Ankara’nın Keçiören Belediyesi öncülüğünde gerçekleştirilen “Ankara Buluşmaları” başlıklı bilgi, analiz ve değerlendirme toplantılarının ikincisi yapıldı.
Ankara’nın kentsel altyapısından, sosyal ve kültürel hayatına kadar mevcut yapısının analiz edilmesi ve modern dünyada geçerli olan metropol şehir perspektifinden değerlendirmesi üzerine kurgulanan toplantılar serisinde bu hafta “Günümüz Dünyasında yaşanan İklim Değişiklikleri ve bu etken çerçevesinde kent planlanması, kent yönetimi ve Geleceğin Ankarası” konuşuldu.
İlçedeki Estergon Tür Kültür Merkezi’nde düzenlenen, açılış konuşmasını Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok’un yaptığı toplantıda, konuşmacı olarak yer alan Ortadoğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Balaban ve Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı İklim Değişikliği Başkanlığı Başkan Yardımcısı Dr. Tuğba Dinçbaş, “iklim değişikliklerinin kentler üzerine etkisi ve geleceğin Ankara’sını bekleyen sorunlar ve çözüm önerileri” üzerine görüşlerini bildirdiler.
“Belediye Başkanları kentin geleceğinden sorumludur ve vebal sahibidir”
Toplantının açılış konuşmasını yapan Keçiören Belediye Başkanı Turgut Altınok, İklim değişikliğiyle birlikte oluşan afetlerin kent hayatını olumsuz etkilediğini ve önlemlerin ivedilikle alınması gerektiğini belirterek, “Kenti yönetmek için gelenler sadece görevde bulundukları 5 yıldan değil, kentin geleceğinden sorumludur. Vebal sahibidir. Çocuklarımıza ve torunlarımıza yaşanabilir bir kent bırakmak istiyorsak kenti her anlamda ve alanda yarınlara hazırlamak gerekmektedir. Kent planlamasında yaşanan sorunlar, kentin jeolojik gelişiminin bilinmemesinden, planlamaların dönemlere göre ve parçalı olarak yapılmasından, kentin gelişim akslarının doğal haline bırakılmasından ve toplu taşıma sistemlerinin geliştirilememesinden kaynaklanmaktadır” dedi.
Ankara’nın 5 yılı kaybedildi ve geleceği de yara aldı”
Yerel yönetimlerin ellerinde büyük imkanlar olduğunu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın belediye başkanlığından gelmesi nedeniyle belediye yasaların düzenlenmesindeki öncülüğü ile belediye başkanlarının imkanlarının arttırıldığına dikkati çeken Altınok, şunlar kaydetti:
“Param yok, bütçem yok, yetkim yok gibi mazeretleri kabul etmek mümkün değildir. Çünkü mali kaynaklar yeterlidir. Yeter ki kent yöneticisi kentini sevsin. Yaşadığı şehri sevsin, milletine hizmet enerjisi ve aşkı olsun. Hepsi yapılır. Belediye başkanı, başkanlığı bir makam ve kendisi için bir prestij yeri olarak görüp rahatına bakarsa, kente ve kentin geleceğine ihanet eder. Çünkü belediye başkanı sadece seçildiği 5 yıldan değil, kentin geleceğinden de sorumludur. Mazeret üreterek iş yapmamak istiyorsan, sadece rahatını düşünüyorsan başkanlık yapmayacaksın. Belediye başkanlığı kişisel hırs ve kariyer makamı değildir. Vebal vardır. Ankara bu kişisel kaprisler ve beceriksizlikler sebebiyle 5 yılını kaybetti. Sadece geçen 5 yıl değil geleceğinden de kayıplar yaşadı. Uzmanlarımız anlattılar; iklim değişikliği bugünün konusu değil 1980’lerden itibaren dünya gündeminde olan bir konudur. Bu konunun gittikçe risk düzeyi artıyor. Dünya çabalıyor. Kentlerimizi dönüştürelim ve modern teknolojilerle yenileyelim diyor. Afet ve krizlere hazırlıklı olmalıyız ama Ankara’da kıpırdama bile yok. Başkanlık binası, sıcaklığa kendini kaptırmış rehavet, yavaşlık, tembellik ve beceriksizlikle gün dolduruyorlar.”
“Ankara süratle geleceğe hazırlanmalı”
Ankara’nın geleceğini korumak için yapılması gereken çalışmalara ilişkin önerilerde bulunan Altınok şunları söyledi:
“Ankara’nın, riskler ve gelişmeler doğrultusunda mevcut yapısının süratle analizlerinin yapılarak geleceğe hazırlanılması gerekmektedir. İlk olarak; uzun vadeli kent planlamasının yapılması lazım. Daha sonra acil günlük hayata müdahale edilmelidir. Ankara, kent içi kişisel taşıt kullanımında ilk sıralarda olan bir kent. Bunun sebebi, şehirde toplu taşıma yok. Herkes kendi aracıyla yola çıkıyor. Bu hem fosil yakıt tüketimini arttırıyor hem de şehir maliyetlerini artırıyor. Ankara’da metro altyapısı sistemi kurulmadı. Metroyu bırakın metrobüs veya normal otobüs taşımacılığı sistemleri dahi kurulmadı. Mevcut ağları güçlendirici ara sistemler oluşturulmadı. ODTÜ, Bilkent, Hacettepe, Başkent Üniversitesi, Bilkent Şehir Hastanesi gibi günlük hayatın yoğun olduğu merkezlere bağlantılı sistemler geliştirilmedi. Aynı şekilde diğer metro istasyonlarına bağlı raylı ya da toplu sistemler maalesef yok. Ankara’nın gelişim akslarının altyapıları tamamlanamadı. Yağmurlarda kentin birçok noktasının ne hale geldiğini görüyoruz. Bu riskleri engellemek için yeşil alanların öneminden bahsetti hocalarımız. Büyükşehir’e bakıyoruz, bu alanda da planlı ve kalıcı bir çalışmayı göremiyoruz. Ankara’da bitkisel koruma alanını oluşturmak zorundayız. Sıcaklık dalgalarını durduracak bu projeler hayata geçirilmeli.”
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.