3,2 ton ağırlığındaki dişi fil Samba İstanbul’da
'Gerçek Hayvanların Anatomi Sergisi' İstanbul’da açıldı
İSTANBUL, (DHA)- Bilim ve sanat çevreleri tarafından dünyanın en kapsamlı hayvan anatomi sergisi olarak tanımlanan ‘Body Worlds: Animal Inside Out-Gerçek Hayvanların Anatomi Sergisi’, HUPALUPA Expo’da yapılan basın toplantısı ile açıldı. HUPALUPA Expo İcra Kurulu üyesi Merve Timurlenk Şengül, sergide yer alan eserler arasında şimdiye kadar plastine edilen en büyük varlık olan 6x3 metre boyutlarında ve 3,2 ton ağırlığındaki dişi fil Samba, tüm zamanların en uzun plastinatı olan 6 metre boyundaki zürafa, plastinasyonu 6 bin 300 saat süren 2,5 metre boyunda 275 kilogram ağırlığındaki kahverengi bir boz ayı, günlük 27 kilogram yeşillik tüketen 200 kilogramlık goril, dağ keçileri ve ahtapotların bulunduğunu belirtti.
Dünya genelinde 50 milyonu aşkın ziyaretçi rekoruyla anılan sergiye, HUPALUPA Expo ev sahipliği yapıyor. Ocak ayına kadar açık kalacak sergi, 10.00 ile 20.00 saatlerinde, her saat başı başlayacak olan seanslarıyla ziyarete açık olacak. Sergide, tarihte plastine edilerek korunan ilk fil Samba’nın, 6 metre uzunluğundaki zürafanın, 200 kilodan fazla ağırlığa sahip olan gorilin aralarında bulunduğu 100’den fazla hayvan bedeni yer alıyor. Sergide, Prof. Dr. Gunther von Hagens’in geliştirdiği plastinasyon tekniği ile çürümez hale getirilen hayvan bedenlerini sanatsal bir yaklaşımla ortaya konuluyor. Küratörlüğünü Dr. Angelina Whalley’in üstlendiği serginin Türkiye’deki bilimsel danışmanlığını İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa yürütüyor.
Açılışa; serginin küratörü Dr. Angelina Whalley, HUPALUPA Expo İcra Kurulu üyesi Merve Timurlenk Şengül, İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Üzel ve İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ozan Gündemir katıldı.
DOĞAL YOLLA HAYATINI KAYBEDEN CANLILARIN PLASTİNE EDİLMESİYLE OLUŞTURULDU
Toplamda bin 200 metrekare alana kurulan sergide, dünyanın en büyük plastinatı olan bir filden, hamile bir keçiye, 6 metre uzunluğundaki zürafadan, yemini ağzında tutan bir köpekbalığına kadar 100’den fazla hayvan figürü yer alıyor. Sergide yer alan tüm eserler, doğal yollarla hayatını kaybeden canlıların plastine edilmesiyle oluşturuldu.
“DÜNYANIN İKİNCİ DURAĞI İSTANBUL OLDU”
HUPALUPA Expo İcra Kurulu üyesi Merve Timurlenk Şengül, “Öncelikle bu sergi, dünyada 50 milyondan fazla ziyaretçiyle dünyanın en çok gezilen sergisidir. Biz de onun bir uzantısı olan gerçek hayvanların sergisinde, İstanbul'da ağırlamaktan gurur duyuyoruz. Bu sergi, insan ve hayvan bedenlerini kalıcı olarak koruyan plastinasyon tekniğiyle oluşturuldu. Bu sayede anatomiye, bilime, sanata, ilgi duyan herkesi burada ağırlayabiliriz” dedi.
Şengül, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Burada çok geniş bir yelpazede; öğrenciler, yetişkinler, çocuklar için çok çarpıcı bilgiler var. Örneğin ren geyiklerinin buz üzerine nasıl yürüdüğünü, 40 bin iç içe geçmiş kazıyla bir filin hortumunun nasıl olduğunu veya boğaların neden bu kadar güçlü olduğu gibi çok ilgi çekici bilgilere bu sergide ziyaretçilerimiz ulaşabilir. Sergi Almanya'dan buraya 9 koca tırla geldi. Sergide toplamda 100’den fazla hayvan figürünün yanı sıra bir de insan bedeni bulunuyor. 200 kilodan daha ağır bir gorilimiz var. Dünyanın en büyük plastinatı olan 3,2 ton ağırlığında dev bir filimiz var. Hamile bir keçimiz var. Bu sergi Türkiye'de ilk hatta Almanya’dan sonra dünyanın da ikinci durağıyız. Bunun gururunu yaşıyoruz. Burada bütün eserler orijinal ve çok büyük bir emekle yapıldılar. Mesela bir filin plastinatı dört yıl sürmüş. Bütün sergiye baktığımızdaysa 10 yılı aşkın bir emek var.
“ZİYARETÇİLER, NE KADAR ÇOK BENZERLİK TAŞIDIĞIMIZI GÖRDÜKLERİNDE ŞAŞIRACAK”
Serginin küratörü Dr. Angelina Whalley, Dr. Gunther von Hagens ile çalışmalarının genellikle insan anatomisine odaklandığını dile getirerek, 2010'da İstanbul'da da sergilenen, insan anatomisi, fonksiyonları ve sağlık konularında eğitim vermeye adanan bir etkinlik olan Body Worlds’ün dünya çapında 55 milyonu aşkın kişi tarafından ziyaret edildiğini ve birçok kişiyi daha sağlıklı bir yaşam tarzını benimsemeye teşvik ettiğini anlattı.
