Tuçe GÖLCÜ- Güven USTA/İSTANBUL, (DHA) - Azerbaycan ve Ermenistan arasında 1988-1994 yılları arasında süren Birinci Dağlık Karabağ Savaşı'na gidip o günlere tanık olan Milliyet Gazetesi'nin köşe yazarı Tunca Bengin, 30 yıl sonra yeniden aynı bölgede bulunarak yaşanan savaşın izlerini karşılaştırmalı olarak anlattığı yazı dizisi hazırladı. O dönemde ailelerin yaşadıkları acıları bizzat gören Bengin, seneler sonra aynı ailelere ulaşarak hikayelerini okuyuculara sundu. Yazı dizisinde bölgenin tarihi değişimini de anlatan Bengin, "30 sene önce gittiğim yerlere tekrar gittim ve neler yaşandığını bizzat gördüm. Şuna tanık oldum ki kadınların yüzleri artık gülüyor" dedi.
Gazeteci Tunca Bengin'in o dönem yaşanan olayları 30 yıl öncesi ve sonrası olarak ele aldığı yazı dizisinin ilk bölümü 'Kadınların yüzü artık gülüyor' başlığıyla bugün Milliyet Gazetesi'nde yayınlandı. Köşe yazarı Tunca Bengin, 6 gün sürecek yazı dizisine yönelik bilgi verdi.
Okuyucuların, bundan sonraki yazı dizisinde Şuşa'ya ve Füzuli'ye giden ailelerin hikayesini okuyacaklarını aktaran Bengin, “Füzuli'de şu anda kısıtlı şekilde yerleşim başladı. Okuyucularımız 30 sene önce kaçan aileleri yıkıntı evlerinin önünde görecek. 30 sene sonra aynı aileyi bulduk, onlarda yeni evlerinin camından eski yıkıntı evlerini görüyorlar. Aynısı Şuşa için de geçerli. Şuşa'da da Cıdır Düzü denilen bir yer var orası her Şuşa'lı için kutsal sayılan bir yer. Yine orada Ermeniler camileri ahır olarak kullanıyorlardı, şimdi hepsi restore edilmiş ve bütün camilerde şükür duası okunuyor. Bütün Karabağ bölgesi yeniden restore ediliyor. Bütün her yer hala mayın dolu ve Karabağ'da zafer yolu denilen hatta ve hemen hemen her yerleşim yerin önünde şehit anıtı var ve o şehit anıtlarının hepsinin önünde de Azerbaycan ve Türk toprakları yan yana dalgalanıyor. Bizim Milliyet Gazetesi'nde yansıtmak istediğimiz şeyler bunlar" diye konuştu.
“GAZETECİLİKTE KARŞILAŞTIRMA ÇOK ÖNEMLİ"
Milliyet Gazetesi'nde bundan önce de Güneydoğu terörüyle ilgili 30 yıl önce ve 30 yıl sonra diye bir röportaj dizisi hazırladığını söyleyen Bengin, “Bu olayların önemi şuradan kaynaklanıyor; ben 30 yıl önce Güneydoğu'daki terör olaylarını da yakından izlemiştim, başından sonuna kadar hep oradaydım. Orada yaşananlara birebir tanıklık etmiştim. Şimdi de 30 yıl sonra gidip ne oldu, neler değişti ? bütün amacımız buydu. 30 yıl öncesi ve 30 yıl sonrası fotoğrafını vatandaşlara göstermekti. Gazetecilikte karşılaştırma çok önemlidir” diye konuştu.
“AZERBAYCAN TOPRAKLARINI GERİ ALDI”
Azerbaycan'da 2 olay yaşandığını ifade eden Bengin, “Bunlardan bir tanesi Bakü merkezli olarak darbelerin, krizlerin yaşandığı bir süreçti ve bununla bağlantılı olarak Ermenistan, dış güçlerin de kışkırtmasıyla bunu fırsat bildi ve Karabağ'ı yani Azerbaycan topraklarını işgal etmişti. Birleşmiş Milletlerin 4 tane kararı olmasına, 'Buralar Azerbaycan toprağıdır' demesine rağmen Ermenistan işgal ettiği toprakları Azerbaycan'a vermiyordu. Daha sonra 44 günlük savaşla Azerbaycan hayatlarını, canlarını ve kanlarını ortaya koyarak topraklarını geri aldı. Sonra da 24 saatlik bir anti terör operasyonuyla bu durum tamamlandı, şu an Karabağ Azerbaycan toprağı. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev 'Karabağ Azerbaycan toprağıdır' diyerek damgasını vurdu” ifadelerini kullandı.
