İSTANBUL, (DHA) - Türk mühendislerinin nükleer alanda aldıkları eğitimin Türkiye açısından büyük önem taşıdığını ifade eden Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü İleri Teknolojiler Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bilge Ocak, “Türk uzmanların nükleer alanda aldıkları eğitim, özellikle nükleer enerji, uzay, tıp, mühendislik ve diğer birçok alanda çok çeşitli niteliklere sahip olabilir. Türkiye, enerji ihtiyacını karşılamak ve enerji bağımsızlığını artırmak amacıyla nükleer enerji sektörüne yatırım yapmaktadır. Türk mühendislerinin nükleer alandaki eğitimi, ülkenin bu hedeflerine ulaşmasına yardımcı olabilir. Nükleer alandaki eğitim, Türkiye'nin yerli nükleer teknoloji geliştirmesi açısından kritik bir rol oynuyor” dedi.
Prof. Dr. Bilge Ocak, Akkuyu NGS için başlatılan personel eğitim programı kapsamında çift diplomalı yüksek lisans programının da bu anlamda büyük önem taşıdığını söyledi. Programın önemine ilişkin olarak Prof. Dr. Bilge Ocak şunları ifade etti:
“Akkuyu Nükleer A.Ş. tarafından Rusya'ya nükleer enerji mühendisliği eğitimine toplam 317 Türk öğrenci gönderildi. Bu öğrencilerden 296’i eğitimlerini tamamlayarak projede çalışmaya başladı. Buna ek olarak, 71 Türk öğrenci de yüksek lisans eğitimi amacıyla Rusya’ya gönderildi. Çift diplomalı program, nükleer enerji alanında uzmanlık kazanmamızı ve nükleer alandaki yetkinliklerimizi artırmamızı sağlıyor. Akkuyu NGS'de çalışacak personelin daha nitelikli ve işlerine daha iyi hazırlanmış olma imkânı veriyor. Çift diplomalı programlar, öğrencilere nükleer mühendislik, nükleer güvenlik, nükleer bilimler ve nükleer fizik gibi alanlarda derinleşme fırsatı sunarken, uluslararası iş birliğini oluşturur ve öğrencilere farklı ülkelerdeki nükleer enerji uygulamalarını inceleme olanağı tanır. Bu da uluslararası standartlara uyumu kolaylaştırıyor.”
“ENERJİ ENDÜSTRİSİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNE KATKIDA BULUNABİLİR”
Akkuyu NGS ve benzeri nükleer santrallerin, genellikle bu tür programları tamamlamış kişilere öncelik verebileceğini söyleyen Prof. Dr. Bilge Ocak, programları tamamlayan öğrencilerin, işverenler için daha cazip hale geldiğine dikkati çekti.
Söz konusu programların öğrencilerin ARGE çalışmalarına katılma fırsatı sunduğunu belirten Prof. Dr. Bilge Ocak, “Bu programlar, öğrencilerin yenilikçi çözümler bulma ve sürekli iyileştirme süreçlerine katkıda bulunma yeteneklerini artırabilecek” dedi.
Çift diplomalı yüksek lisans programların başarısının, iyi bir iş birliği, nitelikli öğretim üyeleri ve santralin ihtiyaçlarına uygun bir müfredat geliştirme ile de yakından ilişkili olduğunu söyleyen Prof. Dr. Bilge Ocak, Akkuyu Nükleer Güç Santrali için bu tür bir çift diplomalı yüksek lisans programı, ulusal enerji güvenliğine ve nükleer enerji endüstrisinin sürdürülebilirliğine katkıda bulunabilir” diye konuştu.
“NÜKLEER ALANDAKİ EĞİTİM, YERLİ NÜKLEER TEKNOLOJİ GELİŞTİRİLMESİNDE KRİTİK ÖNEME SAHİP”
Türk mühendislerinin nükleer alanda aldıkları eğitimin Türkiye açısından büyük önem taşıdığını ifade eden Prof. Dr. Bilge Ocak, “Türk uzmanların nükleer alanda aldıkları eğitim, özellikle nükleer enerji, uzay, tıp, mühendislik ve diğer birçok alanda çok çeşitli niteliklere sahip olabilir. Bu eğitim programlarının nitelikleri, hangi alanda, ne tür bir eğitim aldıklarına bağlı olarak değişebilir. Türkiye, enerji ihtiyacını karşılamak ve enerji bağımsızlığını artırmak amacıyla nükleer enerji sektörüne yatırım yapmaktadır. Türk mühendislerinin nükleer alandaki eğitimi, ülkenin bu hedeflerine ulaşmasına yardımcı olabilir. Nükleer alandaki eğitim, Türkiye'nin yerli nükleer teknoloji geliştirmesi açısından kritik bir rol oynar. Nükleer mühendisler, yerli nükleer santrallerin tasarımı, inşası, işletilmesi ve bakımı gibi alanlarda uzmanlık sağlayarak ülkenin bu alandaki yeteneklerini artırır” ifadelerini kullandı.
