Denizli Özel Egekent Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Nail. Özhan, akciğer kanserinin en önemli risk faktörlerinden birinin sigara içmek olduğunu belirterek; “Kanser hücrelerinin belirli özelliklerine yönelik olarak geliştirilmiş ilaçlar, daha az yan etkiyle çok daha yüksek başarıyla sonuçlanabiliyor” dedi.
Denizli Özel Egekent Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Nail. Özhan, 1-30 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Ayına dolayısıyla yaptığı açıklamada önemli uyarılarda bulundu. Uzm. Dr. Nail. Özhan “Her yıl Kasım ayında, dünya genelinde akciğer kanseri farkındalığını artırmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Akciğer kanseri, en yaygın kanser türlerinden biri olup, dünya genelinde kanser kaynaklı ölümlerin en büyük nedenidir” dedi.
Akciğer kanserinin en önemli risk faktörlerinden birinin sigara içmek olduğunu ifade eden Uzm. Dr. Nail. Özhan, “Pasif içicilik, hava kirliliği, zararlı kimyasallara maruz kalma ve genetik yatkınlık gibi diğer etmenler de hastalığın gelişiminde rol oynamaktadır. Kişilerin, belirtilerini göz ardı etmemesi ve düzenli kontroller yaptırması hayati önem taşımaktadır. Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı bir diyet uygulamak ve sigara içmeyen bir çevre oluşturmak, akciğer sağlığını korumak için önemlidir. Erken teşhis, tedavi sürecinde büyük bir fark oluşturabilir ve yaşam kalitesini artırabilir” ifadeleriyle erken teşhisin önemine vurgu yaptı.
Akciğer kanseri tedavisinden de bahseden Uzm. Dr. Nail. Özhan, şu tavsiyelerde bulundu:
“Hastalığın evresine, türüne ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak değişiklik gösterir. Genel olarak, cerrahi müdahale, kemoterapi, radyoterapi ve hedefe yönelik tedavi yöntemleri kullanılmaktadır. Erken evrelerde, cerrahi olarak tümörün çıkarılması en etkili yöntemlerden biridir. İleri evrelerde ise kemoterapi ve radyoterapi tedavilerinin yanı sıra son yıllarda hızla gelişmekte olan hedefe yönelik akıllı ilaçlar ve immünoterapi tedavileri ile tümörün büyümesi ve çoğalması kontrol altına alınmaya çalışılır. Hedefe yönelik tedavi yöntemleri, kanser hücrelerinin belirli özelliklerine yönelik olarak geliştirilmiş ilaçları içerir ve bu sayede yan etkiler daha az görülmekle birlikte çok daha yüksek başarı sonuçlarına ulaşılabilir. Tedavi süreci, multidisipliner bir ekip tarafından planlanmalı ve hastanın ihtiyaçlarına göre özelleştirilmelidir” dedi.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.