Animal Inside Out’un, insan bedenleri sergisine gelen ziyaretçilerin, sergilere dahil edilen hayvan eserlerini çok beğendiklerini belirtmeleri üzerine tasarlandığını belirten Whalley, “Sergilerin küratörü ve tasarımcısı olarak Body Worlds ziyaretçilerinin en çok neye ilgi duyduğunu öğrenmek beni her zaman çok heyecanlandırır. Bu nedenle hayvanları da plastine etmeye devam etme konusunda teşvik edildik. Ancak 2010 yılında tam bir sergi oluşturacak kadar dikkat çekici bir koleksiyona sahip olduk. Ziyaretçilerimize karşılaştırma fırsatı veren birkaç insan bedeni de sergi içeriğine dahil edilmiş durumda. Plastinasyon sayesinde, hassas ve tehlikede olan hayvanları koruyarak, gezegenin çeşitliliği ve hayvanlar alemi hakkında halkı bilgilendirmeye nesiller boyu devam edebileceğiz” dedi.
“HEDEFİM İNSANLARI BİLGİLENDİRMEK”
Whalley, Animal Inside Out ile çeşitliliği ve hayvanlar alemi içindeki ortak noktaları gösteren büyüleyici bir sergi yaratmak istediğini ifade ederek, şunları söyledi:
“Hedefim, çocuklar, yetişkinler, bilime merak duyanlar ve tıp dallarında uzmanlık seviyelerindeki insanları bilgilendirmek. Amacım, insanları bilgisel anlamda zenginleştirmek ve onlara ilham vermek, doğanın ne kadar kırılgan olduğunu ve biz insanların hayvanlarla ne kadar benzer olduğunu daha iyi anlamalarına yardımcı olmak. Hepimiz yaşam için aynı havayı soluyoruz, gıdayı enerjiye çeviriyoruz ve diğer memelilerle çok benzer iskelet yapılarına sahibiz. Hepimiz deri, et ve kemikten oluşuyoruz, aynı gezegeni paylaşıyoruz ve hayatta kalmak için aynı ihtiyaçlara sahibiz. Bir hayvanın nasıl hayatta kaldığı, esasen anatomisine bağlıdır. Ziyaretçiler, aslında ne kadar çok benzerlik taşıdığımızı gördüklerinde şaşıracak. Kesinlikle inanıyorum ki sergiyi ziyaret ettiklerinde ve bu harika canlıları gördüklerinde, sergiden bu hayvanlara ve tüm canlılara karşı bir takdir ve saygı duygusuyla ayrılacaklar.”
Whalley, plastinasyonun çok emek yoğun ve zaman alıcı bir süreç olduğunu, bir insan vücudunu diseke etmenin ve korumanın ortalama bin 500 saatlik emek gerektirirken, fil için ise bu sürenin, 3 yıl süren 60 bin saatten fazla bir zaman dilimine denk geldiğini kaydetti.
“GÜZEL BİR BİLGİLENDİRME ORTAMI SUNUYOR”
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Üzel, Prof. Dr. Gunther von Hagens’ın bulduğu plastinasyon yöntemiyle oluşturulan hayvan örneklerinin yer aldığı Gerçek Hayvanların Anatomi Sergisi’nin güzel bir bilgilendirme ortamı sağlayacağını belirterek, “Plastinasyon yöntemi tıp, veterinerlik, biyoloji, zooloji eğitimlerinde kullanılan bir yöntem olup kişilerin bazı zararlı kimyasal maddelere maruz kalmadan güvenli ve temiz koşullarda organik örnekler üzerinde eğitim ve araştırma yapma olanağı sunmaktadır. Bu sergide göreceğiniz tüm örnekler de çeşitli plastinasyon ve plastinasyona benzer tekniklerle hazırlanmış güvenli örneklerdir” şeklinde konuştu.
“KADAVRALAR SANATSAL BİR ANLATIM DİLİ İLE HAZIRLANMIŞ VE HER BİRİ GÖRSEL BİR SANAT ESERİ NİTELİĞİNDE”
İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ozan Gündemir de veterinerlik anatomi uygulamalarında at, sığır, koyun, kedi, köpek ve kuş kadavraları kullanıldığını ve buradaki en önemli noktalardan birinin, kadavraların hazırlanması ve saklanması olduğunu kaydetti.
Bu alanda en güncel tekniğin ise plastinasyon olduğunu aktaran Gündemir, şu bilgileri verdi:
“Bu teknikte su ve yağın yerini belirli plastikler alır; böylece dokunulabilen, kokmayan veya çürümeyen materyaller elde edilir. Özellikle silikonun dokulara işlenmesi için özel kadavra havuzlarına ihtiyaç vardır. Diğer solüsyon ile hazırlanan kadavralara göre maliyeti daha fazladır. Ama ister farklı kadavra solüsyonunda hazırlansın, isterse plastine edilsin el becerisi kadavra hazırlamak ve bu kadavrayı incelenecek morfolojik yapılara göre hazırlamak için çok önemlidir. Bu sergide plastinasyon tekniği kullanılarak hazırlanan birçok hayvan kadavrası var. Fakat daha önemlisi bu kadavralar sanatsal bir anlatım dili ile hazırlanmış ve her biri görsel bir sanat eseri niteliğinde.”
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.