Orman Genel Müdürlüğünce düzenlenen İklim Değişikliği Sürecinde Orman Yönetimi Çalıştayı, iklim kriziyle bağlantılı sorunların çözüm
yollarına ilişkin görüşlerin yer aldığı taslak raporun hazırlanmasıyla sona erdi.
Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce Antalya’da bir otelde gerçekleştirilen ‘İklim Değişikliği Sürecinde Orman Yönetimi Çalıştayı’ sona erdi. Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Veysel Tiryaki, Orman Genel Müdürü Bekir Karacabey, akademisyenler, kamu ve özel kurum temsilcileri ile davetlilerin katıldığı çalıştay üç gün sürdü. Üç gün boyunca süren oturumlarda onlarca akademisyen, iklim değişikliği sürecinde orman yönetimi konusunu ele aldı. İklim değişikliği ile mücadelede azaltım, uyum, doğa temelli çözümler, gen kaynakları, karbon yutak kapasitelerinin geliştirilmesi, artırılması ve karbon ticareti konularındaki sunumların ardından üç çalışma grubu, oturumlar gerçekleştirdi.
Yapılan oturumlarda öne çıkan öneriler ise çalıştay raporuna dönüştürüldü. Raporda, karbon tutma ve depolaması süreçlerinin tümünde ormanların başta dirençliliği olmak üzere uyum kapasiteleri ve ekosistem hizmetlerinin sürdürülebilirliği konularına dikkat çekildi. Bu kapsamda başta karbon, biyoçeşitlilik ve su üretimi olmak üzere ekosistem hizmetlerin idare süresi, işletme amaçları, kriterleri, silvikültürel esasları, optimal kuruluş gibi teknik esaslarının sürekli geliştirilmesi, güncellenmesi ve uygulamaya yansıtılması gerektiği vurgulandı.
Sera gazı envanterinde sürekli iyileştirme
Ulusal sera gazı envanterinde orman kategorisi ve geniş çerçevede arazi kullanımı, arazi kullanım değişikliği ve ormancılık sektöründe ölçme, raporlama ve doğrulama süreçlerini güçlendirecek, belirsizlik düzeyini azaltıcı üst seviye hesaplamaların geliştirilmesinin yerinde olacağı belirtilen raporda, “Bu kapsamda orman bölgesi, il, havza alt bölümlerinde aktivite verisi ve yöresel emisyon faktörlerinin iyileştirilmesi ile hesaplama seviyesinin yükseltilmesi, tüm ekosistem tiplerini, karbon havuzlarını, özellikle toprak organik karbonunu ve faaliyetleri yansıtacak şekilde detaylandırılması, orman amenajmanıyla uyumlu şekilde ve özellikle yeni uzaktan algılama teknolojileri ile sürekli bir geliştirme sürecine tabi tutulması gerektiğinin altı çizilmiştir” denildi.
Raporda, ormancılık sektörüne özgü bir karbon sertifikasyonu ve kredilendirme mekanizmasının ciddi bir teknik altyapı ve kapasite gerektirdiği hatırlatılarak, Orman Genel Müdürlüğü başta olmak üzere sektörün ilgili paydaşlarının bu konudaki teknik, yasal ve idari çalışmalara destek vermeye ve tüm olasılıkları uluslararası örnekleri de dikkate alacak şekilde teknik toplantılara devam etmesinin yerinde olacağı kaydedildi.
“Şehir içi orman alanları artırılmalı”
Ulusal net sıfır hedefine ulaşılması için yutak kapasitesinin başta orman olmak üzere tüm arazi kategorilerinde artırılmasının gerektiği ifade edilen raporda, şöyle devam edildi:
“Bunun için doğal yaşlı ormanların korunması, korunan alan miktarının artırılması, tarım alanlarında tarımsal ormancılık, galeri kavakçılığı, sucul ortamlarda karbon depolama ve yapay sulak alanlar, rüzgar perdeleri gibi doğa temelli çözümlerin yaygınlaştırılması büyük öneme sahiptir. Ayrıca şehir içi orman alanlarının artırılması hem azaltım hem de uyuma katkı sağlayacaktır. Tüm bu faaliyetleri destekleyecek ve güçlendirecek bir eylem planının hazırlanması yararlı olabilir.”
“Ormancılıkla ilgili yasal düzenlemelerde değişiklikler yapılmalı”
“Ekosistemlerde karbon depolamasını en üst seviyeye taşıyacak bir ormancılık anlayışı yanında, orman ürünleri sektöründeki döngüselliği ve katma değeri artıracak sektörel yapılanmanın ve tüm yaşam döngüsündeki ağaçlandırma, ithalat-ihracat, ahşap malzemenin kullanımını yaygınlaştırılması gibi yeşil dönüşüm için ihtiyaç duyulan tüm mevzuatın geliştirilmesi gerekmektedir” ifadelerine yer verilen raporda, ayrıca orman alanlarında verilen yenilenebilir enerji dahil izinlerin azaltılmasına yönelik olarak ormancılıkla ilgili yasal düzenlemelerde değişiklikler yapılması gerektiği belirtildi.
Raporda, başta Orman Genel Müdürlüğü olmak üzere sektörün tüm paydaşlarında iklim değişikliği ve özellikle karbon yönetimi konusunda teknik kapasitesinin artırılması ve farkındalık faaliyetlerine hız vererek devam etmesinin önemine değinilerek, bu kapsamda kurumsal karbon ayak izini azaltmayı taahhüt edilmesinin kurumsal imaj açısından yararlı olabileceği anlatıldı.
Kurumsal Eylem Planı’nın oluşturulmasına temel oluşturacak
İklim değişikliği odaklı bir araştırma müdürlüğü kurulması önerilen raporda, şunlar yer aldı:
“Ar-Ge ve inovasyon sektör genelinde yapay zeka, dijital ve hassas ormancılık, uzaktan algılama gibi teknolojileri yutak alanı artırma ve izlemeye ve mümkünse diğer ülkelere ihraç etmeye yönelik Ar-Ge faaliyetlerine destek artırılmalı. Ayrıca iklim değişikliğinin ekosistemlere etkileri ve ileriye yönelik karbon stok ve azaltım projeksiyonları projeleri önceliklendirilmeli.”
Öte yandan raporun küresel gelişmeler, Paris İklim Antlaşması ve hazırlanmakta olan İklim Kanunu ile Ulusal İklim Eylem Planı çerçevesinde Orman Genel Müdürlüğünce oluşturulması hedeflenen Kurumsal Eylem Planı’nda temel araç ve doküman olarak değerlendirileceği bildirildi.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.