“NÜKLEER ENERJİ, İŞ FIRSATLARINI ARTIRABİLİR VE İŞSİZLİĞE ÇÖZÜM GETİREBİLİR”
Nükleer enerjinin istihdam yaratma potansiyeline de değinen Prof. Dr. Bilge Ocak, Türk mühendislerin nükleer alandaki eğitiminin, bu alanda iş fırsatlarını artırabileceğini ve işsizlik sorununa çözüm getirebileceğini söyledi. Prof. Dr. Bilge Ocak, “Türk mühendislerin yurtdışında aldıkları nükleer eğitim, bu alanda kazandıkları deneyimi Türkiye'ye geri getirme fırsatı sunar. Bu, ülkenin yerel nükleer endüstrisinin gelişimine katkıda bulunabilir. Türkiye, nükleer enerji alanında uluslararası iş birliği fırsatlarına katılabilir. Türk nükleer mühendisleri, uluslararası projelerde ve diplomasi süreçlerinde önemli roller üstlenebilirler” dedi.
Rusya’nın teknik ve mühendislik alanlarında güçlü bir geleneğe sahip olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Bilge Ocak, Rusya’nın, birçok bilim ve araştırma alanında önde gelen bir ülke olarak bilindiğine de değindi. Türk uzmanların Rusya'da kaliteli teknik eğitim alabileceklerini belirtti.
Prof. Dr. Bilge Ocak, “Rusya’da eğitim alan Türk uzmanlar, araştırma ve inovasyon yeteneklerini geliştirme fırsatına sahip olabilirler. Farklı kültürleri ve iş ortamlarını deneyimleyerek uluslararası bir perspektif kazanabilirler. Bu, uluslararası projelerde çalışırken avantaj sağlayabilir. Türk uzmanların Rusya'da aldığı eğitim, kişinin kendi alanında bir uzmanlık geliştirmesi ve farklı bir kültürde eğitim alarak kişisel büyümesine katkıda bulunması için önemli bir fırsat sunar. Bu hem kişisel hem de profesyonel açıdan fayda sağlar” diye konuştu.
“TÜRK MÜHENDİSLERİN ELDE EDECEĞİ DENEYİM, TÜRKİYE'Yİ ULUSLARARASI ALANDA SÖZ SAHİBİ YAPACAK”
Nükleer mühendisliğin Türkiye'nin nükleer enerji alanında geleceğini şekillendirmek için güçlü bir temel oluşturduğunu vurgulayan Gazi Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Nükleer Bilimler Anabilim Dalı Başkanı ve Enerji Sistemleri Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adem Acır da nükleer enerji sektöründe eğitim almış ve donanımlı profesyoneller yetiştirmeyi amaçlayan bu disiplinin, özellikle nükleer enerji santrallerinde çalışma kapasitesine sahip uzmanlar yetiştirmek adına önemli rol oynadığını belirtti. Acır, “Nükleer mühendislik eğitimi alan adaylar, sadece bilgi açısından değil, aynı zamanda nükleer enerji santrallerinin kurulumundan güvenliğine, sağlık ve çevre değerlendirmelerinden reaktör tasarımına kadar geniş bir yelpazede uzmanlaşırlar” dedi.
Bu sayede Türk uzmanların, Rusya'da aldıkları eğitimle nükleer santrallerin izleme ve kontrol sistemlerini, radyasyon güvenliğini ve tasarımını yerinde görerek uygulamayı öğrenebileceklerine dikkati çeken Prof. Dr. Acır, “Bu eşsiz deneyim, Türkiye'nin nükleer alandaki ileri teknolojilere ulaşmasına olanak sağlar. Türkiye'deki üniversitelerle Rusya'daki eğitim kurumları arasında yapılan çift diplomalı yüksek lisans programları, Türk mühendislere hem teorik bilgi hem de pratik uygulamalarla dolu bir eğitim sunar. Bu programlar, nükleer santrallerin izleme, kontrol ve tasarımı gibi kritik alanlarda derinlemesine bilgi ve deneyim kazandırırken, Türkiye'nin nükleer alanda beyin gücünü büyük ölçüde zenginleştirir” dedi.
Türk mühendislerin elde edeceği uzmanlık ve deneyimin, Türkiye’nin nükleer enerji arenasındaki liderliğini daha da güçlendireceğini ve Türkiye'yi uluslararası alanda söz sahibi yapacağını dile getiren Prof. Dr. Acır, “Nükleer mühendislik eğitimi, Türkiye'nin enerji geleceğini şekillendiren önemli bir taahhüttür ve ülkemizi küresel arenada daha rekabetçi kılmak için güçlü bir temel oluşturuyor” diye konuştu.
Yorum Yazın
E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişdir.