Kestanenin geleceği tehlike altında

Aydın, Türkiye'nin önde gelen kestane üretim merkezlerinden biri olarak bilinirken, kestane üreticileri için en büyük sorunlardan biri, halk arasında "katil arı" olarak anılan gal arıları oldu. Özellikle Köşk ve çevresindeki kestane ağaçları, bu yıl gal arılarının saldırısı nedeniyle büyük bir tehdit altında bulunuyor. Köşk Ziraat Odası Başkanı Levent Güler, gal arıları sorununun çözülmesi için yetkililerden ve üniversitelerden yardım talep ediyor.

Gal arıları, ilk kez 2014 yılında Yalova'da görüldü ve daha sonra İzmit ve çevresinde de tehdit oluşturmaya başladı. Şimdi ise Aydın, Türkiye'nin kestane deposu olarak bilinen bu özel ürününü korumak için mücadele veriyor. Köşk Ziraat Odası Başkanı Levent Güler, kestane ağaçlarının, gal arılarının sebep olduğu hastalıklar yüzünden her geçen gün kurumakta olduğunu vurguluyor. Gal arıları, kestanelerin meyve döneminde, yani Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında meyvelere büyük zarar veriyor. Bu zararlı böcekler, çiçeklere yumurta bırakarak çiçek oluşumunu engelliyor ve bu da kestanenin kalitesini ve verimini önemli ölçüde azaltıyor. Bu nedenle, gal arılarına karşı etkili bir mücadele yapılması gerekiyor.

Gal arıları, ilk olarak Çin'de ortaya çıktı ve daha sonra Japonya, ABD ve İtalya'da da görüldü. Türkiye'de ise bu zararlı böceklerin yaklaşık 9 yıldır varlığı biliniyor. Köşk Ziraat Odası Başkanı Güler, kestanenin korunması için gal arılarına karşı mücadelede faydalı böceklerin kullanıldığını ancak bu konuda net bir bilgiye sahip olmadıklarını belirtiyor. Bu nedenle, sorunun çözümü için yetkililerden ve üniversitelerden destek bekliyorlar.

Türkiye'nin en yoğun kestane üretiminin Aydın'ın Köşk ve çevresinde gerçekleştiğini belirten Güler, kestanenin sadece bölge ekonomisine değil, ülke ekonomisine de önemli katkılar sağladığını vurguluyor. Bu nedenle, gal arılarına karşı mücadele için etkili yöntemlerin geliştirilmesi gerektiğini ve bu yönde herkesin destek vermesinin önemli olduğunu ifade ediyor. Bu mücadele için faydalı böceklerin kullanılması veya alternatif yöntemlerin bulunması gerektiğini dile getirerek, kestanenin geleceğini korumak için bu soruna acil bir çözüm bulunması gerektiğini sözlerine ekliyor.