“BU SEFER GÖRDÜK Kİ KADINLARIN HEPSİNİN YÜZÜ GÜLÜYOR”
O günlerde Karabağ'da olduğunu söyleyen Bengin, şunları ekledi:
“Yani Karabağ işgal edilirken Şuşa, Füzuli, Terter, Kelbecer, Ağdam düşerken ben başından beri oradaydım. Oradaki bütün dramı o insanların kaçarken neler yaşadıklarını yokluğu, sefaleti hepsine bir gazeteci olarak tanıklık ettim. Buralara şu anda giriş yasak. Azerbaycan topraklarını geri aldı fakat Ermeniler her yere mayın döşedikleri için çoğu yer mayınlı arazi, o nedenle de güvenlik nedeniyle girişler yasak. Mayınlardan temizlenen yerlere belli miktarda girişler sağlandı. Bazı vatandaşlar evlerini görebilmek için özel izinle şimdi oralara gidiyorlar. Biz de Milliyet gazetesi olarak bu topraklarda ne oluyor? Ne bitiyor? göstermek istedik. Ben de özel izinle 30 sene önce gittiğim yerlere tekrar gittim ve neler yaşandığını bizzat gördüm. Şuna tanık oldum ki; kadınların yüzü gülüyor. Özellikle kadınlar burada çok önemli. Çünkü Ermeniler özellikle kadınları ve çocukları katlediyorlardı, tecavüz, öldürme gibi çok büyük işkenceler yapıyorlardı, o dönem kadınlar çok acı çekti. Bu sefer gördük ki kadınların hepsinin yüzü gülüyor. Biz burada iki fotoğrafı yan yana görüyoruz. Bizim yazı dizimizde iki fotoğraf göreceksiniz. Yazı dizimiz Milliyet Gazetesi'nde bugün başladı, 6-7 gün süreyle devam edeceğiz. Burada ki amacımız da şu; çekilen o dramı göstermek, sonra da bugün ki gülen yüzleri göstermek. Aynı zamanda en güzel tarafı da şu Karabağ'ın her yerinde, Azerbaycan topraklarına girdiğiniz andan itibaren Azerbaycan ve Türk bayrakları yan yana dalgalanıyor. Çünkü başından beri Türkiye kardeş Azerbaycan'ın yanında durdu.”
“AZERBAYCAN’DA MİLLİ KAHRAMAN İLAN EDİLEN BAGİROV'UN HAYATINI GÖRECEĞİZ”
Gazeteci Tunca Bengin, “Azerbaycanlılar, 1991 yılında bu Ermeni saldırıları başladığı zaman çok sıkıntılı günler yaşıyordu. O zaman gönüllüler ordusu diye bir direniş ordusu kurulmuştu. O zaman da onların başında Allahverdi Bagirov vardı. Direniş hattı Ağdam'da kurulmuştu. Bagirov, eski Ağdam Spor Futbol takımının kaptanı ve aynı zamanda kulüp başkanıydı. Savaş başlayınca savaşın komutanı oldu. Ben o zaman 1992 yılının Mart ayında Ağdam'a gittiğimde o karargahta kendisiyle görüşmüştüm. Karargahına girdiğimde arkasındaki duvarda Azerbaycan ve Türk bayrakları ve hemen yanı başında Atatürk'ün posteri vardı. Atatürk'ümüzün 'yurtta sulh cihanda sulh' sözleri de orada yer alıyordu. Ben döndükten 2 ay sonra Bagirov mayına basarak yaşamını yitirmişti. Bu gidişimle onun mezarını da buldum. Zaten milli kahraman ilan edildi. Bu dizi de onun hayatını da göreceğiz ve onu anmış olacağız” dedi.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.