli ülkelerde bu faktörlere maruz kalma riskini artırmaktadır" diyen Olcay, "Risk faktörlerine maruziyetin azaltılması, KOAH’ın gelecekteki yükünü azaltmak için esastır. KOAH erken yaşta başlayabilir ve genç bireyleri de etkileyebilir. KOAH öncesi şartların farkına varılması, önlenmesi, hasta olanların erken teşhisi ve uygun tedavi yaklaşımları önemlidir. KOAH’da en sık görülen yakınmalar; öksürük, balgam, nefes darlığı ve bazı olgularda yorgunluk hissidir. Hastanın yakınmaları hastalığın ilerlemesi ile daha da artarak kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkiler. KOAH’ın tanısı, sağlık kurumlarında basit bir test olan solunum fonksiyon testi ile kolayca konulabilir. Tanının doğrulanması için solunum fonksiyon testi kullanılarak hava akımında azalmaya yol açan tıkanıklığın belirlenmesi esastır" diye konuştu.
KOAH tanısı konulan kişilerin tütün ve tütün ürünlerinin kullanımını bırakmaları, zararlı toz ve gaz içeren ortamlardan, hava kirliliğinden uzak durmaları, sağlıklı beslenmeleri ve günlük egzersiz yapmaları gerektiğini kaydeden Olcay, "Yoksulluk, kırılgan gruplara özel bir yaklaşım ve sağlıkta eşitsizliklerle ile mücadele kitlesel önlemler için önemlidir. İç ve dış ortam hava kirliliğinin azaltılması KOAH’ın gelişimi ve alevlenmesini önleyen koruyucu bir müdahaledir. KOAH hastaları dış ortam aktivitelerini yerel hava kalitesi indeksini takip ederek ona göre düzenlemelidir. Toplumsal müdahale önlemlerinin dışında KOAH tanılı hastaların hava kirliliği bulunan yerlerde maske kullanması yararlı olabilir" ifadelerini kullandı.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.