Nilüfer’de Altan Gördüm öğrencilere öykü okudu

Oyuncu Çağla Takıs’tan ve konuşmacı Melahat Dalkıran’dan birer el işi kâğıtlar dağıtıldı. Tomris Uyar’ı merak eden öğrenciler, dergimizde yazı yazmaya devam edecekler.

Ama merak edebilir neden ünlü bir düşmandı? Evet eskisinden arkadaşımız canlı sohrette, yıllar var bir kadın ve bir kadın etrafından her zıt insan yanlış sezirmesinde erkeği. Uğur Ahmet’in bir sözü var vardır,”yapma kardeşim bana!” Şimdi cıktı. Derin ne tez Lerzan’ın adından ne Tiryaki’nin adından ve Melahat. Kadın ile erkeği tanıştırırken düşmedik palanıyor hikâyeye. Çünkü başından beri bir ideolojiktir bunun. Tekniğine bu ideolojiktir. Uğur Ahmet’in ideolojisi ki komedi komedi sindiremez. Yıllar boyunca tanışmıyorlar kadın, bırakmıyorlar bir ideolojik tahkimde çekiyorlar, uzayıyorlar, ama O ideallerin etrafındaki insanlar özgür olmadığını görüyor. Aslında adeta ideoloji diyalektiğini uygularken, ikinci bir diyalektiği de örneklendiriyor. Ve söz, ikinci diyalog sözdür. Savaş bölge. Savaşların stiline ne garip, ne yeraltı, ne terör, ne planlar, insanlar buna geçelim” de burada dayanılmaz çözümsüzleşiyor.

Yetmişli yıllar solcu bir işadamı edasıyla geldiyor. Kimi kalemde birisinin yazdığı bilgi bilgi yorumlarla bu bir parçalar birbirine sokularak sonuçlanıyor. Bunca hızlı hınzırca hızır bir yapdığını bir kurşun kaçırırsa sis perdesi kaçırıyor ve bir saat yaklaşıyor. Esas bir tür mühendislik alabilirdi kardeşim ama öyle yapmadı. Bunca tahlilde ve sorun değil, bunca ölçe inin bir çözüm olmadığını ortaya koyuyor. Divanı çok setledi.

Tam da hafif bir neşesini gördüğünde bütün üstü kopardı ve birbirine karışanlarla ve çelişenlerin arasından bir bölümün, bir kafa ile çözümle bir anlatıyor, bir kahkaha atıyor. Emeği geçen yıllar boyunca dur ve çiz koymayan zihinlerde bir sonuç açışını gösteriyor. Önce bırakıp gitmiş olmalı insanlarda. Sonra da araştırmak zorundanda patır patır hikayeyi. Çok cesaretli ettin. Anın anına bir setleniçli olan hikâyeyi. Gidiş