İsrail’in, İran’da Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Haniye’ye suikast düzenlemesi ve Hizbullah’a saldırıları sonrası bölgede gerilim arttı. Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Mehmet Turan Çağlar, suikasta aynı oranda karşılık vermediği takdirde İran’ın imajının zedeleneceğini belirterek bölgede şiddetin tırmanma ihtimali çok yüksek. İsrail’in Gazze’de sivillere yönelik saldırılarına dünya kamuoyunun tepkisine rağmen devam ettiğni ifade etti.
“İran’a ve bölgedeki güçlere bir mesaj”
Altınbaş Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Turan Çağlar, saldırıları ve bölgeyi nelerin beklediğini değerlendirdi. İsrail’in Haniye suikastıyla hem İran’a hem de bölgedeki güçlere mesaj verdiğini belirten Çağlar, “İsrail, Hamas’ın liderini öldürerek Hamas’a farklı araçlarla destek sağlayan İran’a bir mesaj vermek istedi. İran ve İsrail arasındaki çatışmada İran tarafı genellikle vekil aktörler üzerinden saldırı düzenliyordu. Bunların içerisinde Hizbullah, Hamas, Yemen’deki ve Suriye’deki farklı güçler var. İsrail, İran’a, ‘Bu saldırıların arkasında senin olduğunu biliyorum. Fakat sen artık güvende değilsin. İstediğim zaman, senin başkentinde, kim olursa olsun hedef alabilirim’ mesajı vermeyi hedefledi” dedi.
“İran üst perdeden karşılık vermek zorunda”
İran’ın, uluslararası ilişkilerdeki imajı açısından İsrail’e karşılık vermesi gerektiğini ifade eden Çağlar, şu ifadeleri kullandı:
“Bir taraf saldırdığında diğer tarafın, ‘yeri ve zamanı ben belirleyeceğim’ şeklinde, ölçülülük ilkesi kapsamında cevap vermesi gerekir. Fakat şu çatışmalar bize gösterdi ki İran’ın askeri kapasitesi ve teknolojisi İsrail’in çok gerisinde kalmaya başladı. İran karşılık verme talebinde bulunacaktır fakat bu talep toplum tarafından tatmin edici bulunmazsa İran’ın bölgedeki imajı sarsılacaktır. İran’ın üst perdeden bir saldırı düzenlemesi gerekiyor ki ‘Ben İsrail’e denk güçteyim, İsrail’e gücüm yeter’ mesajını verebilsin.
“İsrail’e karşı gerçekleştirilecek saldırıların boyutu önemli” diyen Çağlar, “İsrail genelde kendisine yapılan saldırıya fazlasıyla ve şiddeti yaygınlaştırarak cevap veriyor. İran ve Hizbullah, daha sakin bir politikayla, daha küçük bir saldırı mı düzenleyecek yoksa intikam mı alacak? İran el yükselttikçe İsrail de yükseltmeye devam edecektir. Bu yüzden şiddetin tırmanma ihtimali çok yüksek” diye konuştu.
Bölgedeki gerilime Türkiye dahil olur mu
Dr. Mehmet Turan Çağlar, bölgesel ölçekte diğer aktörlerin daha temkinli olduğunu belirterek, “Türkiye fikri olarak bu çatışmanın bir tarafı ancak fiziki olarak bir tarafı olmayacaktır. Hamas’ı destekliyor ve İsrail’in yanlış politikalarını eleştiriyor. Bunu yaptığı genelde ekonomik veya diplomatik yaptırımlar üzerinden gerçekleştiriyor” dedi.
“Bu suikast ABD’nin işine geldi”
ABD’nin bölgedeki en büyük düşmanının İran olduğunu hatırlatan Dr. Çağlar, bu nedenle İsrail’in bu saldırısının ABD tarafından memnuniyetle karşılanmış olacağını belirterek, “İsrail ABD’ye aslında ‘Ben senin bölgedeki en büyük müttefikinim hatta senin düşmanlarınla bile savaşıyorum’ dedi. İsrail, Hamas liderini Katar’da veya Suudi Arabistan’a öldürseydi ABD buna tepki gösterebilirdi. İran’da öldürdüğü için ABD’nin de belirli ölçülerde işine geldiğinden dolayı ses çıkartmıyor” dedi.
İsrail’in hem Lübnan’da hem İran’da hemen hemen eş zamanlı saldırı düzenlediğine dikkat çeken Çağlar, “İsrail bu saldırı planlarını bir süredir düşünüyor. ‘İsrail, Hizbullah’la savaşa girerse zayıf düşer’ yorumlarına cevap vermek için eş zamanlı olarak bu saldırıları düzenledi” ifadelerini kullandı.
“İran, güvenlik zafiyeti mi yoksa sızıntı mı var cevap vermeli”
Suikastın füze ile değil, Haniye’nin Tahran’da kaldığı binaya 2 ay önce yerleştirilen uzaktan kumandalı bomba ile yapıldığı iddiasıyla ilgili olarak ise Dr. Çağlar dikkat çeken değerlendirmede bulundu:
“Bombanın iki ay öncesinden Haniye’nin kalacağı konuta yerleştirildiği iddiası İran’ın güvenlik zafiyetinin yanı sıra, İran güvenlik güçlerinde sızıntı olduğu şüphesine yol açıyor. Eğer iddia edildiği gibi Haniye’nin ölümüne yol açan bomba çok öncesinden yerleştirildiyse, İran güvenlik güçlerinin bu süre zarfında bombayı tespit ve imha edememesi, İran güvenlik güçlerinin zafiyetini ortaya çıkarmaktadır. İsrail’in Haniye’nin İran programını ve kalacağı konutu İran içinden sızıntı olmadan bilmesi çok mümkün değil. İster füzeyle, ister hava saldırısıyla, ister uzaktan kumandalı bombayla gerçekleşsin bu saldırı, İran güvenlik güçlerinin yapısıyla ilgili önemli soru işaretleri doğurmakta. Hele ki bahsettiğimiz güvenlik güçleri, devletin en üst yönetim kademesini korumakla mükellef ise güvenlik zafiyeti, İran’ın bölgedeki imajına da fazlasıyla zarar verme potansiyeline sahip. Fakat uzaktan kumandalı bomba ile suikast gerçekleştiyse güvenlik güçlerindeki sızıntı meselesi de önemli bir konu haline geliyor. İran’ın cevaplaması gereken konu, bu suikast bir zafiyet sonucunda mı gerçekleşti, yoksa zafiyetin yanında güvenlik güçlerinde sızıntı da var mıydı?”
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.