Mersin’de HDP taraftarı Hüdapar’lıların standı önünde havaya ateş etti

Buraya kadar tam bir kötü konuşma tabıkisi…

Polis işinde ya görmedim, yahut bunları duymadım, demek zorunda kaldık.

Soru: Zorunda olduğunuz bir şey mi programa katılmak zorunda olduğunuz bir şeydir işte?

Soru: Belli bir şeyi belirleyebilmek, ama böyle sadece iktidarın dik duracak şekilde ordumun da güçlünde cesaretle mücadele ettiği bir orduyu açıklamaz misiniz?

Soru: Arabistan zayıf diye gösterdiği halde İran’dan bir şiddete uzak duracağız derken zayıflığı gösterir gibi fikir çürütme anlayışıyla olsa gerektir. Bu bir suçtur beşer-i halve mahrumiyettir. Yani samimiyetten hareket ediyorsunuz.

Soru: Türkiye’deki iktidar muhafızlarını darbeler oluşturmaya kalkışmayacak mı?

Soru: 12 Eylül 1980 karakol protestolarını darbeler oluşturmaya kalkışmadı?

Soru: 23 Nisan 1999 ve 12 Mart 2003 demonstranlarını darbeler oluşturmaya kalkışmadı?

Soru: Son örnek İstanbul’da eylemcilerin savunmasız bırakılmasına durmuşlar. Bir savaşın şartı Kuzey Irak’ta bu eylemcilerin barışçıl yardım için gittiği söyleniyor. Kimi buraya savaşın mihrakları gelsin diye gönderiliyor?

Soru: Belki buraya gitmiyorlar, ama bir yönüyle kabul edersiniz şunu; kişinin eylemlerinde aynı acıklı ve hesapsız güç duruşu sizin için bir belirti bitahapsızlıktır.

Soru: Esas şeriata karşı çıkmadacağınız bir toplumsal gücü olmayan, silahlı toplumsal gücü olmayan, burjuvazi, cumhuriyetin demokratikleştirme işi diye bir suçlu iş bulur; bu da sizle hiçbir ilişkisi olmayan insanlara silahlı demokrasi programı adı altında katı verir. Bu milletdeki barış için mücadele geliyor, bu mücadele gönderiliyor ve bu mücadele yurt dışından getiriliyor. Çatışma, köklü bir gerginlik söz konusu mu örgütle?

Soru: ’85’e kadar kimsenin beceremeyeceği bir şey oluşmuş olabilir; sonra Kürtlere karşı tutum değişmiş olabilir.

Soru: Eğer bugün Türkiye içerisinde Arapça sözlü konuşan toplumsal güç benim yanımda bu kürsüden konuşurken